Merhaba arkadaşlar. Üzgünüm yeni bölüm 10 vote dan bir gün sonra geldi. Ama malesef çok çok çok hastayım ve ilaçlarımın tadı sanki kusmuşum da daha sonra pişman olup geri yemişim gibi. Tabi bunu sizinle paylaşmam ne kadar doğru.. (mahçup oldu.) Herneyse desteklerinizi esirgemeyin.
İYİ OKUMALAR :)
Hepimiz hayatımız boyunca sürekli bişeylere katlanmak zorunda kalırız. Bu bazen misafir çocukları olur. Bazen aynı sınıfta olduğunuz ama sevmediğiniz arkadaşlarınız olur. Ve buna daha bir sürü örnek verebiliriz.
Eğer biri bana hayatın boyunca nelere katlanmak zorunda kaldın diye sorsa 'Beren diye bir arkadaşım var' diye cevap verirdim.
'O sana ne kadar iyilik yaptı. Ne kadar nankörsün Altın kız' dediğinizi duyar gibiyim.
Ama şuan ki pozisyonu ve benim nefes alabilme oranımı göz önünde bulundurursak sizde bana hak vericeksiniz. Durun ben hemen size olayı açıklayayım.Bu gerizekalı dün gece beni sakinleştirdikten sonra bırakıyım da şu kız rahat rahat uyusun diyip gitmedi.
Onun yerine yavrusunu korumak için üstüne oturan penguenler gibi üzerime yattı.Sabah gözlerimi bi açtım.
Baktım nefes alamıyorum. Sonra sağ ve sol tarafımdan iki tane kol uzandığını farkettim. Sağa ittiriyorum olmuyo. Sola ittiriyorum olmuyo. En son kendimi yataktan atarak intihar etmeyi seçtim. Ama bu tabikide çok büyük bir hataydı. Çünkü bunun üzerine bizim gerizekalı da benim üzerime düştü."Ah" diye inledigimde hanımefendi daha yeni uyanıyordu.
Ve hala üstümdeydi!
Sanki kuş tüyü yatağından yeni kalkıyomuş gibi iyice gerindi. Daha sonra yuvarlandı ve yan tarafıma geçti.
Sonunda üzerimdeki ağırlığı attığım da yeniden doğmuş gibiydim."Günaydın canım." Dedi. Sonra bir eliyle yanağımı okşayarak devam etti.
"Daha iyisin ya?" Gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım.
"Berencim eğer üstümde uyumasaydın gerçekten daha iyi olucaktım." Dedim ve cevap vermesini beklemeden devam ettim.
"Yani, baya baya daha iyi."Daha sonra omuz silkerek yerden kalktı ve banyoya gitti. Bu kadar mıydı yani?
Benim bütün gece nefes yoksunluğu çekmem bunun için miydi? Bari bi Özür dileseydi.Banyodan çıktığında bende girdim ve diş fırçalama, işeme gibi işlemlerimi halledip bende aşağıya indim.
Beren bir değişiklik yaparak bana sosis kızartıyordu. Dün geceden dolayı olduğunu hepimiz biliyoruz değil mi?
Beni mutlu etmeye çalışıyor.
Canım arkadaşım benim. Her zaman yanımda olmuştu ve onun hakkını ne olursa olsun ödeyemeyeceğimi biliyordum.Tabi bu ona üzerimde uyuma hakkını vermez.
Yanına giderken bir elimle saçlarımı yokladım. Kesinlikle banyo yapmalıyım.
"Hayırdır Beren'cim? Ölücem ama benim mi haberim yok. Sen asla bişeyler pişirmessin." Dediğimde cevabı gayet dobraydı.
"Dünkü yaşadıkların kolay değildi. Kahvaltı yapalım sonra durum değerlendirmesi yapıcaz Toprak." Dedi.
Aklıma birden dün gece gelmişti. Beni paramparça etmişti.
Beni.
Yani Altın kızı.Tabikide bunun bir bedeli olucaktı. Ama ne olursa olsun kırılmıştım işte. Acıyı çok derinlerde hissetmiştim. Bu sanki hatalarının yüzüne vurulması gibiydi. Sanki, sanki birden yüzüne soğuk su yemek gibiydi. Anlayın işte bütün duvarlarım yıkılmıştı.
Bir elin gözlerimin önünde hareketi ile düşüncelerimden ayrıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farklı Bir Aşk: Altın Kız
RomanceBencildim ve kendimden başkasını düşünmeyi sevmem. Çünkü şimdiye kadar kimse beni düşünmedi. Herkes acımasızdı. Sıra bende. Hepinizin bildiği bir kötü çocuk hikayesi değilim ben. Altın kız hikayesiyim. Toprak Soykan'ım ben. Mazhar Kolejinin a...