Bölüm 11 - İlk Aşk

1.7K 134 11
                                    


"Günaydın."

Alya daha kapıdan çıkar çıkmaz birisiyle karşılaşmayı beklemediği için irkildi. Neyse ki gözlerinin rengine uygun koyu yeşil bir gömlek giymiş, rahatça yaslandığı odasının kapısında kendisini bekleyen Tora'dan başkası değildi.

"Günaydın Tora." Alya genç adamı memnun edecek sıcak gülümsemelerinden birini sundu. "Beni mi bekliyordun?"

Tora yaslandığı yerden doğrulurken yavaşça başını salladı ancak henüz bir açıklama yapmaya fırsatı olmamıştı ki koridorun diğer ucunda kendini gösteren Aron araya girdi. "Günaydın."

Alya odasından çıkmamış olmayı dileyerek usulca mırıldandı. "Size de günaydın."

Bu sırada Aron annesinin hangi akla hizmet genç kızla Tora'nın odalarının bu başka kimsenin olmadığı kanatta karşılıklı olmalarına izin verdiğini sorguluyordu. İçinde kabaran huysuzluğu güçlükle bastırarak "Annem," dedi. "Bugün erkenden Getsu'ya gitmemizi istiyor. O yüzden size eşlik etmeye gelmiştim."

"Getsu'ya mı?" Alya'nın bir cevap bekleyen bakışları Tora'yı bulduğunda genç adam gülümsedi ve "Yengem," dedi açıklamak için "Dilar'ın en iyi kumaşları seçilmeden önce gidip alışveriş yapmamız konusunda oldukça ısrarcı."

"Ben," dedi Alya "Anlıyorum, ancak yeni bir elbiseye ihtiyacım yok. Siz gitseniz hem işleri daha kolay halledersiniz."

Tora güldü "Ne yazık ki Alya seçme sansın olduğunu sanmıyorum. Ayrıca Tori'de bizimle geleceği için en azından Ona göz kulak olabilecek birisine ihtiyacımız var. Yengem evdeki işleri yoluna koyması gerektiği için bizimle gelemiyor."

Alya'nın bir cevap vermeksizin olduğu yerde durduğunu gören Aron "Acele etsek iyi olur," dedi. "Daha kahvaltı edeceğiz."

Tora eğlendiğini gizlemeye gerek görmeksizin genç kızın bir kürek mahkûmu gibi isteksiz adımlarla merdivenlere doğru yürümesini ve tüm kahvaltı boyunca sessizliğini korumasını izledi. Ancak durum güzel hava dolayısıyla üstünü açtıkları atlı arabaya biner binmez değişmiş, baharın uyandırdığı doğanın sunduğu güzel manzaralar, yüzüne çarpan rüzgâr ve içlerini ısıtan güneşle birlikte genç kızın heyecanla durmaksızın konuşan Tori'nin ruh haline kapılıp gitmesi uzun sürmemişti.

Üç saatten biraz fazla süren yolculuklarının sonunda şehrin cümle kapısına vardıklarında Tori abisine dönerek boya kalemlerine bakmak için yalvarmaya başlamıştı bile.

"Önce karnımızı doyuralım, Dilar'ın yerinde işimizi hallettikten sonra birlikte bakmaya gideriz," diyense Tora olmuştu.

Andram'ın kalbi sayılan ay şehri Getsu adını şehrin yapımında kullanılan beyaz blok taşlardan alıyordu. Pürüzsüz yüzeyleriyle bu beyaz taşlar asla kirlenmiyor, ayların yükseldiği gecelerde soluk bir ışıltıyla parlıyorlardı. Zengin tüccarların çoğu ve soylu ailelerin büyük bölümü burada yaşıyordu. Aron şehrin kalabalığına girmek istemediği için yemeklerini Dilar'ın bahçesinde yemeğe karar verdiler. Böylece Tori'ye de istediği şeylere bakmak için daha çok zaman kalacaktı. Yemeklerini yedikten bir süre sonra Aron annesinin istediklerini almak için eline tutuşturulmuş bir listeyle birlikte kumaş balyaları arasında gözden kaybolduğunda Alya'da diğerleri gibi etrafa saçılmış bin bir çeşit kumaş topuyla birlikte kalmıştı. Tori bir ileri bir geri koşup her seferinde elinde farklı bir kumaş örneğiyle geri gelirken, Alya'nın gözleri gece mavisi taftadan bir kumaş topuna takıldı. Belki de kendisini şımartabilir ve yeni bir elbise diktirebilirdi.

"Çok güzel bir mavi!" Kıkırdayarak yanında biten esmer kızı gören Alya hafif şaşkın bir sevinç çığlığı attı. "İna!"

İki genç kız hasretle birbirlerine sarılırken Alya sordu. "Ama sen burada ne yapıyorsun? Mizu'da olduğunu sanıyordum."

Alya (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin