Bölüm-8

50 5 3
                                    

O kadar az okuma var ki...ama ben yinede pes etmeyip devam edicem belki bir gün artar neyse hepinizi çok seviyorum😊

Ada'dan

Peki niye?Niye bu kadar uğraşıyordu hâlâ benimle.Başarmıştı Beni Mert'le ayırmış ve günlerce aglatmıştı.Artik yetmez miydi?Bu kadar gözyaşı bu kadar acı onu daha doyurmamismiydi.Yoksa bunda da Mert mi yardım etmişti?Nasıl olsa herkes Ada'nın Mert'i arıyacağıni tahmin etmişti.

-telefon çaldı-

"Hayırlı olsun!"
"Kapa çeneni."

Bu bugün arayan bininci kişi falan olmalıydı.Ecem'in internete koyduğu video sonucunda herkes benim Gökay ile çıktığımı düşünmüştü.Aslında her kıza göre Gökayla anılmak gurur vericiydi ama benim ismim biriyle illa geçicekse bu isim ne Gökay ne de Mert olmalıydı.Ikisi de birbirinden kötü ve tipsizdi.Bunu düşünmem çarpılmama yetebilirdi çünkü ikiside birbirinden Yakışıklıydı aslında.

"Eğer biraz daha yanımda sesli düşünürsen seni öldürürüm."
"İpek bi sus be zaten Ada tipi depresyona girmeye çalışıyorum"
"Kurban keser gibi depresyona girion lan.Insan isteyerek girmez depresyona ama insan işte"
"İnsan öğlen 2'e kadar uyumaz ama insan işte."

Bunun üstüne kapıyı kilitleyip evden çıkmıştım.Her ne kadar nereye gittiğimi bilmesemde yürüyordum.Ustumde geyikli pijamalarım vardı.Kimse bana anormal bakmıyordu çünkü artık bizim mahallede oturan herkes alışmıştı bu duruma.Aniden bi araba durmustu yanımda.Aslinda sıradan bi araba değil bizim arabaydı ama annemgilin bu tarihte gelmemesi gerekirdi.

"Ada deden öldü.Git ve valizlerimizi hazırla."

Duyduklarım karşısında şok olmuştum.Dedem her şeyiyle örnek aldığım kusursuz insan bizi bırakamazdı.Gidemezdi.Onu ölüm bile almamalıydı.Dunyada o kadar suçlu varken o kadar kötü insan varken ölüm niye iyi insanları buluyordu.O an gözlerime ve ayaklarıma bir yük bindi sanki.Once gözlerim atti bu yükü sonra ayaklarım.Yere kapaklandım yani.Bilincim açıktı ama kalkmak istemiyordum.Dedem bile ölmüşken benim yaşamam ne kadar normaldi?Kaldırımda yuvarlanmaya başlamıştım.Su an herkes bana deliymisim gibi bakıyordu Oysaki kimse hiç kimse anlayamıyordu beni.Bilmiyordu kimse sebebini.Daha 1 yıl oncesine kadar ne zman sinirlensem yada korksam yanına gittiğim o insan yani dedem nasıl olurda ölebilirdi?Tam çöp kovasına carpacakken babam gelip kucağına almıştı beni.O da ağlıyordu.Ya kendi babası gelmişti aklına yada dedeme ağlıyordu.Beni arka koltuğa yatırmıştı.Burda aynada bakınca annemi görebiliyordum.Çok aglamıs olduğu belliydi.Yuzunden bi dakika bile eksik olmayan makyajlar her yerine dağılmıştı ve hâlâ titriyordu.Onu o halde görmek başıma gelebilecek en kötü şeydi.Onun bi gözyaşı için can verebilirim ve muhtelemen o birkaç gündür ağlıyordu.

***
Dedemi vermiştik mezara bir kaç hafta burada kalacaktık.Teyzelerimin ve anneannemin bize ihtiyacı vardı.Ama ben bunu karşılayamıyordum ve bu yüzden bir gündür odada kilitli duruyordum.Ne İpek ne annem ne de babam hiçbirini almamıştım odaya.Tek başıma kalmalıydım.Güçlü olduğumda çıkabilirdim.

-kapı çaldı-

"Gelme" diyebildim kısık ve tam çıkmayan bi sesle.

"Ben Gökay."
"Gelme."

Kapının önüne götürmüştü ayaklarım beni.o da kapının önünde oturuyordu.Ben ağladım,o da ağladı.Hiçbir şey soylemedi.Sadece ağladı.Bende ağladım tekrar...tekrar...ve tekrar...Artık gücüm bitiyordu.Yaşamak zor ve anlamsız geliyordu.Gözüm kapandı yavaş yavaş ama dur.Hayır bu kadar umursamaz olamazdım.Dedem,her şeyim dediğim insan ölmüşken ben uyuyamazdim.O sonsuz bir uykuya dalmış olsada ben uyuyamazdım.Hava iyice kararmış saat 11 olmuştu.O gün boyunca dedemin yanına hiç gitmemistim ve dedem bana her zaman 'sen yalnız değilsin evlat ben varım.Her gece uyurken seni düşünen biri oldukça uyurken yalnız degilsin' derdi ama hepimiz bilirdik ki o ölmekten korkardı.Kuçükken ne zman korksam yanımda olan insan şimdi korkuyordu ve bende onun yanında olmalıydım.Kapiyi açtığımda Gökay yan duvara yaslanmış uyaya kalmıştı ben ise mezarlığa gidecektim.Korkmamalıydı onun yanında olmalıydım.Yolar çok karanlikti.Karanlık fobim olmasına rağmen yürüyordum.Mezarlik nerde onu bile bilmeme rağmen yürüyordum.Birkaç saattir yürüyordum ve hâlâ bulamamıştım.Pes etmemeliydim ama bu bendim işte.Gerizekali korkularım vardı.Karanlik korkum yüzünden dedemi bulamıyordum.O korkarken yanında olamıyordum.Bunları düşünürken çoktan bi ağacın yanına kıvrılmıştım ve ağlıyordum.Aniden bi kol çekti beni.Basta korktum ama bu Gokaydi.O bana zarar vermezdi.Beni mezarlığı kadar sürüklemiş ve korkmamam için el fenerini yakmıştı.Eğildim yavaşça.Bildigim bütün sureleri ve duaları okudum.O yanmamaliydi.Hava acilasaya kadar bu şekilde geçmişti.Ben hâlâ durmak ıstesem de Gökay getirdiği gibi çekiştirerek geri götürmüştü.Ve odaya atmıştı tam kendi cikakacakken kolumdan cektim ve oturmasını söyledim.Anlat dedi kısılmış sesiyle.

"Bak Gökay.O yani dedem benim her şeyimdi.Dedem bir yıl önce beyin kanaması geçirdi.ve kurtuldu.Ama hastalık peşini bırakmadı.Birkac kez daha oldu ama alışmıştık artık.Her olduğunda annemgille bende giderdim.Bu sefer gitmedim.Zaten bi sey olmaz diye düşündüm.Ama oldu.Onun yanina gelmedim.Kendimden nefret ediyorum.Onu son kez göremedim.O bile ölmüşken benim yaşamam çok saçma değil mi?Ölmek istiyorum."
"Sen eğer gözlerini bu hayata kaparsan asıl ölen kişi kim olur iyi düşün"
"Ben ölürüm işte."
"Hayır mal.Ben ölürüm.Diger konuya gelecek olursak.Sen nereden bilebilirdin?Deden seni affetti.Anlattiklarina göre deden seni çok seviyormuş ve iyi bir insanmış.Pişman olduğunu gordu ve seni affetti."
"Ama..." bir kaç dakika sustum ve devam ettim: "iyi ki varsın."

Sonra da omzuna başımı yasladım ve uykuya dalmaya çalıştım.Iki gündür uyumuyordum ama hâlâ uykum yoktu ve Gökay da beni izliyordu.

***
"Ada."
"İpek?"
"İçeri Gökay aldi beni.Hava çok güzel.Dedemin en sevdiği hava.Mart olmasına rağmen hava 23 derece"
"Gökay nerde?"
"Gitti."
"Ne?"

Nasıl gidebilirdi benim böyle oldugumu bildiği halde.Ipek'e sinirlenmiştim ve bağırmaya başlamıştım.

"Ipek çık"
"Asla."

Kolundan çekip kapının dışına atmistim onu.Sonra kapıyı carpmistim galiba yüzüne gelmişti ama umrumda da değildi.Gece olasıya kadar yine aglamıştım.Gece ise yolunu öğrendiğim mezarlığa gittim.Sabaha karşı ise havaalanına götürmüştü ayaklarım.Daha fazla buralarda durmak istemiyordum ve bir Amerika bileti almıştım.Kaçıyordum hayatımda ilk defa bir şeyden kaçıyordum.Güçlenip geri gelecektim.Deger verdiğim hiçbir insan beni Üzgün gormemeliydi.Kaciyordum her şeyden.Kaçan insanlara kızarken bende kaçıyordum simdi.Ve eğer guclenemezsem geri donmeyecektim.En fazla 1 yılım vardı.Guclenemezsem intihar edecektim.Bosuna kaçmamıştım...hem dedemin...dedemin yanına gitmiş olurdum...

Hep Mi YalnızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin