Ölmek İçin Hazırım

259 20 12
                                    

Hadi bu bölüm size yılbaşı kıyağım olsun ...

Ece'den ,
Uyku tutmamıştı ve yattığım yerde doğrulmuştum . Pencereye baktığımda cama yapışan kar taneleriyle gülümsemem artmıştı . Kar yağıyo olleem . Ece kar yağar da yerinde durur mu ? Hayır . Hemen ayağa kalkarak cama koştum .

Koşamadı

Koşmamı engelleyen şeye baktığımda koluma takılı olan serumu yeni fark etmiştim . Artık serumlara alıştığım için serumu yatağın başlığındaki aletten çıkartarak cama doğru yavaş adımlarla ilerledim . Dışarıdaki karın koyu insanların dizlerine geliyodu la . Cidden hayvan gibi uyuyorum , yoksa bu karı görmem lazımdı yani . Kar abi . Kar lan . Kaaağr . Çocukluk anılarım depreşti ayyhhh . Evimizin arkasındaki otoparkta ablamla kar topu oynardık . Kara yatar ve pantolonumla ayakkabılarımı sırılsıklam yapardım . Sonra eve geldiğimde her yerim kaşınırdı . Kardan adam yapmayı sevmezdim ben . Sıkıntıya gelemezdim . Üşengeç bi insandım çünkü . Hatta bi komşumuz vardı kardan adam yaptığımızda adamdan zeytin istemiştik , gözler ve düğmeler için . Adam 2 tane zeytin vermişti ve biz de adamın adını "Fakır Ayhan (orda fakir yazıyo)" yapmıştık . Ne gülmüştük , ne güzel günlerdi be . Ahh , Üşengeç olmadığım zamanları özledim . 6 buçuk yıl önce üşengeç değildim mesela .

Anılardan sıyrılıp pencereden dışarıya odaklandım . Kar , yağmaya devam ederek mükemmel bir manzara oluşturuyodu . Pencerenin kulpunu yukarıya kaldırarak pencereyi açtım ve İstanbul'un aksine hafif rüzgârla birlikte hafif hafif yağan kara doğru elimi uzattım . Bunu yaparken serum paketinin temiz veya kirli olmasına aldırmadan ağzımı açarak serumun naylonunu dişlerimle kavramıştım . Elimi dışarıya uzatıyodum ama karı hissedemiyodum . Kafamı pencereden dışarıya uzatıp tepeye doğru baktım .

Nalet girmesin o tepedeki kolon orda ne arıyo la ?

Karı daha iyi hissedip kendime özgü hareketlerimle bana göre eğlence insanlara göre rezillik olan hareketlerimi yapmak üzere dışarıya çıkmaya ve bi'başıma eğlenmeye karar vermiştim . Ağzımda tuttuğum serum paketini elime alarak havaya kaldırdım ve kapıya yöneldim .

Ancak duyduğum ağlama sesiyle duraksamıştım . Jin , ağlıyo muydu ?

Bir sürenin ardından konuşmaya başlayan Jin'i dinlemeye başlamıştım .

"Ben ne zaman bu kıza bu kadar alıştım ? Bilmiyorum . Tanrım , lütfen Ece'yi kurtar . Onu uzaktan sevmeye de katlanırım ben . Yeter ki o iyileşsin . Onu abime vermeye bile razıyım . Onu bir daha hastanede görmeye dayanamam . Onun canının yanması iki katı olarak bana dönüyor ve benim içimi acıtıyordu . Ona olan sevgim için din bile değiştirirdim ben . O bunu görmeyecek kadar kör olamazdı . Onu gerçekten sevdiğimi göremeyecek kadar tek bakış açılı olamazdı . Gerçekten abimden başka kimseye bakmayan birisi olamazdı . Zaten Ataberk , Yusuf falan yalandı onlar , biliyorum . Abartıydı . Ece : sevdiği insan ben olmasam bile aldatacak kadar düşecek bir kız değildi . Farklıydı . Değişik bir kızdı o . Sürekli küfür eden , erkek gibi davranmaya çalışan ama içinde ufak bir kız çocuğu besleyen , sürekli gülmeye çalışan , her duygusunu yüzünden belli eden , kızdığında sikici bakışını atan , sürekli saçını ören , gözü abimden başkasını görmeyen , masum bir çocuktu . Büyümemiş , belkide büyüyememişti ."

Ellerimle ağzımı kapatarak boşta kalan ve serumu tuttuğum elimle etrafı yoklamaya başlamıştım . Tutunabileceğim herhangi bir şey arıyodum , çünkü dengemi sağlamakta güçlük çekiyodum . Jin bunları nasıl biliyodu ?

Duvarı fark edip sırtımı duvara dayadım ve kendimi zemine doğru bırakmaya başladım . Jin'in konuştularını dinlemeye devam ediyodum .

" İçinde neler saklıyordu ama belli etmiyordu . Ve ben bu küçük kıza aşıkken onun gözümün önünde eriyip gitmesine razı olamazdım . İsterse abimle birlikte olsun . Ama iyileşsin , ne olur . Her geçirdiği kaza beni bitiriyordu zaten . Onun ölmesine hiç dayanamazdım . Ölmeyecekti , ona her şeyimi verirdim . İyileşmesi için her şeyi yapardım . Sevmek de bunu gerektirmez miydi zaten ? Sevdiğim uğruna : Ece uğruna .. Feda edemeyeceğim neyim vardı ki ?

Dünyada var olma nedenim neydi ? Hemşire olmam mı ? Sadece Jin olmam mı ? Yoksa Ece'ye aşık birisi olmam mı ?

Bunların hiçbiri ben değildim aslında . Ece beni düzeltmişti . Her gece barlarda gezen , adını hatırlamadığım birçok kızla birlikte olmuş bir pisliğin tekiydim . Düzelmemde yardımcı meleğime en azından bunu borçluydum değil mi ? Onu çok seviyorum .

Ece ... Seni Seviyorum ..."

Ben ... ben Ölmeyecektim zaten . Jin , beni bu kadar seviyo muydu ? Aman Yarabbi ! Ben ne yapıcam ?

Duvardan destek alarak dengemi sağladım ve yatağa geri dönmek üzere o tarafa ilerledim . Ancak gözlerim kararmış ve başım dönmeye başlamıştı . Dengemi kaybederek yere düşmüştüm . Her şey .. yeniden .. karanlıktı ...

Jin'in söylediği doğru olabilir miydi ? Ölüyor muydum ? Eğer öyleyse ; ölmek için hazırım ve şuan tam zamanı ...

Bölümler kısa olduğu için Üzgünüm .. Umarım hoşunuza gider .

Bir Hayalim Var { BTS } -Ara Verildi-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin