İTİRAF...

315 15 2
                                    

Yağız'ın ağzından;

Gitti her kelimesi beynimde deprem etkisi yaratırken kalbime saplanan ağrıyla, dizlerimin üzerine çöktüm salaksın yağız salak Kız haklı ne bekliyodum ki koşup sarılmasını mı, heleki zümra söz konusuysa, tekrar annemin mezarına baktım yaşlı gözlerle, sen gittin kimse kalmadı be anne senden sonra bi beni seven balgözlüm vardı ,oda gitti..
Üşüyorum anne sensizlik üşütüyor beni sevgisizlik üşütüyor.
Sol yanım ağrıyor anne ! ne sen sor ne ben anlatayım içinde bulunduğum bu beter hali ona da kendimede iyi bakamadım, savrulduk ordan oraya şimdide toparlayamıyorum, umut işte bir kaç kırıntı umut var beni hayata bağlayan,yoksa çok geçmez gelirdim yanina, cennet kokulum çok özledim seni...
Hani hep derdin ya seni mutlu eden insanların elini sakın bırakma, kırma üzme diye, beceremedim anne senden sonra sorgusuz sualsiz seven meleğimide kaybettim ben. Yaşamanın ne anlamı kaldıki bu viran olmuş dünyada.
Bittim anne kayboldum. Her hatamda birinizin yokluğuyla cezalandım bak şimdi yapayanlızım işte kimsem yok .

O gece yarısı yanında olsaydım hastaneye yetiştirebilirdim seni ama ben arkadaşlarımla birlikte bara gitmeyi seçtim. Zümraya degil o şerefsize inandım hakettim dimi anne ben yazlızlığı iliklerime kadar hakettim dimi?...
Ama Allah şahidim olsun ki o balgözlümü 'ün kalbini geri kazanıcam ve birdaha elini asla bırakmıcam!!! seni kaybettim onu kaybetmicem O yoksa bulmam ki yolumu kaybolurum, yaşıyamam...

ZÜMRA'dan devam;

Her bunaldığımda olduğu gibi sahile atmıştım kendimi. Deniz kokusu ,dalga sesi, ve benim hıçkırıklarım ...
Ben böyle olsun istemedim yağız! seni orda öyle bırakırken bin parçaya bölündü kalbim,nefesim kesildi ölüyorum sandım, arkamı döndüğümde ama kalamadım yapamadım !! Özür dilerim son söylediğim fısıltı halinde çıkmıştı ağzımdan. Sanki anlıcakmış gibi halimden haykırdım dalgalara.
Ağladım ağladım ağladım...

Kalbime ağır geliyodu artık bu acı taşıyamıyodum, altında eziliyodum günden güne insanın içi ağrırmı hiç ağrıyordu işte, sol yanım ağrıyordu, soğuk hava bedenimi istila etmişti, ben nekadardır böylece oturuyorudum hiç bilmiyorum. Kafamı kaldırıp gökyüzüne baktığımda havanın karardığını gördüm. Yağmuru arıyıp haber veriyim merak etmesinler demiştimki bir baktım telefonumunda şarjı bitmiş. Kahrestin ya abim trabzonu yıkmıştır bana ulaşamayınca.
Huysuzca kalkmak için yerimde kıpırdandım tam kalkıcaktım ki yanıma biri oturdu, ve ellerimi ellerinin arasına aldı, kafamı kaldırıp ellerimi sarmalayan kişinin kim olduğuna baktım, canparçam abimdi bulmuştu beni, beni benden iyi tanıyan adam.
Başımı omzuna yasladım huzur ararmışcasına, küçükken hep ona sarıldığımda unuturdum acılarımı ama şimdi geçmiyor. Bir an olsun hafiflemiyordu yüreyim, ama neden?
Ben mi büyümüştüm yoksa acılarım mı?

Biraz böyle oturduk hiç konuşmadan sadece sarıldı bana sanki senelerdir hasretmiş ,arıyormuşcasına sarıldı .
Bu birazda olsa iyi hissettirmişti ama bir an olsun, yağız'ın sen bari gitme!diyişi kulaklarımdan silinmedi o çaresiz bakışları !!
Aklıma gelince gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı bile,onun canı yanarken susmak, sırtımı dönmek derinden bir yara izi açmıştı kalbime.
Nekadar kızsakta, kırgın olsakta dünyamızı tepetakla etselerde yüzçeviremediğimiz insanlar var onları bukadar çaresiz görmek, diri diri toprağa girmekten beter bişey.

Göz yaşlarımdan bir damla abimin eline damladı, kafamı kaldırıp gözyaşlarımı sildi,anlamaya çalışıyordu belliki nolduğunu.
_Abim canparçam söyle noldu, anlat be güzelim artık, ben anlamazmıyım halinden gözlerinin içi gülerdi önceden şimdi gülüşlerin bile degişti,ışığı kayboldu gülüşlerinin hep buğulu bakıyosun etrafa anlat artık neyin var?
_Gitsek olurmu? Dedim cılız çıkan sesimle.
Nefesini sıkıntılı verip başıyla onaylar anlamda salladı önce kendi kalktı kayaklıklardan sonrada beni kaldırdı.

SEVDALUK...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin