"Ya annee." derken ağlamama ramak kalmıştı.
"Anne acıyooo." Diyerek bu sefer çığlık attım ve ağlamaya başladım.
Dadım gelerek saçlarımı örmeye çalışan annemin elinden kurtarmıştı beni.
"Bırakın Dilek Hanım ben hallederim." Dediğinde Annem Sinirle:
"Toprak yarın o saçları kestirmeye gidiyoruz. Popoya kadar saç olmaz." Demişti.
Daha şiddetli ağlamaya başladım bu sefer. Saçlarımı seviyordum. Onlar benim saçlarımdı. Benim.
"Hayır!" Diye bağırdığımda annem çoktan odadan çıkmıştı.
"Şşş tamam kuzum." Derken dadım bağrına basmıştı beni sakinleştirmek için.
"Hı hı da-dadı ke-kesmesin saçlarımı dadı."Dediğimde Dadım yaklaştı ve dedi ki:
"Bak güzel kızım sana bişey anlatıyım mı?" Diye sorduğun da elimin tersiyle gözyaşlarımı silip başımı aşağı yukarı salladım.
"Bi efsaneye göre senin gibi 6 yaşındaki güzel kızlar saçlarını kestirmeye cesaret ederlerse her gece odalarına Periler gelir ve o uyurken odalarını süslerlermiş. Çünkü o kızlar çok özel olurmuş ve Periler onları her zaman kötülüklere karşı korumuş. "
Dediğinde bi an içimi heyecan kaplamıştı. Perileri çok severdim ve mutlulukla sordum.
"Gerçekten mi dadı? O zaman beni daha mı çok severler gerçekten?" Başıma bi öpücük kondurarak gülümsedi.
"Gerçekten bitanem."
Hızla yerimden kalktım ve dadımı elinden tutarak çekiştirmeye başladım.
"Hadi dadı hemen gidelim. Hadi. Periler beni hemen sevsin. Hadi hadi."
Dadım beni gülerek yerime geri oturttu ve
"Ama şimdi uyku vakti, kuaförler açık değildir ki. Yarın sabah gideriz tamam mı?"
Hemen yatağıma yattım ve gözlerimi kapadım o zaman biran önce sabah olmalıydı. Dadım anlıma bi öpücük kondurarak gitmeye hazırlanıyor ki
"Dadı!"Diye seslendim
"Efendim kuzum." dedi.
"Annemle babam neden beni sevmiyo?" Dediğimde yatağımın kenarına oturdu ve
"Nerden çıktı o kuzum ikiside seni çok seviyo."Dedi.
"Hayır dadı. Dün gece onları konuşurken duydum. Annem artık bana katlanamadığını söylüyordu. Babamda onu onayladı. Ben bilmeden onların Perilerine zarar mi verdim yoksa?"
Dadımın gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı ama hemen sildi gözyaşlarını bende görmemiş gibi yaptım.
"Yok kuzum sen kâbus görmüşsündür. Seviyo ikiside seni." dedi ve iyi geceler diyerek odamdan çıktı. O gece çok ağlamıştım. O zamandan sonrada saçlarım hep kısa kalmıştı ve 8 yaşıma gelene kadar her gün odamdaki süslerle uyanmıştım.
Bir gün dadıma araba çarptığı için hepimiz hastaneye gitmiştik. Annemle babam çay almak için kantine indiklerinde ben de dadımla kalmıştım. Dadım beni yanına yatırdı ve
"Yavrum, Toprağım. Şimdi beni iyi dinle. Dadın sana hiç bir zaman yalan söylemez. Hani soruyodun ya, annemle babam beni neden sevmiyo diyodun ya kuzum. Senin gerçek ailen onlar değil. Sana bunu söylemeden ölemezdim." Dedi.
"Sen çok güçlü bir kız olucaksın. Altın kız diyecekler sana çünkü her daim parlayacaksın."
Şok olmuştum. Bu doğru muydu? Benim Annem ve babam değillermiydi?
Aniden duyduğum bi sesle bütün düşüncelerimden kurtulmuş dadıma bakıyordum. Onun da gözleri açıktı ama bana bakmıyordu.
Ölmüştü. O sırada gözünden bir damla yaş süzüldü yüzüne doğru. Ağlamaya başladım. Gitmişti. Beni bırakıp gitmişti.
Tıpkı bana yaptığı gibi anlına bir öpücük bıraktım. Ve küçücük ellerimle gözyaşını sildim.
"İyi geceler dadı."Ondan sonra bidaha hiç odam süslenmemişti. Hemde tekrar tekrar saçlarımı kestirmeme rağmen. Daha sonra anladım ki periler değildi dadımdı. Yada, dadım benim koruyucu perimdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Farklı Bir Aşk: Altın Kız
عاطفيةBencildim ve kendimden başkasını düşünmeyi sevmem. Çünkü şimdiye kadar kimse beni düşünmedi. Herkes acımasızdı. Sıra bende. Hepinizin bildiği bir kötü çocuk hikayesi değilim ben. Altın kız hikayesiyim. Toprak Soykan'ım ben. Mazhar Kolejinin a...