Bölüm-6

69 9 6
                                    

Okumalar yok denilecek kadar azaldı:(

Karnına vurduğum tekme sonrası yere düşmüş ve ince bi sesle çığlık atmıştı.Bu çığlık üzerine asansör yukarı doğru hareket etmiş ve kapısı açılmıştı.Asansörden indiğimde kapının önünde duran ipek canımı çıkarırcasına sarılmıştı bana.Gökay ise asansörde duruyordu ve gözlerini yavaş yavaş kapatıyordu benim içimi saran korku ise iyice artıyordu.Nolursa olsun onu o halde görmek isteyeceğim en son şeylerdendi.Gökay'ın yanına gidip oturup ona bakıyordum.Gokay hâlâ gözlerini açmamıştı ve bu beni iyice telaşa sokuyordu.Kendime engel olamayıp ağlamaya başlamış bi yandan da kafasını bacağıma koymuştum.Aniden gözlerini açarak;

"Affettin mi?"
"Sen tam bi gerizekalı kerestesin."

Derken kafasını yere atmış ayağa kalkıp sınıfa gitmiştim.Resmen beni deniyordu.Sinirli bi şekilde sınıfa daldığım da hocayı görmemiştim ve bu hocayı çok sinirlendirmişti.

"Oo Ada Hanım son dersin yarısında sınıfa gelebildiniz.Ipek Hanım sizi de unutmuyoruz."

Hoca bunları söylerken tek düşündüğüm Gökay'ın kereste olduğu kadar akıllı olduğuydu yada ben çok maldım.Sen hiç bir derse girme son dersin yarısında içeriye dal.Çok zekiyim.Ben bunları düşünürken İpek ikimizin adına Özür dilemişti ki aşağıdan biri daha Özür diliyordu."Gökay"

"Özür dilerim.Şu Dünyadaki en kereste insanım affet ben Adaa."

Herkesin önünde affet beni diye bağırıyordu.Aslında onu şimdi affetmiştim ama affetmemiş gibi davrancaktım çünkü yapcağı şeyleri çok merak ediyordum.

"Olum gelsene sınıfa.Disipline vercem seni.Benim dersime girme aşağıdan Ada'ya bağır."

Hoca 5 saniye içinde derin bir nefes aldı ve 'Ada çık dışarı' diye çok yüksek bi sesle bağırdı. Bütün okul duymuştu bu sesi.Kapıyı açtığım an karşımda Gökay belirmişti.Onu umursamayıp koşarak aşağı kata indim.

"Ada bekle."

Hızlı koşma gücüm saolsun aramızda 25 metre falan vardı.Ev yolunu tutacakken aklıma gelen İpek'in hala okulda olduğu düşüncesi ile bi fren yapıp okulun yanındaki kafe'ye girdim.Garson yanıma geldiğinde sırf ayıp olmasın diye bi bardak meyve suyu istemiştim.Zaten iki gündür kafam çok fazla ağrıyordu bu yuzden kafamı biraz masaya koymuştum.Kafamı kaldırdığım da ise karşımda bir sürü garson vardı.Hepsinin elinde de renk renk çiçekler.Ben hepsine mal mal bakarken.Aniden kafede ki herkes affet diye bağırmaya başladı ve garsonlar gülleri tek tek masaya koydular.Bunlara baktığımda 'Gökay'ı affet o seni çok seviyor' yazıyordu.Bu görüntü çok güzeldi.Ben hayran hayran bakarken keman sesleri gelmiş ve Gökay karşımda belirip affet beni diye bağırmıştı.Benim tek yaptığım şey ise kafeden çıkıp İpek'i aramak olmuştu.

***
"Ada sen o keresteden daha malsın be kızım"
"İpek git başımdan midem bulanıyor."
"Baş dönmesi ve mide bulantısı yoksaaa"

Dediğinde kahkaha atmıştı bende gülerek yüzüne yastığı fırlatmıştım.O da yanımdan kalkıp yatağına yatmıştı bende yatıyordum zaten.

"İyi geceler İpek."
"Sana da"

Gökay'ın bunları yapması çok hoşuma gidiyordu.Aslında beni mutlu bile ediyordu.Daha fazla dayanamayıp gözlerimi kapatmıştm

***
Gözlerimi açtığım an karşımda Gökay vardı.Tiz bir sesle çığlık atmak ıstesem de beni susturmuştu.Bi yandan da beni sırtına almış kapıyı açmaya çalışıyordu.Ben olsam hemen uyanırdım ama İpek Hanım yanında bomba patlasa haberi olmayacağı için bu seslere de uyanmamıştı.Gökay ise beni arabaya atıyordu yine.Yol boyunca konuşmuştum o ise susmuştu.Arabayi durdurması, arabadan inmesi,beni kucağına alıp bi evin balkonuna kitlemesi aynı anda olmuştu.Allahtan cam ekan vardı yoksa donarak ölürdüm herhalde.Ben bunları düşünürken Gökay bahçede bir sürü şey yapiyordu.Daha doğrusu her yere affet beni yazıyordu.Ama bunu ateşle, mumlarla,çiçeklerle,boyalarla yapıyordu.Ben ise elimi sallayıp uyuyormuş gibi gözlerimi kapatmıştım.Aklima Mert gelmişti.Aslında çok mutlu olmama rağmen moralimi bozmaya yetmişti.Yan tarafıma baktığımda Gökay'ın da uyuduğunu görmüştüm.Bunu fırsat bilip eve kaçabilirdim.Zaten saat sabahın 10'uydu.Otobüs bulmak kolay olacaktı.Otobüse binmiş hatta eve gelmiştim.10 dk sürmüştü zaten.Direk odama daldığımda ise duvarlarda her dilde affet beni yazdığını gördüm.Balonlar vardi bide.her bir balonun üstünde bi harf yazıyordu ve sırayla okuduğumuz da affet beni seni seviyorum Ada çıkıyordu.Ipek ise hâlâ yerde yatıyordu.Ben bunları da umursamayıp Yattığım da Gökay da yanıma yatmış effet beni diyordu.Ben ise kalkıp ona bağırmayı tercih etmiştim odama böyle kafasına göre giremezdi.Ben bağırırken Gökay'ın hayal kırıklığına uğradığı gözlerinden okunuyordu.

"Hiç mi mutlu olmadın?Sadece beni affetmeni istedim.Eger benle mutlu değilsen affetme ama ben bunlar seni mutlu eder diye düşündüm.Ben şey Özür dilerim.Ama şunu bil ki ne zman olursa olsun ve ne istersen iste bana söyleyebilirsin.Seni seviyorum"
"Güle güle!"

***
"İyi ki bi uyuduk abi.O değilde her ne kadar bu çocuğu sevmesemde git özür dile.Mallık yapma."
"Haklısın ama asla ozur dilemem o gelsin"
"Gerizekalı çocuk daha ne yapsın?"
"Geldiğin eve geri git ve özür dile"
"Hava karardı.Yarın dilerim."
"Hayır hadi koş gidiyorsun."

Bunun üstüne ayağa kalkıp dışarı çıktım.Hemen geldiğim otobüse geri bindim.Biraz yürümek istediğim için bi durak önce inmiştim.Sokakta kendi başıma yürüyordum.Her yer çok ıssızdı.Biraz yağmur atıştırıyordu ve hava eksi 3 falandı.Donarak ölmeden önce yapacağım şey gidip ondan Özür dilemekti.

***
"Alo.Hayir ipek daha Özür dilemedim.Bir durak önce incektim iki durak önce inmişim.Kayboldum.Iki saattir yürüyorum"
"İyi misin ve nerdesin?"
"Kayboldum diyorum mal.Cok iyiyim anlatamam arti olduğum yeri bilsem kaybolmuş olmam.Hadi kapat hadiii."

Saat sekiz buçuk olmuştu ve ayaklarım kopma uzereydi.Sacma bi şekilde evet diye bağırmıştim.Goren evlenme teklifi kabul ettim zannederdi Oysaki sadece Gökay'ın evini bulmuştum.Gidip kapıyı çaldığımda kimse açmamıştı.Pekala biraz bekleyebilirdim.

Saat 10 falandı galiba.Gokay'ı aramak ıstesem de telefonumun şarjınin bittiğini fark ettim.

***
Gökay'dan

Uzun zamandır gitmediğim bir yer olan bara gitmiştim.Ecem çağırmıştı aslında ama kendi gelmemişti.Su an tek yapabildiğim ise etraftaki önüne kim gelirse diye duran varlıkları izlemekti.Bir süre sonra sıkılıp eve gitme kararı almıştım.Bir sürede 6 saatti.Saat tam olarak 1 di şu anda.Arabama binip eve gitmek şu anda istediğim tek şeydi ve bunu yapmıştım ama gördüğüm manzara beni şok etmişti.Karşım da benim evimin kapısının önünde uyuya kalmış bi Ada vardı.Onu alıp yukarı götürdüğümde ateşi olduğu fark etmiştim.

"Ada yanıyorsun.Ada beni duyuyor musun?"
"Gökay Özür di..."

Gözlerini kapatmış açmıyordu.Galiba bayılmıştı. Aklima tümör gelince hemen onu doktora götürme kararı aldım.Eğer ona bir şey olursa herşeyimi kaybetmiş olacaktım.

***
"Gökay bey bi gelebilir misiniz?"
"Tabiki."
"Tümörle alakası yok.Normal bi soğuk algınlığı ama son günlerde baş ağrısı yada mide bulantısı oldu mu?"
"Olmadı galiba."
"İyi o zamn.Olursa yanıma gelin."

Hemen odadan çıkıp Ada'nın yanına gitmiştim.Hala yatıyordu melek gibiydi yine.Çok saf bir melek gibi.

(Yazar'dan:Bi hatırlatma yapıcam.Ada çok kez başım ağrıyor ve midem bulanıyor demişti ama Gökay doktora Hayır dedi.çünkü ona dememişti.)

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayin!arkadaşlarınıza da önerin lütfen...Siz sadece oneri yapcaksınız ve belki benim hayallerim gerçek olcak.Beni anlayın lütfen.Sizi seviyorum.

Hep Mi YalnızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin