Uçak saatine son bir saat kalmıştı
Hızlı adımlarla giysi odasına ilerledim
Krem salaş t-shirtumu altına siyah pantolonumu ve vanslarımı geçirdim sonra aynanın karşısına gecip saçlarımı düzleştirdikten sonra bir yanını örüp salık bıraktım makyaj yapmayı hiç sevmem o yüzgen bir eyeliner bir parlatıcı sürdüm çantamı gerekli olabilicek herşeyi ve telefonumu attıktan sonra siyah deri ceketimi alıp merdivenlere doğru ilerledim...Bütün ev halkı aşşağıda beni bekliyordu
Ahsen sultanı babışkomu öptükten sonra yağmurla çıkışa ilerledikAbim arabanın önüne oturmuş bizi bekliyodu bizi görünce hareketlenip ayağa kalktı arabaya doğru bir iki adım attıktan sonra geride bıraktıgım anne ve babama buruk bir tebessüm eşliğinde el salladım nihayet abim sürücü koltuğuna bende yanına oturdum yağmurda arkaya iç sesim yine beni çıldırtmak üzereydi "ya onu GÖRÜRSEN" iç sesime göz devirip susturmayı başarmıştım ki abim Zümra! Dedi bakışlarımı ona çevirdim...
_Yarın öğlende mimarlarla toplantın var sakın atlama dedi uyarıcı bir sesle
_Nasıl unuturum sabırsızlıkla bekliyorum mimarla tanışmayı dedim keyfim yerine gelmişti artık geçmişi degil geleceği düşünücektim sessiz geçen yolculuğun ardından hava alanına gelmiştik çanta kontrolünden geçtikten sonra bekleme salonuna ilerledik
Uçağımız anonsunu duyar duymaz heyecanla fırladım yerimden abime veda etme zamanıydı vedalar hiç bana göre değil duygu karmaşasına gerek yoktu aslında ama abim gel buraya ufaklık degip sarıldı bir müddet böylece kaldık onu özlicektim kıymetlimdi o benim nekadar kavga etsekte sıgınacagım limandı baya duygusala bağlamıştım ki kollarımı abimin boynundan çekip
_ Bi durda askere gitmeyrum trabzona gidiyrum dedim Kıkırdayarak abimde bu şiveme kahkaha atarak karşılık verdi
_zümra hanım şimdiden şiveyi kapmışız laz kizu olup gelme başımıza hee dedi ve yanağımdan makas aldı
Evet istanbula veda vaktiydi abime veda ettikten sonra uçağa doğru ilerledim yağmurdan önce davranıp cam kenarını kapmıştım bile yagmurda itiraz etmeden yanıma oturdu
_ZÜMRA"!
_Efendim kardeşim
_Azrayı aradın mı? Haberi var dimi?
İşte bu hiç beklemediğim bir soruydu tepki vermeden bir müddet durdum evet aramamıştım daha doğrusu arayamamıştım korkuyordum onu görmekten kalbimin üstünde acımasızca tepinen o adamı görmekten korkuyordum o trabzonun hırçın dalgalarına kapılmaktan korkuyordum hala suratıma bön bön bakan yağmura sesimin titrememesini diliyerek
_hayır aramadım bir yerleşelimde bir ara ararım dedim
Vee sessizliğime gömüldüm anılar firar ediyordu beynimden onun gözleri geldi gözümün önüne maviliginde kaybolduğum adam senelerdir unuttuğumu idda etsemde gerçekler acıdır ki ben onu bir an olsun unutmamıştım şuanda iç sesim bile ortada yoktu okadar boğulmuştum o gökyüzüne meydan okuyan gözlerde kafamı sağ sola salladım kendine gel ZÜMRA dedim kendime bunu sesli söylemiş olucaktım ki yağmur beni anlamak istercesine bakıyodu...
_İYİMİSİN SEN?dedi endişeli ve sesiyle
_Degilim ama olucam diyebilmiştim yagmur devam etti..
_Eger "onun" yüzünden bu haldeysen kendine gel zümra onunn karşısında üniversiteli Zümra degil Ne istedigini bilen kararlı bir Zümra var dedi
Evet haklıydı ben eski zümra degilim ve olmayada hiç niyetim Yoktu bu düşünceleri kafamdan kovduktan sonra kafamı yağmurun omzuna yaslayıp uykuya dalmıştım
* * *
Uyandıgımda trabzona inmiştik çıkışa dogru ilerledik ve bizi almaya gelen araca bindik burdaki evim tadilatta olduğu için bir kaç gün bir otelde kalıcaktık şöföre gidicegimiz yeri tarif ettikten sonra koltuga iyice yayıldım cok yorgundum bu yorgunluğumun sebebi düşünmekti daha onu düşünürken ruhum bukadar halsiz düşüyosa onu görmeyi hayal bile edemiyorum artıkBen kendi kendime konuşurken arabanın durmasıyla kendime geldim ve otele girip asansöre doğru ilerledik odaya geldiğimizde cam kenarında olan yatağa doğru ilerledim yağmurun itiraz etmesi gerekiyordu ama sesini çıkartmamıştı bunu çokta umursamadan eşyalarımı alıp banyoya doğru ilerledim tek istediğim şey sıcak bir duş ve uyumak....
Saçlarımı havluya sarıp cam kenarındaki tekli koltuğa oturdum bütün trabzon ayaklarımın altındaydı resmen okadar güzel bir manzara vardı ki buraların burnumda tuttuğunu o an hissettim büyülenmemek imkansızdı bir müddet seyrettikten sonra uyumak için yataga uzandım ve yarın herşeyin çok güzel olmasını dileyerek heyecanla uykuya daldım....
Sabah kalktığımda yataktan kalkıp lavaboya dogru ilerledim yağmur hala uyuyordu yüzümü yıkayıp saçlarımı dağnık topuz yaptıktan sonra lavabodan çıktım o sıradan bizim prenses uyuanmaya çalışıyodu
_Günaydın dedim seviyesiz çoşkumla
_kargalar kahvaltsını etmedi zümra napıyosun lan uyusana diye çemkirdi uykucu prenses
_oteli görmeye gidicem iki saat sonra dedim ve giysi dolabına ilerledim canım nekadar salaş giyinmek istesede ilk günden o şekilde giyinmek istemediğim için çok sevdiğim siyah mini elbisemi giydim saçlarımı dalga dalga yaptıktsn sonra açık bıraktım siyah ağırlıklı bir makyaj yaptıkkan sonra olamzsa olmaz olan siyah eklem yüzüklerimi taktıktan sonra deri ceketimi giyip çıkışa ilerledim tam çıkıcaktımki yağmur
_zümra akşama bara gideriz dimi dedi en cici kız tavrıyla
Güya düşünüyomuş gibi elimi çeneme koyduktan sonra
_ Bakarız şu işlerimi bir hallediyim dedim onu uyuz etmek için yagmurun suratı anında düştü benimle gelmememin cezasıydı kıvransın dursun bütün gün :)
Zafer gülüşümle asansöre ilerledimTelefonumun çalmasıyla bir arA
duraksadım baktım yakışıklım arıyodu bekletmeden açtım
_fıstık hazırsın dimi unutmadın toplantıyı?
İstemsizce göz çevirdikten sonra
_iyyim abi evet rahat geldik dedim
_Baksen tirip atmak hee uzaktanda olsa süründürmeye devam diyosuuuun dedi alaycı sesiyle
_EVET tabiki elimden kurtulucagını düşünmen saçmalık cancazım dedim ve kahkahalar eşliğinde telefonu kapattıkSeviyorum bu çocuguya abim diye demiyorum harika bi insan aman duymasın şımarıyooo:)
Yağmur bugün gezicegini söyledi ve benimle gelmedi biraz bozulsamda belli etmemiştim dışarı çıktığımda şöföre baş selamı verdikten sonra otele doğru yol aldık içim içime sığmıyodu evet hayallerime ulaşmanın verdigi heyecanla yerimde duramıyodum nihayet işgence gibi geçen yol bitmiş ve otele gelmiştik...
Arabadan iner inmez hayret içerinde bu şaheser yapıya bakmaya başladım evet evet bu benim tasarımımdı ve istediğimdende mütiş gözüküyordu kenan bey yanıma gelip
_hoşgeldinuz zümra hanım demişti düzeltmeye çalıştığı şivesiyle
_hoşbulduk dedim samimi bir şekilde
İçeri doğru ilerlemeye başladık.gerçekten hayran kalmıştım spor salonu yüzme havuzları cafeleri gerçekten hayal ettiğimden fazlaydı herşey mimara övgüler yağdırarak hayranlıkla gezdim heryeri kenan beye gelen telefonla buyrun restoranta geçelim bizi bekliyorlar dedi olumlu anlamda kafamı sallayarak yürümeye başladık gerçekten mimarla tanışmaya can atıyodum ona teşekkürlerimi sunup tebrik edicektim ki
Restoranta girer girmez olduğum yere çakılı kaldım hayır ya bu şaka olmalıydı masada oturanlardan biri oydu inanmak istemiyordum bu beynimin bi oyunu falan diye düşünsemde kalı canlı karşımdaydı
.kenan beyin_MASAYA geçelim isterseniz demesi üzerine buragı öldürmeyi aklımın bir köşesine not ederek masaya ilerledim
Kenan bey beni herkezle teker teker tanıştırdı sıra ona gelmişti
_Buda sizin deyiminizle şaheserin Mimarı YAĞIZ KARAHAN!!!!!Kendime şaheser dedigim için küfrederken yağıza sadece baş selamı vermekle yetindim ve masada benim için ayrılan yere oturdum tam karşımada" O" .....
Umarım severek okumuşsunuzdur
iyi okumalaaaaar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVDALUK...
RomanceYıllar önce üniversite yıllarında başlıyan bir aşk. Aşkın ızdırabını son demlerine kadar yaşatıp ve üniversite bittikten sonra bidaha hiç karşıma çıkmamıştı taki o güne kadar benim tasarımım olan oteli 'n mimarı olana kadar!!! Trabzonun o dalgalı...