Bana hamburger ve icmeye fanta alın-deye Emilye cevap verdim.
Beni de bekle,ben de geliyorum-Sophie söyledi.
-Tamam da,sen neden gidiyorsun?-sophieye sordum.
-hem yardım edeyim,hem de kendime bir içecek alıyım.
-Tamam,gidin bakalım.
Tekbaşıma kaldım. Festival ve daha sonrası hakda biraz düşündüm.Önümde qısa ama zorlu yol vardı. Korece öyrenmeli idim ilk önce. Iletişim için en önemli şey Korece idi. Böylece sessiz oturmak hiç hoşuma gitmiyordu. Kırık-kırık konuşmak hiç hoşuma gitmiyordu. Şimdiye kadar nasıl yola verdiyimi düşündüyümde dahiyim demişliyim var...Fikirlere dalmışdım yine...Bu an bir şey hiss etdim. Bi'sey ayağıma dokunuyordu.Korkdum ve ayağa kalkdım. Küçük bir köpek dilini çıkararak bana bakıyordu.Aslında köpeklerden korkan bir tip deyildim, bu kez korkmuşdum. Derin fikirlerin arasında beni korkuta bilmişdi. Daha sonra derin nefes aldım ve köpeye bakdım.
-Nasıl da tatlı bir şeysin -deye köpeyi kucağıma aldım. Küçük ve beyaz bir köpekdi. Çok şekerdi.Ve uyumsaldı,hayret..Köpeyi sevmekle meşğuldum.
-Candyy?Candyy??Eodiya??(nerdesin?)
Birisi Candy diye bağırdığını duydum ama önem vermedim
-Candyyyy???-bağırtı daha çok yakınlaşıyordu. Arkama döndüyümde Tao,Kai ve Baekhyunla karşılaşdım. Saygı niyyeti ile baş eyib "Iyi gűnler" dedim.
-Candy??-Tao küçük köpeye bakarak yine az önceki isimle seslendi.
-Candy bu köpek mi?-diye yene kırık-kırık konuşmaya başladım.
-O küçük köpek deyil :/ -en iyi şey korece konuşamasamda anlaya bilmeyimdi.
-ca,geutae boya?(peki,o zaman ne?)-sordum
Bu sözüme Baek güldü, Kaide ona koşuldu. Belki yalnış söylemişim diye içimi yimeye başladım
-Benim çocuğum-Tao soyukkanlıkla cevaplayıb köpeyi benden aldı.
-Hih,tamam-göz süzdürerek elimi koynumda çarpazladım.
-Bir daha ona dokunma,bir şey döküb onu yaralaya bilirsin.
-Sadece bir kez olmuş birşey,neden her defa yapiyormuşum gibi konuşuyorsun ki?
-bu an kore dizilerine ve Emilye dua etdim.Onların sayesinde korece azda olsa biliyordum ki, şimdi kendimi mudafa ede biliyorum.
-Iyi günler-Tao bir söz bulmamış ki sadece çocukca yüzünü buruşdurub gitdi. Baekle Kaide "Iyi günler " deyib gitdiler.
-Ah,çocuk yaa..Gerçekten çocuk...-kendi kendime söylenib yerime oturdum.Sophie ve Emily geri döndüler.
-Unni,hadi ye-Sophie söyledi
-Tamam, tatlım-dedim ve her kes sessizce oturdu. Benle Emily sessizce yemeklerimizle meşgulduk. Sophie ise kahvesini içerek etrafına bakıyordu. Kesinlikle sıkılmışa benziyordu.Konuşmayı seven bir tipdi,bunu çok iyi biliyordum.Onun koreye geldiyini biliyordum ama burda Smde karşılaşmak aklıma gelmemişdi.
-Lay oppanı gördünmü?-Sophie uzun bir sessizliyi bozdu.
-Tabii ki ,gördü ,hem de Taonun üzerine kahvesini dökdüyünde-Emily benim yerime konuşdu.
-Yaaa,bilerek olmamıştı-diye kızdım
Her 2si güldülerr..
-Unni,Taoya sakarlıkmı etdin şimdi?
-Kazayla olmuşdu (-_-) -somurtdum
-Tamam,unnii,sadece Taoya bir malzame vermişsin senle uğraşmaya)))-Sophie yeniden gülmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Iki arkadaşın hayatı
FanfictionHayatda her zaman mücadele yapmayı öyrendim...Her zaman ben buyum ve öyle yaşamalıyım dedimm...Bir gün hayatımı değişecek karar verdim..Tabii ki en yakın arkadaşımla birlikte...2 arkadaşın hayat hikayesi...Galib gelecekmiyiz, yoksa mağlub mu olacayı...