Bölümle ilgili düşüncelerinizi, yorumlarınızı yazarsanız çok mutlu olurum. İyi okumalar :*
----------------------------------------------------------------------------------------
+ Hadi ama! Daha ne kadar saklanacaksın, benden?
+ Orada olduğunu biliyorum, Melissa.
+ Ah!
+ Bana başka yol bırakmadığın için teşekkürler.
Ne yapacaktı ki? 1 saattir kızlar tuvaletinden çıkmamıştım. Sevgilinle tam öpüşecekken, yere düşmek "cool şeyler top 10" listemde yok ne yazık ki.
Tuvalette iki kızın attığı çığlıkla; 1 saattir sindiğim tuvaletten çıktım. Ah! Olamaz, Josh buraya mı girmişti?
+ Üzgünüm kızlar, ama dışarı!
Josh, sırıtırken; kızlar ona sinirli bakışlar fırlatarak, tuvaletten çıktılar.
Ellerimi, göğsümde birleştirmiş ve suratsız bir şekilde ona bakmaya devam ediyordum. Ah! Hadi ama, Melissa. Onun ne suçu vardı ki?
+ Konuşmayacakmısın?
Gözlerimi devirdim.
Sesli bir şekilde nefesini dışarı üflerken
+ Pekala.
O'da benim yaslandığım lavaboya yaslandı ve beklemeye başladı. Off.
- Çok şapşalım.
Dedim, ağlamamak için zor dururken.
+ Aynı zaman da; sakar.
Ona ters bir bakış fırlatırken, sırıttı.
+ Ama bunlar, seni sen yapan şeyler. Bilirsin.
Gülümsedim.
Karşıma geçti ve elleri ile belimi sardı. İkinci kez bu kadar yakındık. Tatlı nefesini, yüzüme üflerken; dudaklarıma doğru indi. Kafasını sağa doğru eğerken; ben hiçbir şey yapmıyordum. Yine mahfetmek istemiyordum bu anı daha doğrusu.
Dudağı, dudağıma değdiğinde; buna hazırlıksız yakalandım. Nefesimi alamamıştım bile ama şu an boğulsam bile onu ittirmezdim. Öyle yumuşak öpüyordu ki! Çok narindi. Dudaklarını benimkine bastırıp, kısa emiyordu ve sonra çekiyordu. Öpüşmek böyle birşey olmalıydı.
4. Teneffüs zili çaldığında, ben lavabo tezgahına oturmuş, kollarıma Josh'ın boynuna dolamış onu öpüyordum. Zil çalınca; toparlanan ilk Josh oldu. Sanki rüyada uçuyordum ve uyanmak istemiyordum.
Josh, belimden tutup beni yere indirdi ve kızlar tuvalete akın etmeden önce oradan çıktık.
+ M, sen neredesin?! Başına bir şey geldi sandım. Çok korktum!
Nathan, beni boğabilecek bir şekilde bana sarılıyordu.
- Nathan, nefes alamıyorum.
Sesim, boğuluyormuş gibi çıktı.
+ Ah! Üzgünüm.
Josh, gülümseyerek araya girdi ve
+ Çocuklar, artık bahçeye çıkalım mı?
Dedi.
...
Nathan ve Josh'ın pek konuştuğu daha doğrusu iyi anlaştığı söylenemezdi. Nathan ikide bir ona zengin züppe olduğunu ima edip duruyordu. Josh, anlıyordu tabi ama kavga etmek istemiyordu sanırım. Telefonumun sesi ile Josh ve Nathan'ın yanından kalktım ve telefonu açtım.
- George.
+ Adımı sayıklaman güzel ama adımı çığlık atmanı tercih ederim. Anlarsın ya.
Güldüğünü hayal edebiliyordum, ben gözlerimi devirirken.
- George!
+ Tamam herneyse. Telefon fantazilerinden hoşlanmam. Ben seni şey için aramıştım... Yarın X Factor varya..? Beni izlemeye gelirmisin? Bu şarkıyı senin için okuyacağım.
Yüzüme yayılan gülümseme ile
- Evet!! Tabi ki!!
Diye, haykırdım. Aklıma beni değil de iconumda ki kızı çağırdığı gelince yüzümde ki gülümseme silinip gitmişti.
+ Beni ne kadar mutlu ettiğini bilemezsin. Cidden yani... Çok sağol. Bu arada...
- Evet?
+ Ben senin hala adını bilmiyorum.
- Ah! Doğru ya. Peki telefonuna ne diye kaydettin beni?
+ Söylemem...
- Ya!!
Josh'ın bana doğru geldiğini görünce toparlanıp
- Adım... Amelia. Zilin çalmasına az kaldı, görüşürüz...
Deyip, telefonu kapattım ve oturduğum banktan kalkıp, Josh'a doğru ilerledim. Amelia ne be?!
+ Bugün, hala bize gelmek istiyorsun değil mi?
Ah! Bunu tamamen unutmuştum.
- Planda bu değişiklik mi var?
+ Tabiki yok. Sadece gelmek istediğini öğrenmek için sordum.
Dedi, belimden tutarken. Off bu seferde onun telefonu çaldı, sanırım bir arada bir türlü kalamayacaktık. Telefonun ekranına baktığımda; Lily diye bir kızın aradığını gördüm.
Josh'ın mutluluğu bir anda uçup gitti. Bana tebessüm etti ve yanımdan biraz öteye gidip telefonu açtı. Konuşurken, el hareketlerinden kavga ettiği belli oluyordu. Off, kimdi şimdi bu kız?
...
Bütün ders boyunca ayağımı sallayıp durduğum için Nathan bir terslik olduğunu anladı.
+ Senin neyin var be?
- Josh, bir kızla kavga eder gibi konuştu. Kim acaba...
Hem bu iki dakikalık konuşmada değildi. Öbür teneffüste yine onu aramıştı.
+ Sen kiminle konuştun? Josh, sana bunu sordumu?
- Sormasına fırsat kalmadan telefon çaldı.
+ O sonuçta zengin züppenin teki. Tek gecelik kızlardan biri aramıştır. Ne? Bana öyle bakma! Doğruları söylüyorum.
Sadece gözlerimi devirdim. Yoksa kavga edebilirdik. Şu lanet olası ders ne zaman bitecekti?! Hmm sitemim işe yaramış olmalı, sonunda ders zili çaldı. Sınıftan Josh'tan önce çıktım ve Josh çıktığında onun önüne çıktım.
Çok üzgün duruyordu.
+ Melissa, şey... Hani şu planımız varya? Onu erteleyebilirmiyiz, cidden önemli olmasa bunu yapmam.
- Olur tabiki de, neyin var?
+ Özel.
Dedi, gülümsemeye çalışarak. Neden birbirimizden bir şeyler saklıyorduk ki.
- Pekala. Yarın görüşürüz.
Deyip, yanından geçmeye çalışmıştım ki beni kolumdan tutup, kendine çekti.
+ Yarın ki şarkımı senin için söyleyeceğim. X Factor'da görüşürüz bebeğim, okula gelemem.
Dedi ve dudağıma nazik bir öpücük kondurdu.
...
Nathan'ın odasında ders çalışıyorduk daha o doğrusu o çalışıyor ben boş boş telefonumun ekranına bakıyordum. Kimdi bu Lily, Josh'ı bu kadar üzen, sinirlendiren ve planlarını iptal ettiren?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
J Factor
FanfictionGeorge Shelley fanı şanslı bir kızın hayatı.. Arkadaşı Nathan, onun züppelerle dolu okulu ve birde okuluna yeni gelen 2 tatlı çocuk.