İNTİKAM KARDEŞLİĞİ

Alım

Bakü şehri.
Öğle vakti .
1hafta sonra .

Tarkan kapıyı çaldı , biraz durdu içerden açılan kapı sonrasında içeri yavaş yavaş girdi . Bakü beyinin sarayı oldukça ihtişamlı bir şekilde şehri kucaklıyorum diyordu. Bu sarayın icine de yansımıştı. Tarkan içeri girdikten sonra Gökturan nın oturduğu tahtın önünde eğildikten sonra elindeki haberi uzatarak durdu . Gökturan Tarkan nın elindeki kağıdı alması için yanında duran muhafiza eliyle işaret etti . Muhafız giderek Tarkan nın elindeki haberi aldı sonra onu açarak yüksek sesle okumaya başladı.

'Beyim ben Torumtay size iyi haberlerim var . Yüce ordumuz erivan şehrine kadar ilerledi . Kral birinci petro ortalıkta yok aldığımız bilgilere bakılırsa sehir dede yok . Ermeniler şehre sıkışıp kaldı şehrin dört bir yandan kuşatıp onları oraya hapsettik. Şehir surlarına bayrağımız en kısa zamanda dalgalancaktır bundan kuşkunuz olmasın . Bunun yanında ermeni ordusu geri çekilirken hazinesinin büyük bir kısmını bırakıp kaçtı . Yüce beyimize selam olsun .

Gökturan yüzü güldü ve elindeki kağıdı muhafız a verdikten sonra durdu. Yüzünde sevinç dolu yüzle etrafına bakındı bir müddet sonra yan tarafta duran masadaki sudan içti . Bir müddet durduktan sonra odada oluşan sessizliği içeri giren muhafız bozdu. Muhafız Gökturan nın önünde eğildikten sonra konuşmaya başladı.

---Beyim celadin huzurunuza çıkmak için bekliyor.

Gökturan eliyle içeri çağırmasını söyledi . Muhafız yavaş yavaş dışarı çıktı o çıktıktan bir süre sonra içeri Bakü valisi Celadin girdi . Celadin Gökturan nın önünde diz üstüne çöktü , bir süre diz üstünde durduktan sonra ayağa kalkarak geri geri gitti. Gökturan nın tam karşısında durdu, Gökturan Celadine baktı Bakü ye geldiğinden beri görüşmemislerdi . Celadin ilk baş yan tarafında duran Tarkan a baktı . Artık Tarkan la aynı seviye bir insandı ne devleti kaldı ne de ona sadık askerleri bütün geleceği bir insana bakıyordu. Bir müddet olduğu yerde kaldıktan sonra Gökturan a bakarak konuşmaya başladı.

---Gökturan beyim , Ermenilere karşı aldığınız büyük zafer . Sizin ne kadar yüce olduğunuzu gösteriyor, siz artık şehri bakü 'nün doğu kafkas dağlarının , dağıtistan bölgesinin yeni sahibisiniz . Biliyoruz ki Torumtay komutasindaki ordunuz kafirlerin kalesi olan erivanı feth etmeden gelmeyeceklerdir.

Celadin sözünü bitirdikten sonra tebessümle Gökturan a baktı Gökturan gülümsedi biraz sonra konuşma başladı.

---Celadin bey , sözlerin için sana minnettarım . Merak etmeyesin bakü valisi olarak kalacaksın.

Celadin bunun üzerine başıyla onayladı. Gökturan Celadinin çıkmasını beklerken Celadin birşey soylecekmis gibi oldu . Gökturan bunun üzerine dingin bir ses tonuyla konuştu.

---Başka bir maruz atın var mıdır?

Celadin bunun üzerine sesi titreyerek konuşmaya başladı.

---Beyim size sehrimi verdim ülkemi verdim . Bundan şeref duyarım sizin gibi bir yiğide kızımı da vermek isterim isterseniz kızım Gülnihali sizinle evlendirmek isterim sizde kabul ederseniz .

Gökturan bunun üzerine biraz sinirlendi , yerinden kalkacak gibi oldu ama sonra oturdu . Bunu duyan Tarkan da şaşırdı , şaşkınlık tan ne yapacağını bilemedi. Gökturan ilk önce sinirli sinirli Celadine baktı sonradan biraz olsun kafasına yattı bu fikir . Ama kesin bir karar vermek daha erkendi onun için Celadine dönerek .

---Bu konu hakında düşüneceğim . Kesin bir sonuç aldığımda sana derim .

Celadin başıyla selam verdikten sonra dışarı çıktı . O çıktıktan sonra Tarkan da arkasından çıktı .

İki gün sonra .
Akşam vakti .

Bakü 'nün soğuk rüzgarları heryerde kol geziyordu . Gördüğü herkesi çevreleyen bu rüzgar sanki avına gider gibi ilk önce sıkı sıkı sarıyor sonra işini bitirince çekip gidiyordu. Gökyüzünde olan bulutlar ise şehrin ahengini uyum sağlamaya çalışmak yerine rüzgara ritim tutuyorlardı. Şehrin dört bir yanını çevreleyen surlar nöbetçi askerlerin tuttuğu mum dışında şehirde hiç ışık görünmüyordu. Tek bir yer hariç şehrin kalbi olan yer saray hariç diğer yerler akşam saatlerinde belirgin olmuyordu . Her yerden aydınlık olarak görülüyordu saray . Sarayın dışında duran bu ışıltı içine girince eski entrikaları andıran yapısı , insanların ruhlarını emiyordu.

Gökturan soğuk olan bu akşamda odasından dışarı çıkmak için hareket etti . Yanındaki muhafızları da onunla harakete geçince Gökturan burda kalmalarını söyledi . Gökturan dışarı çıktıktan sonra sarayın koridorlarında ilerlemeye başladı. Labirenti andıran bu koridorlarda ilerlerken karşısına çıkan balkona doğru girdi . Girdiği anda balkonda duran bir kadının olduğunu gördü . Bu soğukta şehri izliyordu , biraz daha yaklaşarak öksürdü . Şehri seyreden kadın arkasını döndü ve gelen karşısında biraz şaşırdı . İlk başta kim olduğunu bilmediği için ne yapacağını bilemedi . Sonra tanımadığı adama bakarak konuşmaya başladı.

---Sizde kimsiniz ?

Gökturan bu soru karşısında şaşkınlığını gizleyemedi . Sonra kendine gelince biraz daha yaklaştı. Üstüne giydiği kalın deri onu sıcak tutuyordu ama baş kısmı saçları bir o yana bir bu yana dalgalanıyor du. Sonra kadına bakarak kendinden emin bir sesle konuşmaya başladı .

---Ben bu gördüğün toprakların sahibiyim .

Bunu duyan kadın birden eğdi ve konuşmaya başladı.

---Bağışlayın beni beyim .

Gökturan eliyle kadının yüzünü yukarı kaldırdı . Kadın Gökturan la yüz yüze geldi ilk başta kadın ne yapacağını bilmeden Gökturan la göz göze geldiler . Gökturan la göz göze bakistiktan sonra ayağa kalkan kadın , Mütevazı bir ses tonuyla.

---Beyim kusura bakmayın kendimi tanıtmayı unutum benim adım Gülnihal, Celadin beyin kızı yım .

Gökturan bunun üzerine şaşırdı . Karşısında çok güzel bir kız duruyordu , gözleri ela , yanakları alımlı , saçları açık kahverengi . Gözleri kestane gibi büyüktü   , gönlüne yine kör ateş düşmüş tü .

Gülnihal ise hala şaşkınlıkla bakıyordu Gökturan a . Hiç duyduğu biri gibi biri değildi . Anlatılanlara bakıldığında yaşlı biri olarak tasvir ediliyordu. Ama karşısında orta yaşlı , yakışıklı biri duruyordu . Kalbi hızla çarpmaya başladı , esen rüzgarın etkisiyle saçları gözünün önüne geliyordu. Gülnihal utangaç tavrıyla Gökturan a bakarak .

---Beyim musaadenizle ben odama çekileyim .

Gökturan içinden kalmasını söylüyordu ama diğer yandan ayıp olmasın diye onayladı . Bunun üzerine Gülnihal selam verdikten sonra dışarı çıktı .