Bölüm-1

263 25 16
                                    

Bu benim ilk denemem ve kesin beceremem ama şansımı denicem.Oy vermeyi unutmayin ve yorumlarınız benim için çok önemli.Medyada Ada var:)

Her çocuğun vardır ya geleceğe yönelik toz pembe hayalleri.Hani şu her şeyin güzel ve iyi olduğu toz pembe hayallerimiz.Hepsi yalanmış meğerse.Gerçek olan şu ki; biz o toz pembe hayallerimizin tozunda boğuluyormuşuz büyüyünce.Bu tozlar insanlardan nasıl çıkıyor anlamıyorum ki.Yalnızım şu anda kimse kalmadı yanımda.Biz mi kötü insanlara denk geldik? Yoksa herkes mi kötü? Herkes mi gider? Herkes mi yalancı? İnsanların dünyaya kötülük yapmak için geldiğini düşünüyorum artık.Niye yalnızım ben? Hani bensiz yaşayamayan insanlar hani nerdeler? Benden uzakta gayette mutlular.Biri daha gitti tam da şimdi ama en çok bu acıtacak canımı.Ben Mert'in yokluğunu bile düşünmek istemezken bunu nasıl atlatıcam ki? Hemde her şeyim de yanımda olan Ecemle aldattı ya beni.Kimden teselli alıcam şimdi.Ben hâlâ Mert'le kavga ettiğimiz kafede yere oturmuş ağlıyordum ki kafede çalışan biri kafenin kapanacağı haberini verdi.Tam dört saattir ağlıyordum ve saat tam 12'ydi ama hiç bir şeyi umursamadım ve yolun ortasına oturup tekrar ağlamaya başladım.Telefonumun çalmasıyla uyandım ve hâlâ yolun ortasında oturduğumu fark ettim.Yinede bunu umursamayıp telefonuma baktığımda annemin aradığını gördüm.Acaba saat kaç olmuştu da annemin aklına gelmiştim diye düşünürken bir yandan da anneme eve gelmeyeceğime dair mesaj attım ama tabiki annem izin vermedi ve eve gitmek zorunda kaldım.Eve gittiğimde ise saatin 6 olduğunu görüp hemen okula hazırlandım.Hızlı olmam gerekiyordu.Sonuçta her zaman okula birlikte gittiğimiz Mert yoktu ve ben okula otobüsle gidecektim.Benim planlarım böyleydi ama Mert çoktan kapının önüne gelmişti.

"Sen hâlâ ne yüzle buraya geliyorsun ya?"-bunu soylerken sesim yüksek ve kızgın çıkmıştı-
"Ada ben seni çok seviyorum ama..."
"Ne aması ya ne aması?"-ben hâlâ bağırıp kızıyordum-
"Bak okula geç kalıcaz,hadi gidelim."

Bu çocuk bu cesareti nerden buldu anlamadım ki.Tamam gidelim ama evden bir şey alıcam diyip eve fırladım ve mutfakta ki oklavayla geri döndüm arabanın yanına.Mert yüzüme tipik bir şekilde bakıyordu ki aklımda ki planı uygulamaya başladım.

Her cümlede arabaya vurarak;
"Bu beni aldattığın için,bu o kişi Ecem olduğu için,bu hâlâ yüzsüz yüzsüz buraya geldiğin için"

Mert haklı olduğumu bildiği için sadece 'bitti mi' diyebildi.Bende bitmedi diye bağırıp bu da beni sabahın altısına kadar ağlattığın için diyerek arabaya giriştim.Tam yarım saat arabayı dövdükten sonra okul yolunda koşmaya başladım.Mert'te arkamdan Koşuyordu ama tabiki de yakalayamadı.Okula çoktan varmıştık.Yeni bi okul günüydü ve yanında durcağım kimse yoktu.Ama yalnızlıkta güzeldi en azından kendinden gidemiyorsun.Aslında düşündüm de kendine bile yalanlar söyleyip,tutamayacağı sözler veren varlıklardan yani insanlardan ne beklenir ki.Derse bunları düşünerek başlayınca derste iyi geçmemişti.Hatta geçmemişti evet ya vakit geçmiyor.Zil çalmıyor,bence bozuldu.

"Ada dersi dinle!"
"Dinliyorum ho-"

İlk defa zil tam vaktinde çalmıştı.Zil çaldığı an fırladığım için diğer derste bir sürü azar yiyecektim ama olsundu.Hem bunları düşünüp hemde daha birkaç gün önce gıcık olduğum kızların yanına oturdum.

"Ben Ada Makal"-evet başarıyla rezil olmuş elim havada kalmıştı-

"Ben İlay arkadaşım da Masal.Şimdi gidebilirsin Ada Makal.
"Sadece arkadaş olmak için oturmuştum"-tripli surat-
"Pof bırak İlay otursun"

Beni umursamayıp konuşmaya devam etmişlerdi.Eskiden gıcık olmakta haklıymışım.ikiside çok gıcıktı.Kalkıp sınıfa doğru havalı bir gidiş yapmak istesem de ayakkabım başarılı bi şekilde havamı bozmuştu.Vee Ada yine rezil olmuştu.Kimse şaşırmamıştı.Bende şaşırmamıştım zaten.Benim için normal şeylerdendi bu.Yine her zaman ki gibi herkes gülüyor ve bende kimseyi umursamadan sınıfa gidiyorum sadece bi fark vardı Ecem ve Mert yanımda değil.Yalnız başıma sınıfa gittim.Yalnızım işte sadece kendim varım.Canım o kadar çok acıyor ki.Her yerde bi anımız var onlarla.Derdimi kimseye anlatamıyorum.Kendimi yazılara anlatcam her zaman ki gibi.Denk gele bi kalem seçip bir de kağıt buldum kendime.

Bir insanın canı en fazla bu kadar acıyabilir galiba.En yakınım dediğim,kardeşim dediğin insanın sevgilinle birlikte olması gerçekten çok acı.Beni asla bırakmayacaktı sözde.Ben onsuz yapamıyorum.Aniden aklıma geliyor ne zaman çıktı ki zaten.Bu kadar sevmek en büyük ve tek suçumdu benim.Kimse anlamaz zaten bu acıyı.Çok saçma demi?Herkesin acısının yanında bu neymiş falan filan.Anlamaz ki zaten kimse.Acısı olmamalı demi?Aşkın acısı mı olur?Bana da saçma gelirdi eskiden şimdi tam olarak onu yaşıyorum.Canımı acıtıyor ya.Mutsuzum her zaman ki gibi.Kimse anlamaz ki zaten beni.Hep mutlu gözükmeye çalışırım.o da olmuyor zaten.Insanlar ağlamaktan ölebilirmiş ben nasıl ölmedim ya dün.Hâlâ ağlıyorum hatta.Olmuyor,unutamıyorum onu.O herşeyimdi benim,bende onun.Şimdi o benim hâlâ her şeyim ben ise onun hiçbir şeyi.Seni unutmam yardım et her bir şeyim.

Şimdi gömebilirim bunu diğerlerinin yanına.Okulun bahçesine çıkmış içinde yazılarımın olduğu kutuyu nereye gömdüğümü hatırlamaya çalışıyordum ki hatırladım.Gidip bunu da diğerlerinin yanına koydum.

***

Son dersteydik ve yanımda adını bilmediğim hakkında tek bildiğim şeyin bütün kızların ona hayran olduğu o çocuk oturuyordu.Tabiki benim şok olmamı sağladı ama bunun üstüne elinde,daha yeni gömdüğüm kağıdı görünce şok oldum.Tam ona kızacaktım ki;

"Üzülme ben senin kalbini biliyorum.Ağlama gözyaşlarına yazık.Hani sonunda demişsin ya seni unutmama yardım et herbir şeyim diye ben kabul ederim.Her şeyin olmayı da onu unutmana yardım etmeyi de"
"Bir fark var" dedim yüzümdeki umursamazlığı bir an olsun bozmadan.
"Neymiş"
"Sen onu unutmamı,o ise kendisini unutmamı sağlayacaktı."
"Emin ol ben daha iyi unuttururum" demesi ve hocanın bize kızması bir oldu sonrada hiç konuşmadık zaten.

Lütfen yorum yapın ve oy verin.Hatalarımı yada güzel olup olmadığını belirtin lütfen.Sizi seviyorum.

Hep Mi YalnızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin