17. Bölüm: herşeyden uzak yaşamak

5 0 0
                                    

Aradan bir ay geçti. O olaydan sonra ne esma faruğun yüzüne bakabilmişti nede faruk yada ona öyle geliyordu.
Faruk sıkı bir çalıştırma yapıp esmanın gerçek sevgilisinin olmadığını öğrenmişti ve en son konuşmalarında;" Her bir bokunu öğrendim sevgilin yokmuş adamlarım araştırdı. " dedi faruk.
"Bana sorsaydın ya bu kadar zahmete girmene gerek yoktu" demekle yetinmişti esma.
Bu zamana kadar esma arkadaşlarına verdiği yastık sözünü annesini kızdırmasına rağmen arkadaşlarına dağıtmış sadece belirli kişiler sınavları geçirmiş ve arkadaşları için düşündüğü şeyi müdüre yaptırmak istemişti. Mezuniyet töreni o da yoksa yılbaşı hediyesi.
Ama müdür 12'ler için kamp olacağını ve o kampın 15 tatilden 1 hafta sonra olacağını söylemişti. Ve öğrenciler tatilini de yapsınlar diye tam tamına onlara 3 hafta tatil verilmişti. Yani kısaca kamptan gelecek 1 hafta , devletin verdiği 2 hafta, tatil onlar için yeterde artarda.
Esma sınıf arkadaşlarının ismini yazdırıp "gelebiliriz hocam." demişti
"Hele o gün gelsin herşey hazırlanır" dedi.
"Daha hazır değil mi?"
"Hayır daha konu hakkında konuşuyoruz." demişti.
Faruk; o 1 ay içinde esma için psikolojisi bozulmuş ve nehirden ayrılmıştı. Zaten hep derslerden kaçtıkları için devamlı müdüre birlikte yakalanıyordu. En sonunda beden hocası "bu böyle olmayacak ayrılman mantıklı" demişti ve şunun şurasında ayrılmaları 1 hafta olmuştu.
Esma ne zaman konuşsa yada sınıfa girse ona nefret dolu gözlerle bakardı ve nehirden onun yüzünden ayrıldığına inanıyordu. Halbuki ilişkileri ilerleyemiyordu ve buda onun farkındaydı. Nehiri sevmişti ama hep bir şeyler eksikti aralarında. Bağ olabilir mesela.
Ersin esmaya yüzük taktığını görmüştü ve o yüzüğü hala çıkarmamıştı. Damlaya "ersin seni esmayla aldattığını söylesem mi?" diye düşünüp duruyordu çünkü esmadan intikam almak istiyordu nede olsa onun yüzünden ayrılmıştı.

esmaya acı yaşatmak istiyordu ama nasıl olacağını bilemiyordu. aklında türlü türlü senoryalar kurmuştu.

birinide aklına getiremiyordu. ne yapacağını bilemiyordu sadece onu öldüresiye dövmek yada en derinden yok etmek istiyordu.aklına gelen fikirle ailesini araştırmaya karar vermişti.

kızın annesi ev hanımıydı, babası büyük dükkanı vardı geliri ortaydı. vardan yoksun gibi bir şeydi. bu aile orta zenginlikteydi. babası esnaftı. abisi üniversiteyi kazanmış. ankara üniversitesi bilgisayar mühendisliğiydi. kendisi ise tek başına yaşayan bir kızdı. pek arkadaşı yok. sadece öylesine konuştuğu kişiler vardı.

oturup kara kara düşünürken, faruğun babası durumun farkına varır.

"hayırdır oğul, seni bu hallere düşüren durum nedir?"

"aklımı kurcalayan bişey var" dedi ve oturduğu yerden doğruldu.

"hayırdır ? sen böyle kara kara düşünmezdin, noldu?"

"baba bir insana yapılacak iyilik nedir?"

hahaa diye sesli bir şekilde gülmüştü babası. elindeki kumandayı sehpanın üzerine koydu ve hafif arkasında oturan oğlanın yanına geldi. faruğun önündeki sehpanın üstüne oturarak onun önüne geçti.

"kız meselesi mi.?"

"yok baba nerden çıktı." itiraz eder gibi.

"anladım ben seni, naptı sana? anlat oğlum bişey yapacak değilim."

babasına bir müddet baktı faruk. sonra boğazını temizledi. "bana karşı koydu."

"hmm" gülmemek için zor tutuyordu kendisini. "peki bu kız kim?"

"esma bab. görsen tatlı bir kız ama bana defalarca karşı koydu. Ne yapsam fayda etmedi. ondan nefret ediyorum. salak ya bide sevgilim var diyordu."

Aşk Sende Saklı (ara verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin