2.Bölüm

142 38 8
                                    

Eveet. Tekrar hepinize Merhaba arkadaşlar. Bu bölüm bence gayet mütüşlü oldu (Tam tamına 1664 kelime yazdım. Belirtmessem olmaz çünkü jdhdjdn) ama genede siz bilirsiniz yorumlarınızı ve eleştirilerinizi bekliyorum. İlk olarak tanıtım ve birinci bölüm geçiş bölümleriydi.
Asıl konuya bu ikinci bölümle geldiğimizi düşünüyorum. İkinci olarak Toprak ve Bora karakterleri kim olabilir diye düşündüm ama cidden bulamadım onun için bu işi de size bırakıyorum. Bana fikirlerinizi sunarsanız beni büyük bi yükten kurtarmış olursunuz.
Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur.

İYİ OKUMALAR :)

Geri kalan günde, okul gayette sıkıcı geçmişti. 4. Teneffüste o üst sınıflardaki kızı dövmüş ve kolunu kırmıştım. Açıkçası hiç de pişman değildim. Eve döndüğümde daha kimse gelmemişti. Annemde babamda o kıymetli işlerinden kafasını kaldırıp erkenden gelmezlerdi. En erken 9 da anca burda olurlardı. Direk odama çıktım ve üzerime taytımla askılı tişörtümü giydim. Daha sonra matematik çalıştım ve saate baktığımda 7 ye geldiğini farkettim. Gelen mesaj sesiyle telefonuma yöneldim.

"Benimle tanışmaya hazır mısın Altın kız?"

Numara kayıtlı değildi. Bu mesajlar çok sık geldiği için umursamadım ve aşağıya birşeyler atıştırmaya indim. Buzlukta pizza vardı. Mikrodalga da ısıtıp odama götürdüm. Telefonumdan tekrar bi mesaj sesi gelince tepsiyi masaya bırakıp tekrar telefonuma yöneldim.

"Bu kadar ego sana bile fazla değil mi Altın kız? Kapıyı aç artık tanışmanın vakti geldi."

Mesajı okumamlar beraber zil çalmıştı.
Evimi Beren hariç kimse bilmezdi ve bu gerçekten beni ürkütmüştü.
Mesaj yine aynı numaradan gelmişti. Ne olur ne olmaz elime şok cihazını alarak (evet evimizde şok cihazı var.) Yavaş adımlarla aşağıya indim.
Kapıyı açtım ve.... Sonra ne mi oldu? Yüzüne fener tutulmuş tavşan gibi kalmıştım.
Karşımdaki bi erkekti. Ama sanki magazin kapağından fırlamış gibiydi. Alnından ve ensesinden dökülen kömür siyahı saçları ve aynı renk gözleri vardı.

"Ne o seni çok mu fazla etkiledim Altın kız?" Dediğinde hemen o halimden kurtularak kibirli bi bakış attım.

"Tanımam gereken biri misin?" Dedim.

Ufak bir kahkaha atarak elini uzattı.
"Bora Demir. Adımı duymuş olman gerek?" Dedi sırıtarak.

Bora, bora... evet hatırlıyorum. İlk teneffüs de erkeklerin bahsettiği kişiydi bu.

"Gelme sebebin?" Dedim tekrar, gayet soğuk ve kibirli bi şekilde.

Güldü ve içeri girmek için bir adım attı. Elimdeki şok cihazını göstererek başımla geri gitmesini işaret ettim. Tekrar güldü ve attığı adımı geri aldı.

"Şirket ortağının oğluyum. Acilen yurt dışına gitmek zorunda kaldılar ve benide buraya yönlendirdiler. İki hafta burda kalıcam ve sen benim sorumluğumda olucaksın." Dediğinde kapıyı suratına kapattım ve babamı aradım.

"Toprak?"

"Baba kapımın önünde bir çocuk var ve iki hafta benim evimde kalıcağını söylüyo. Nerdesiniz?"

"Evet kızım şuan Çin'e gidiyoruz ve uzun bi süre dönemeyeceğiz. O çocuk da hem sana arkadaş hemde gözkulak olucak." Dediğinde sinirle nefesimi vererek konuştum.

"Korumaya ihtiyacım olduğunu sanmıyorum onu geri gönder burdan."

"Toprak orda kalıcak dedim. Baybay." Diyerek telefonu suratıma kapattı.

Sinirle olduğum yerde sessiz bi çığlık atıp tepinmeye başladım. Daha sonra eski halime gelip kapıyı tekrar açtım.

Dudaklarını birbirine bastırmış orda dikiliyordu. Gülmemek için kendini zor tutuyor gibiydi.
"Geç hadi." Dedim
İçeriye girdikten sonra evi incelemeye başladı.
Onu misafir yatakodasına yerleştirdim ve kuralları açıklamaya başladım.
"Bir, odama adımını dahi atmıycaksın.
İki, beni rahatsız etmiyceksin.
Üç, okulda asla bunun muhabbetini yapmıycaksın anladın mı?" Dedim.

Farklı Bir Aşk: Altın KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin