Hello Daddy!

Chapter 11

2836. Kelime... Evet 'tatil var niye bölüm atmıyon sorumsuz yazar bozuntusu!' Diyebilirsiniz. Deyin zaten. 'Senem, yine geç attı.' Normal. Bölüme geçebilirsiniz! İYİ OKUMALAR!

➖➖➖➖

"Louis, Louis, LOUİS!"

Yerimden sıçrayıp masamda dogruldum başımda dikilen Zayn'e baktım. "Tanrı aşkına, Zayn! Kulak zarımla derdin ne?"

"Hiç bir şey," Dedi.

"Sadece beni duymuyorlar!" Yeniden sesini yükseltince gözlerimi kıstım.

Omuz silktim. "Dalgınım işte. Ne oldu?"

Omuzlarını indirip kaldırdı. "ParadiseLive'dan email geldi. Bişey anlamadığım için sana soracaktım."

ParadiseLive... Ah, geçen ay katılınan yardım kuruluşu derneği. Yılbaşına ne kadar zaman kaldığını var sayarsak, geç bile kalmışlardı.

"Bana da mail atmaları gerekiyordu bi dakika."

Tek elimle gözümü ovuşturup bilgisayarımı açtım ve gelen maillerime baktım.

Ah işte burda.

Kimden: ParadiseLive Başkanı Jane Colin'in Özel asistanı, Frank Jason.

Kime: Styles&Payne Şirketleri, Harry Styles'in Asistanı Louis Tomlinson'a.

Konu: Bağış yerinin belirlenmesi.

Bay Tomlinson, öncelikle iyi günler dilerim ve ardımlarınız için tekrar teşekkürler ederim. Lafı uzatmadan konuya giriyorum. Bağış yapacağınız kurum, CharlesWhite Yetimhanesi. Yeni yılda mutluluklar sizinle olsun.

Geri kalan yazılarda kurumun adresi, durumu, ve yapılacaklar vardı. Evet, yapılacak şeyleri onlar söylüyor ve herseyi, eksiksiz herseyi siz yapıyorsunuz. Ve, iki haftadan az bir zaman kaldığını var sayarsak... Acele etmeliyiz.

Hemen geri mail yazmaya başladım.

"Bu ne demek, Lou?" Dedi Zayn, yanıma gelip ekrana eğilirken.

Dudak büzdüm. "Kendini beğenmiş zenginlerin gösterisi Zaynie. Paraları çok olduğu için 'yardım etme' adı altında güç gösterisi yapan moruklar."

Gözlerini fal taşı gibi açarken kafamı yüzüne çevirip 'ne var ki?' Dercesine baktım.

Tabi, kafamı çebirmesem daha iyiydi ama... Yüzünün yüzüme yakınlığı onun daha da... Güzel olduğunu anlamamı sağladı.

Kesinlikle sert yüz hatlarına sahipti. Köşeli çene hattı, yeni çıkmaya başlamış kirli sakalıyla birleşince daha... Seksi gözüküyordu. Yine de favorim kapkara saçlarıydı. Her ne kadar, iri, ela gözleri yeşil haleler taşıyarak aklımı karıştırsada... Zayn'e o gözle bakamıyordum. Ama kabul etmem şarttı. Mükemmel bir baş yapıttı. Yine de gözlerim her zaman ondan bir parça arıyordu. Sanki ona mühürlüymüşüm gibi.

Biz o kadar yakınken Zayn'in bana gözlerine kırparak bakması ve babacığın kapısını açıp bizi görmesi midemi bulandırmıştı. Klişelerden nefret ediyordum. Ve bu, görüp görülebilecek en klişe sahneydi.

"Louis?" Zayn bay Styles'in sesiyle hızla benden ayrılıp masaya tutundu. Önemli değilmiş gibi ayağa kalkıp gülümsedim. "Evet efendim?"

Kaşları çatık şekilde Zayn'e bakınca, daha çok gülümseyip bende Zayn'e baktım.