Düşündüğün zaman; bir otobüse atlayıp, tek bir sokağını bile bilmediğin, öylece yürürken caddede tanıdık tek bir yüz göremeyeceğin, evim dediğin dört duvarın olmadığı bir şehre gitmek çok kolaydır.
İşin aslını o otobüse binip, tekerlekler yuvarlanmaya başladığında anlarsın. Giderek bildiğin dükkânlar, tanıdık simitçi amca, her sabah uyandığında genzine dolan deniz kokusu uzakta kalırken anlıyorsun, anlamaya başlıyorsun aslında. Kaçmak ilk başta tek çözümmüş gibi gözükürken aslında en büyük yanılgıdır. Çünkü arkada bıraktığımız bir insan, bir çanta ya da herhangi bir eşya değil; beynimizin her bir kıvrımına yapışmış anılar, yaşanmışlıklar. İşte tamda bu sebepten kaçmak hayatımızın en büyük problemi. Esas kızımız bunu zor yoldan öğrenecek tabi, orası ayrı.
***
Merhabalar, yeni bir hikaye ile karşınızdayım.
Umarım beğenirsiniz . İlk bölüm hafta sonu sizlerle olacak.
Desteğinizi minik yıldızlarınız ve yorumlarınızla bekliyorum :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ellerimi Bırakma
General FictionÇocukken her şey ne kadar basit ve bir o kadar güzeldi. Düşünüyorum da en büyük dert düşük not aldığımızda ailemize ne bahane üreteceğimizdi. Şimdi keşke yine o minik bahanelerle yırtabilsem bütün korkularımdan. Keşke biri çıkıp dese ki, olsun sen h...