"Beğendiniz mi ?"
Adam hayranlıkla resimlerime bakarken dolapta bırakmış olduğum resimlerin aslında evdekilerden daha özensiz olduğunu fark etmiştim.Neden bu kadar beğenmişti ? Tamam kabul ediyorum doğuştan gelen bir yetenek olduğunu ama beğenmesi gereken resimler bunlar değil.
"Çok güzel anlatmışsın o duyguyu hissettiriyor."
"Yoksa siz.."
"Selin!"
Meraklı gözlerimle adama doğru bakarken Kumsal bana sesleniyordu. Kafamı hafifçe sağa çevirip baktığımda beni çağırdığını fark ettim.
"O adam kim? Tanıyor musun sen ?"
"Şimdi derse girmemiz lazım daha sonra anlatırım."
En arka sıranın boş olduğunu görünce içimde oluşan tarifsiz sevinç. Üniversiteyi kazanmak için çok çalışıyordum ama bu inek bir kız olup eğlenceyi unutacağım anlamına gelmezdi. Tahtaya kalkıp soru çözdüğüm bir matematik dersinin daha sonuna gelmiştik. Zil çaldığı an Kumsalın kolundan tutup dışarı çıkardım.
"Anlat."
"Sana verebilecek iki haberim var. İlki o konuştuğun adam Ertan Mertoğlu."
Şokumu tam yaşayacakken ikinci haberi kelimeleri vurgulayarak söyledi.
"Bu sene okula yeni bir çocuk gelmiş. Bizimle aynı yaşta. Söylenenlere göre çok önemli bir kişiymiş. Ayrıca çokta yakışıklı."
"Bundan bana ne ? Hem ne kadar önemli olabilir ?"
"Salaksın sen."
Erkek muhabbetlerinden nefret ediyorum. Çünkü geçen sene ilk dönemde karşılıklı anlaşma ile bitirdiğim ilişkiden sonra güvensizlik olayım zirve yapmıştı.Hem sevgilim olsa ve bunu yengem duyarsa olacakları düşünmek bile istemiyordum.
Zilin çalmasına 2 dakika kala sınıfa doğru ilerledim. Sınıfın içine girdiğimde herkeste bir heyecan vardı. Yeni çocuk kimdi ? Neden bu kadar önemliydi ? Okulda çıplak bile dolaşsa dalga geçmeye tenezzül etmeyecek kadar umursamıyordum bu durumu.
Herkes yerine oturmuş yeni çocuğun gelmesini bekliyordu. Aniden açılan kapı ve içeri yavaşça giren adımlar. Takım elbisesi ve yüzündeki gülüşü ile sınıftan içeri giren müdür gereksiz bir konuşma yapmıştı.Yeni çocuk geliyor bla bla bla.
Herkes yeni gelen bu önemli şahısı merak ederken sınıfta tek boş sıranın benim yanımda olduğunu fark edip göz devirmiştim. Ben bu huysuzlukla defterim kenarı ile oynarken sonunda herkesin beklediği an gelmişti.
İçeri girdiğinde saçlarını eliyle düzelterek havalı bir giriş yapmıştı. Gözleri masmavi idi. Bu parlaklığı uzaktan bile görebiliyordum. Beklentimin kat kat üstünde gelişen biriydi o. Adının Ali olduğunu söyleyip sustu. Kendini tanıtmak istemiyordu anlaşılan,büyük adımlarla yanımdaki sıraya ilişti. Oturduğu an burnuma gelen o kokunun içine kaybolabilirdim.
Yeni çocuğun etkisinin kaybolması ile derse geçmiştik. Konsantrasyon olmaya çalışırken Ali'nin bakışlarının üzerimde olduğunu hafifçe gözlerimi yana çevirerek fark edebilmiştim.
"Numaranı versene."
"Ders dinliyorum susar mısın?"
"Tamam ver susarım."
"Neden istiyorsun?"
"Okul,hocalar,öğrenciler ve bir kaç başka konular hakkında soru sorarım."
Verip vermemekte kararsız kalmıştım. Ama ne yapabilirdi sanki tuvalete ateşli geceler için arayın falan yazacak hali yoktu. Sonuçta aynı sınıftayız.Bir süre düşündükten sonra defterimin kenarından kopardığım kağıda yazıp verdim.
Kumsalın,Ali ile konuştuğumu fark edip attığı imalı bakışlarından sonra ders nihayet bitmişti. Kumsalı dinlememek için açtığım müzik ile yolu izliyordum. İlk defa beni konuşmaya zorlamamıştı. Evin önüne geldiğimizde yanağına öpücük kondurup indim.
İnşallah erken gelmişimdir ve yengemin o iğrenç sesine maruz kalmam. Tam zile basacakken telefonuma mesaj gelmişti. Merakla elimi çantama attığımda rehberime kayıt etmediğim bir numara ile karşı karşıya kaldım.Numarayı görünce paniklemiştim,kim nereden bulmuştu ?
"Ben Ali. Şimdi yüzündeki paniği söküp at ve sana soracağım sorulara cevap ver."
Ali'nin kim olduğunu 2-3 saniye aradan sonra hatırlayıp rehberime kaydetmiştim. Zile basıp içeri girdim. Evde çalışan Nuran ablaya masumca gülümseyip odama çıktım. Hızlı adımlarla tavan arasında ki odama gidiyordum.
Mesaja cevap vermeyi unutup çantamı kapının kenarına koymuştum. Dolabımın önüne geçtiğimde üzerime ne giyeceğimi düşünmeye başlarken pijamamı giydikten sonra kendimi yatağa attım. Huzurlu bir şekilde gözlerimi kapatmış uyuma çalışırken kapıya hücum eden bir el sinirlerimi bozdu.
"Selin sen niye okuldan erken çıktın ve ressamı beklemedin ?"
"Dayı,uyumam lazım."
Dayım sıkkın bir yüz ifadesi ile odamdan çıkarken bozulan rahatımı gözlerimi sıkarak atlatmaya çalışıyordum. Gözlerimi kapatmam ile açmam bir olmuştu. Aklıma Ali gelmişti. Ayağa kalkıp hızlıca kapının kenarında duran çantamı kaldırdım. Siyah deri sırt çantamın önünde duran iki cebin birinden telefonumu çıkardım.
Alıcı : Ali
Kusura bakma biraz geç oldu. Soruları alayım ?
Ne soracağını açıkçası merak etmiyordum. Okula yeni gelmiş birinin soracağı klasik sorular ardı ardına aklıma diziliyordu.Mesajı beklerken iki derse girip sonrasında eve gelmemin Dayımı ne kadar kızdırdığını düşünebiliyordum. Derslerime önem veriyordum ve notlarımda yüksekti. Ressam ile tanışmak istiyordum ama yengemin şartlarını da biliyordum o yüzden bugün gitmek yerine evde yatmak en iyisiydi.
Gönderen : Ali
Sevgilin var mı ?
Beklenmedik bir soru ile karşı karşıya kaldım. Kötü niyetler aklımda sıralanırken merakından sorabilir imkanı aklımdan geçmişti. Ama bu sorunun iyi niyetli olma ihtimali benim bu evde mutlu olma ihtimalim'den daha düşüktü. Cevap vermezsem okulda soracaktı,en iyisi mesajla halletmekti.
Alıcı : Ali
Neden sordun ? İlgilendirir mi ?
Merakla cevabını beklerken bu çocuğun zengin ve havalı olmasından dolayı bana zarar verebileceğini düşünmüştüm. Ama neden yapsın ki ? Ben ona her hangi bir şey yapmadım ? Tanışmıyoruz da.
Düşüncelerimi sesli bir şekilde dile getirirken yengemin duyma ihtimaline karşı aniden sustum. Elim ile alnımı kaşıdıktan sonra telefonu açıp mesajın gelip gelmediğine baktım. Telefonumu sessizde unuttuğum için mesajın geldiğini anca bakınca anlamıştım.
Gönderen : Ali
Derste boynunda ki yarayı gördüm. Sevgilin mi yaptı,baban mı ?
İÇİME PEK SİNMEYEN BİR BÖLÜM OLDU ÇÜNKÜ HASTA HALİMLE YAZDIM. 3.BÖLÜMÜ ELİMDEN GELDİĞİNCE GÜZEL YAZMAYA ÇALIŞACAĞIM. ♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖK GÜRÜLTÜSÜ
Fanfiction"Kötülüğün içinden duyulan o kahkaha." Ailesini kaybettikten sonra yengesinin verdiği acılara rağmen direnen Selin'in hikayesi. Hedefi üniversiteyi bitirip özgürlüğüne kavuşmaktı. Umrunda olan sadece iki durum vardı.Biri ona yalnızlığı unutturan ark...