ZAYN P.O.V
"Şey. Hadi geri gidelim." Girişine baktığım sirketin önünden geri dönmeye çalıştım.
"Saçmalama Zayn!" Waliyha sinirle konuştu ve kolumdan tutarak beni girişe yürüttü. "Bu şansı mahvetmene izin vermeyeceğim."
Haksızlık! Zorla işe gidilmez ki. "Wal, dinle. Bak eğer babam öğrenirse biterim ben." Şuan cidden o binaya girip daha önce hiç görmediğim bi adamla burun buruna çalışmak istemiyordum. Bu bana fazla... Korkutucu görünüyordu.
"Zayn... Sıkılmadın mı bi mahkum gibi yaşamaktan? Özgür olman gerekiyor. Arkadaş edinmen. Çevre yapman. Tanrı aşkına yalnız ölmene izin veremem!"
Sıkılmışça önüne gelen saçlarını geriye savurdu. Doğru söylüyordu. Eğer bu şansıda tepersem kesin yalnız olücektim. "Hayır," Dedim kendime gelircesine. "Hayır." Gri gömleğimin üzerine giydiğim koyu mavi ceketin yakalarını düzelttim ve siyah fularımı gevşettim. Rahatla Zayn... Ne kadar zor olabilir ki!
"Iste benim kardeşim," Valiyha tek parça olan sarı mini elbisesinin içinde sevinçle zıpladı. "Başarabilecegini biliyorum Zayn!"
Gülümsedim ve yürümeye başladım. Güvenlik şeridine giricekken u dönüşü yapıp yürümeye başladın.
Valiyha. Gitmemişti. "Zayn..." Dedi, sesi bezmiş geliyordu ama yüzü korkunç bi donukluktaydı. "Eger o şirkete girip işe başlamazsan yemin ederim... Bak yemin ediyorum..." Soğuktan dolayı ağzından çıkan ince beyaz dumanlarla psikopatça güldü. "Seni o çıkmadığın evin temeline görmerim. Ciddiyim. Gömerim." Dudagım titrerken konuşucaktim ki, üzerime sinirle bir adım attı. Korkuyla geri geri yürümeye başladım. "Tamam tamam. Gidiyorum." Hemen güvenlikten geçip danışmaya geldim. Giriş katı beyaz ve gri granitle döşenmişti. Önde büyük bir masa vardı ve üzerinde çiçekler, kapıda ve içeri kısımda toplamda 4 güvenlik görevlisi duruyordu. Uzun masanın arkasındaki saçları at kuyruğu yapılmış kumral 30-35 yaşlarındaki kadını gördüm ve gözlerini diktiği bilgisayar ekranından bana bakmasını sağladım.
"Evet genç adam?" Dedi sorarcasına. Yutkundum. Hayır Zayn Sakin ol... Sakin... "Ben Zayn Malik." Dedim, aklıma başka bişey gelmemişti. Kadın ilkte 'yani' der gibi baktı, daha sonra ise hatırlar gibi gülümsedi masasında bulunan küçük bir kağıdı alıp baktı ve gülümsemesini büyüttü. "Ah, evet Bay Malik. Louis geliceginizi söylemişti. Ama önce Bay Press'le görüşmelisin."
Kadın gayet sevence gülümsüyordu ama benim içimde korku oluşmuştu. Bay Press'de kimdi? Asistanı olacağım kişi Bay Payne olmalıydı. "Um... Şey peki o kim? Yani Bay Press?" Dedim Dudagımı ısırarak. "Sorun yok Bay Malik, Bay Press mali işler müdürümüz. Sanırım maaş konusu dışında artık bizden birisin. 30 katta. Zaten o katta 3 oda var. Fark edersin eminim." Hala gülümsüyordu ve beynimdeki taşları yerine koyuyordum. Tamamdır!
Asansöre yürüdüm ve bindim. 30. Kata bastım ve arkamdaki aynaya yaslandım. Bay Tomlinson- Louis beni işe alma yetkisine sahip olmalı ki şuan sadece maaş için görüşme yapacaktım. Gerçekten sadece bir görüşmeyle nasıl işe alınmıştım bilmiyorum ama... Kimin umrunda! Artık özgür bir insan gibi yaşaya bilecegim. Yani kısmen. Hala babamın bu işlere bulaştığımı öğrendiğinde ne tepki vereceğini bilmiyordum.
Asansör 30. Kata geldiğinde koridoro çıktım ve sol ucuna bide sağ ucuna doğru baktım. Gayet geniş bir kat vardı önümde. İlk katın aksine burda koyukahve ve gri tonları hakimdi. Ortasından aşağı doğru merdivenler iniyordu. Ve yukarı doğru merdivenler çıkıyordu. Birbirlerine sırtlarını vermiş gibiydiler. Orta kısımda ve sol koridor ucunda asansör giriş çıkışları vardı. Planlı bir bina olduğu o kadar belliydi ki, bu durumda Bay Press'in odası sol cephede oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hello Daddy!
FanfictionBilenmeyen numara: Selam babacık! Babacık: Ne? Babacık: Sen kimsin bu saatte!? .... Louis Harry'yi farklı biri olarak babacığı yapıyor ve bundan asla pişman olmayacağını öne sürüyor. Harry'nin onun yerine sanal birine aşık olması daha iyi gibi (!)...