Selam millet. 5 vote dan sonra yeni bölümü uyumayıp gece hemen yazdım. Umarım seveceğiniz bir bölüm olur. :)
İYİ OKUMALAR
Öğlene kadar ki bütün derslerde Bora'yla bakışıp durmuştuk. Garip ama beni etkilemeyi başarmıştı.
Bu tanımadığım bir duyguydu.
Hayır tabikide ona aşık olmadım!
Ama gözleri her bakışın da beni daha çok karanlığına çekiyordu.
Ve ben orda boğulmuyordum. Aksine sanki aydınlığa çıkmışım gibi hissediyordum.Beren'le akşam dışarı çıkmaya karar vermiştik. Dönüşte de eve gitmeyecek Beren'ler de kalıcaktım.
Öğleden sonraki derslere girmek istemediğim için alışveriş merkezine gidip akşam için bişeyler almayı planlıyordum. Tek başıma.
Ama ne oldu bilin bakalım.
Tam okuldan çıkıcakken Bora'ya çarpmak gibi bi hata yaptım. Oda babama söz verdiğini ve onsuz bir yere gidemeyecegimi belirtti.Aman ne güzel!
Şuan ne mi yapıyoruz?
Bora'nın arabasının yan koltuğunda ellerimi göğsüme bağlamış ve sinirden kıpkırmızı olmuş bi şekilde alışveriş merkezine gidiyoruz.Evet birlikte!
"Hadi ama, sanki seni kafese kapatmışım gibi davranıyorsun." Dedi bide pişkin pişkin.
Cevap vermedim. Çünkü küfür etmek bana yakışmaz.
"Sence de biraz fazla abartmıyor musun?" Dedi tekrar.
Derin bi nefes alarak sakin olmaya çalıştım ve cevap verdim.
"Şu arabadan ininceye kadar tek kelime daha edersen ağzının üstüne yumruğu yersin."
Eliyle ağzındaki hayali fermuarı kapattı ve önüne döndü.Neden mi bu kadar tepki veriyorum?
Çünkü sanki çocukmuşum gibi babamın peşime bi adam takmasının yanı sıra, oda tam görevini yaparak koruma gibi peşimden dolanıyor.
Ya ben reşitim bi kere. Hayırdır yani?!Alışveriş merkezine geldiğimizde Bora hala tek kelime etmiyordu. Ve ben yine vicdan azabı çekiyordum. Çok mu abartmıştım acaba?
"Acıktım ben." Diyerek ortamı yumuşatmaya çalıştım. Ama o başını aşağı yukarı sallayıp lokantaların olduğu tarafa gitmeyi tercih etti.
Pizza söyleyip masaya oturduğumuz da suratı hala beş karıştı. En sonunda sıkılıp söylenmeye başladım.
"Benimle geldiysen eğer karşımda somurtamazsın Bora Demir. Benimde moralimi bozuyorsun." Dediğimde hafif sırıtıp doğrudan gözlerime baktı.Evet yine.
"Ne kadar kızarsan kız bensiz yapamıyorsun diymi Altın kız." Dediğinde bende sırıtarak cevap verdim.
"Peçetesiz de yapamıyorum ama işim bitince çöpe atıyorum. Bilmem anlatabildim mi Bora Demir." Dediğimde ufak bi kahkaha attı ve ben içten içe eridim.Siparişlerimiz geldiğinde ikimizde sessizce pizzalarımızı yerken,
"Ne için alışveriş yapıcaksın?" Diye sordu.
"Akşam Beren'le dışarı çıkıcaz onun için." Dememle beraber kafasını pizzasindan kaldırıp bana baktı.
Uzun süreli bi bakış olduğu için kafamı 'ne var' dercesine salladım.
"E o zaman banada bişeyler bakalım malum sen tek başına gitmeyeceksin" Dediğinde yine sinirim tepeme çıkmıştı.
"Hayır gelmiyorsun! "Dedim.Tabikide onu götüremezdim.
Hayır.
İmkansız.
Ölürüm de gelmesine izin vermem!
Nokta.---
"Peki sence akşam için gömlek mi alalım tişört mü?" Dedi sırıtarak.
Sinirle nefesimi dışarı vererek konuştum.
"Tişört daha çok yakışır." Dediğimde lacivert eskitilmiş bir tişörtü kasadaki kot pantolonun üstüne koyarak ödemeyi yaptı.
"Hadi şimdi senin kıyafeti de alalım. Sonra çıkalım burdan. Çok sıkıldım." Dedi.
Zoraki bir gülümsemeyle cevap verdim.
"Daha demin pantolonları denerken öyle demiyordun ama." Dedim.
"Alışverişi sadece bana yapıldığı zaman severim altın kız."Dediğinde gülerek konuştum.
"Sen gidebilirsin. Gerçekten hiç alınmamam." Dememle birlikte durup beni kendisine çevirdi. Konuşurken her bir kelimeye vurgu yapması onun da sinirlendiğinin bir kanıtıydı.
"Bu alışveriş merkezinden ya birlikte çıkarız. Yada hiç çıkmayız. Bunu kafana şok ve artık çabalamayı bırak Toprak Soykan." Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farklı Bir Aşk: Altın Kız
RomanceBencildim ve kendimden başkasını düşünmeyi sevmem. Çünkü şimdiye kadar kimse beni düşünmedi. Herkes acımasızdı. Sıra bende. Hepinizin bildiği bir kötü çocuk hikayesi değilim ben. Altın kız hikayesiyim. Toprak Soykan'ım ben. Mazhar Kolejinin a...