92>95.Gün
Geri geldim. Senin odandan yazıyorum. 3 gün boyunca yazmamamın sebebi seni unutmam ya da seninle konuşmak istememem falan değildi. Umarım böyle bir şey düşünmemişsindir.
Sadece her gün aynı şeyleri yaptım. Annemlerle yemek yedik evde bir takım işler yaptık ve seni hatırladık. Bana seni hatırlatmaktab hiç çekinmiyorlar Yeol. Bu gerçekten hoşuma gidiyor. Senden bahsederken sanki sen aslında....gitmemişsin gibi...
Her neyse..
Gerçekten çok iyi geldi. Biraz olsun içimdeki özlemi atabildim. Zaten senden sonra özlemek çok farklı bir boyutta benim için. Özlemenin aslında ne olduğunu,nasıl büyük bir his olduğunu,sen gidince anladım.
Bilemiyorum Yeol,bir gün gerçekten bana gideceğini söyleseydin sana inanmazdım herhalde... O kadar emindim senden. Gitmeyeceğinden. Beni asla bırakmayacağından.
Ama böyle olması gerekti,değil mi? Çünkü ben seni bunu yapmaya zorladım..
Pekala kendimi suçlamamı sevmiyorsun bu yüzden burada bitiriyorum.
Seni seviyorum Yeol. Görüşmek üzere ..96. Gün
Artık tamamen hazırım ve kararlıyım. Yani yanına gelmek için... Ama hala sadece birkaç güne ihtiyacım var. Çünkü bazı şeyler yapmam gerekiyor. Bilirsin belki bir, veda gibi. Aslında vedalardan nefret ediyorum. Sen bana veda etmediğin için kızgın değilim yanlış anlama. Yalnızca kendim söz konusu olduğunda sevmiyorum o kadar.
Taeyeon ile görüştüm bugün. Şirkette olduğunu biliyordum ben de gittim. Bunun senin canını acıtıp acıtmadığını bilmiyorum ama sadece onu da son kez görmek istedim. Tamamen barışmıştık. Onun da artık kendi yoluna bakacağından eminim. Zaten gayet iyi görünüyordu.
Ardından çocuklar ile görüştüm. Akşama kadar onlarla vakit geçirdim. Suho hyung beni bu şekilde gördüğü için heyecanlıya benziyordu. Yani oldukça heyecanlı. Tamamen iyileştiğimi düşünüyordu belki de. Gerçi ben, benim durumumu hastalık olarak adlandırmıyorum ama etrafımdaki herkes beni hasta olarak gördüğü için böyle söylüyorum. Kai bize yeni dans kareografisini gösterdi. Onu coşku ile alkışladım. D.O. yeni bir beste yapmış Chen ile ondan bir nakarat söylediler. Şarkının adı "Peki, sonra?" Sanki içlerine doğmuş gibi değil mi... "Sen de gideceksin. "Peki, sonra?"
Bu düşünceleri hızla uzaklaştırdım aklımdan. Diğer üyeler de benim neşeli halimi(!) görmüşken bırakmak istemeyip beni çeşitli oyunlar oynamaya zorladılar. Zamanın nasıl geçtiği gerçekten ilk defa o zaman anlamamıştım. EXO gibi hissettirdi. Sen varmışsın ve hiç gitmemişsin gibi. Luhan, Kris hyung ve Tao da varmış gibi... 12 adamın seslerinin birbirine karıştığını duyar gibi oldum.
Akşam dağıldığımızda teker teker üyeleri aradım. Yani, yanımızda olmayan üyeleri; Tao, Luhan ve Kris'i. Sadece konuşmak istediğimi ve üzgün olduğumu söyledim. Her şey için. Ve bundan sonra olacaklar için. Tao'nun sesi gayet iyi geliyordu, bana sinirinin geçtiğini biliyordum. Emindim artık. Ama yalnızca aramıza dönmek için hazır değildi. Anlıyordum onu.
Telefon konuşmalarını tamamladıktan sonra Instagram hesabıma girdim. Kendi sayfama girip bakmaya bile korkuyordum. Çünkü Chanyeol'ün oralarda olduğunu biliyordum. Hızlıca Instagram için bir yazı yazıp onu paylaştım. Hayranlarımız için...
"Selam. Sadece sizi çok sevdiğimi söylemek istiyorum. Hep yanımda, yanımızda olduğunuzu bilmek iyi hissettirdi. EXO-L'ler en iyisi! Sizi seviyorum, bundan sonra da benimle olun ve... Ben... Her şey için üzgünüm. -B"
Yazıyı paylaştığım anın dakikasında milyonlarca yorum geldi. Bazılarını okudum bazılarını es geçtim. Bu kısa yazıdan sonra hesabımdan çıktım. Telefonumu bir kenara fırlatıp gözlerimi kapattım. Çok yakında yeniden bir araya geleceğiz Chanyeol. Çok yakında...