kaybetmiş Sorumsuz, zaman kavramını kaybetmiş bir yazar bozuntusuyum biliyorum. Ama hey! Beni böyle seviyorsunuz. Her neyse... Hikayeye hareket vermek için bu bölüm gerekliydi. Şunu bilin ki bu hikaye klasik bir Daddykink! Hikayesi değil arkadaşlar. Uzun soluklu planlanmış ve sahnelenmiş bölümleri var. Ama kafamda. Ne yazık ki yazıya dökebilecek vaktim yok. Bilmiyorum. Belki de fazla tembelim. Ve ya toparlamıyorumdur. Herneyse... Ben yine söz vermiyorum. Kesin yine gecikirim. Ama yine de benle olduğunuz için teşekkürler.
İYİ OKUYANLAR! :)
➖➖➖
Zayn P.O.V
"İyi de ya saçma birşey yazarsan...?"
Gözlerini devirdi ve dirseğini masaya koyup elini çenesine yasladı. "Yapmazsın. Hem birşey yazmayacaksın zaten. Onun atacağı mesajları tahmin edebiliyorum, bu yüzden taslaklara kopyalayıp göndermen için notlar yazdım. Yani... Plan mükemmel işleyecek." Sinsice güldü. Yaptığı şeyle içim az da olsa rahatlamıştı, ama onun yerine başka birine-tanımadığım birine mesaj atmak bana yanlış geliyordu.
"Pekala... Eğer istemiyorsan..." Kafasını masaya çevirdi ve tabağında kalan tek-tük patatesleriyle oynamaya başladı. "Seni zorlayacak değilim... Bende artık, sevdiğim kişiye kavuşamadan ayrılırım. Hm, napalım? Kader." Şimdide dudakları titriyor ve gözleri kırpılıyordu. Ah, çok üzgün ama. Birinin üzgün olmasını istemiyordum.
"Peki tamam, yapacağım. Ama bana o kişinin kim olduğunu söyleyeceksin. Yoksa yapmam." Önümdeki salata tabağını kenara ittim ve hafifçe bana bakan yüzüne döndüm.
"Şimdi olmaz ama bi gün söz söylerim." Dedi, gözleri parlıyordu. Bu şeyi yapmamı neden bu kadar çok istiyordu ki?
Benden istediği ne mi? Bu günün akşamına kadar onun telefonuyla bana -ona- mesaj atacağına emin olduğu kişiye cevap vermem. Sadece merak ediyordum, neden bunu yapıyor ki? "Neden bunu yapmalıyım peki?"
Gülümsedi. "İşlerin-işlerimin yolunda gitmesi için. Bu ufak plan, büyük planın devamı için çoook küçük bir basamak, ve arkadaşım senin sayende ben o basamağı şıp diye çıkacağım."
Gülümsedim. Louis kesinlikle deli-doluydu. Aslında planını merak ediyordum ve içimde hala bir huzursuzluk vardı ama... Onunla arkadaş olma ihtimalimi kaybetmek istemiyordum. Kim bilir, bu işi yapmasam belkide benle bir daha konuşmaz... Bir an şokla gözlerim açıldı. Tanrım, gerçekten benle konuşmayabilirdi!
"Yapacağım, tamam." Gülümseyerek bana baktı ve, "Teşekkürler Ze! Harikasın!" Dedi.
➖➖➖
Döner kapıdan geçtikten sonra lobinin önünden ilerleyip asansöre bindik. Louis kat düğmesine basarken bir anda döndü ve bana sarıldı, sıkıca. "Bu benim için çok önemliydi Zayn... Gerçekten teşekkür ederim."
Hızlıca benden ayrıldı ve kocaman gülümsedi. "Sorun değil, yani sanırım." Gülümsedim.
Başını salladı. Yalnız kalma korkumdan dolayı kabul etmiş gibi hissediyordum ama Louis böyle davranınca daha iyi hissetmiştim. Karşımda ki çocuk menfaatleri yerine gelmediğinde sırt çevirecek birine benzemiyordu.... Daha çok şey gibiydi... Şey... Çocuk?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hello Daddy!
FanfictionBilenmeyen numara: Selam babacık! Babacık: Ne? Babacık: Sen kimsin bu saatte!? .... Louis Harry'yi farklı biri olarak babacığı yapıyor ve bundan asla pişman olmayacağını öne sürüyor. Harry'nin onun yerine sanal birine aşık olması daha iyi gibi (!)...