DAVET

322 13 3
                                    

Kabus gibi bir günün ardından bu dosyalar yeter lan diye bağırmak istiyorum dalgalara...

Ama şuan bir deniz kenarında değilde bu sıkıcı ofisteyim babamın emrivakisi üzerine 2güne büyük bir davet hazırlamam gerekiyo yaklaşık 12saatir telefon konuşması ve mekan ayarlamaya çalışıyorum. Onlar yeni otelle hava atsınlar kabak yine benim başıma patlasın. 12 saatir 3 yıl yaşlandım sanırım,of of ne talihsiz kızım ben ya kapının çalma sesiyle söylenmeme ara verip...

_Gel dedim bezmiş bir sesle
Harbiden bezdum da
_Zümra seçtiğin mekanlara bakmaya gidicektik unuttunmu?
_ Yağız ya ben onu yağmurla toprağa pasladım sunumumu bide şu gereksiz davetiyeleri halletmem lazım başka bişey yoksa daha fazla zamanımı çalmasan...
_Bana dediğin organizasyon şirketiyle konuştum yani işim bitti madem topraklar halledicek bende yardım ediyim mi? Davetiyelere
_Tamam gel
Normalde iki cihan bir araya gelse kabul etmezdimde 200kişilik davetiyeyle tek başıma uğraşamam. Kabul ettik etmesinede bu gökyüzüne meydan okuyan maviliklerle nasıl çalışıcaksam..

Yağız başka bişey söylemeden davet listesi çıkarmaya başladı bile, bende sunumu bitirmeye çalışıyodum ki
Aklıma yağmur geldi beni ilk gördügü yerde parçalıcak toprakla mevzularını bildiğim halde gönderdim onları .
Aslında Toprak iyi bi çocuk,belki bizim cadıyı süpürgedinden indirirde mutlu olurlar kimbilir belki....
Sunuma öylebir dalmışımki yağızın beni izlediğini fark etmemişim bile kafamı kaldırdığımda göz göze geldik hep birşeye çok dikkatli baktığında yada gözleri yorulduğunda kızarırdı gözleri yine kızarmıştı nekadarda tatlıydı şuan.
Aaa zümra bi bakışına eridin bittin kendine gel . Sevgili iç sesim yine haklı dağılın beyler.
_Rahatsız olduğumu belirterek İşin bittiyse çıkabilirsin dedim.
_Busefer kollarını gögüsünde birleştirerek yok daha bitmedi yolun başındayım dedi
Resmen meydan okuyodu bana ya! onun dediklerini umursamadan yerimden kalktım cama doğru ilerleridim,bi sıcak basmıştı beni ya sinirden yada yağızla aynı odada olmaktan.

Nefesim kesiliyordu sanki boynumdaki fuları çıkarttım tabi ya ilaçlarımı almamıştım kafamı kaldı sanki bende.

Tam kendime söylenirken gözlerim kararmaya başladı. Yağız anlamış olucak ki beni hemen kucağına alıp deri koltuğa yatırdı, çantandamı zümra dedi cevap vermeye bile gücüm kalmaıştı sanki sadece kafa salladım. Çantamdan fısfısımı getirdi yağız'ın elleri titriyordu belliki korkmuştu, fısfısı çektikten sonra nefesim yavaş yavaş düzenleniyordu kendime geldiğimde, yağız'ın eli hala elimde olduğunu gördüm ki o anda şartaller attı..

_Tamam iyiyim sadece ilacı kullanmayı unuttum bugün dedim ve elimi çektim elinden.
_ Zümra ölüyodum sana bişey oluyo sandım sen hala hiçe sayıyosun kendini?
Sonlara doğru sesi kısılmıştı
Vay oda ne?.Yağız Karahan acıımı çekiyodu??
_o günden sonra beni diri diri öldüren insan! nefes alamamamdan mı? Korktu nekadar manidar ama!!dedim ve yattığım yerden doğrulup tekrar masama oturdum Şu davetiye saçmalığıyla uğraşmaya başladım..

(Zümra arkasında enkaz gibi bir adam bıraktığından habersiz devam etti işine)

Yağızla göz göze gelmemeye özen göstererek işine odaklandı ki, nihayet davetiyeler bitmişti.
Yarına yapıcak çok bir iş kalmamıştı kıyafet dışında.
Yağmurla toprak girdiler içeri yağmur burnundan soluyodu resmen birazcık tırsarak tamam ya yalan yok bayabi tırsarak.
_Mekan tamam dimi? Dedim
_Tabiki prenses hazretleri deniz kenarında olanla anlaştık dedi dişini sıkarak yağmur, toprak onun bu halini keyifle seyrediyodu kimbilir naptı kızcağıza.

_ Süper ozman millet eksik çok bişey yok artık gidip dinlene biliriz dedim.
Ve ofisten çıktık yağmur yine motora bağlamıştı nefes almadan konuşuyodu, ben nasıl insanmişimda insan hiç kardeşini düşünmezmişmide .Aslında düşündüğüm için onları gönderdim ama anlaşılan bunu anlaması için zaman şart...

SEVDALUK...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin