LOUİS.
Nihayet güvenli ofisime vardığımda deri koltuğun üzerine yığıldım. Öne doğru eğilerek saçlarımı tuttum, sakinleşmeyi ve sertleşmemin dinmesini bekliyordum.
O küçük çelik hücrede onunla birlikte yalnız kalmak...
Kokusu, çıkardığı sesler, teni...
İrademin buharlaşıp gitmesine neden oluyordu. Kendimi durduramıyordum.
Sabahki toplantıyı bana hatırlattığından beri o lanet olası konferans odasında sunumun tamamını yapmak bir yana mantıklı tek bir düşünce oluşmayacağını biliyordum. O masaya oturmaktan bahsetmiyorum bile. Odaya girdiğimde onu cama doğru eğilmiş ve derin düşüncelere dalmış olarak bulmak yeniden sertleşmem için yeterliydi.
O an toplantıyı başka bir yere taşınması için bir saçmalık uydurmuştum ve elbette bundan dolayı bana sinir olmuştu.
Kapım açıldı ve babam ofisime girdi "Louis,"
"Evet?" diye sordum.
"Bugünlük için Harry'e izin verdim. Hasta görünüyordu." Dişlerimi sıktım. Garip bir his iliklerime kadar tırmandı, Nereden geliyordu?
"Bugünkü takvimimiz yoğundu." dedim "Neden benden habersiz onu gönderdin?"
Babam sert bakışlarını bana çevirdi. "Yapılması gereken ne varsa üstesinden geleceğine eminim" Beni geçerek deri koltuğa yöneldi "Ona biraz iyi davran evlat."
Gözlerimi devirdim ve kafamı salladım. "Annen aradı ve bu akşam için evdeki yemeği sana hatırlatmamı istedi."
"Orada olacağım."
Kapıya doğru yöneldi ve tekrar bana bakmak için durdu. "Geç kalma."
"Kalmam."
Nihayet yalnız kaldım ve koltuğuma yığıldım. Tamam, belki fazla gergindim.
Elimi cebime attım ve çamaşırından kalanı çıkarttım, diğerlerinin yanına konmaya hazırdı. Sonra birden etiketini fark ettim. La Perla. Vay canına buna iyi para harcıyor olmalıydı. Belki bir ara şehir merkezindeki La Perla dükkanına uğramalı ve ona yeni bir tane daha almalıyım. Ellerimi saçlarıma götürdüm ve çamaşırı içine fırlatarak çekmeceyi kapattım.
artık resmi olarak kafayı yemiştim.
--------xx---------
Akşam ailemin evine geldiğimde annemin mutfakta yaptığı yemeklerin kokusuyla gülümsedim ve yemek odasından gelen neşeli sohbet anında havaya girdiğimi ve bütün stresimin kayboldu.
"Lottie nerede?" diye sordum oturma odasına doğru kafamı uzatarak
"Henüz gelmedi" dedi Annem, Lottie bir yere yetişme konusunda aramızda en yavaşı oydu.
"Louis!" Doris koşarak yanıma geldi onu kapıp havaya kaldırdım ve yanaklarını öpücüklere boğdum.
"Tanrım acınacak haldesin" diye söylendi Fizzy yanımdan yürüyüp geçerken. Karşılık olarak gözlerimi devirdim ardından Doris'le ilgilenmeye başladım.
Sonunda herkes gelmişti ve yemek masasına geçtik. "Louis, sana bir şey sormak istiyorum." dedi annem şarap şişesini uzatırken. "Önümüzdeki hafta Harry'i akşam yemeğine davet eder misin?" şarap boğazımda kaldı ve küçük bir öksürük krizine girdim Peçeteyle ağzımı kapadım.
"Neden?"
"Yabancı şehirde tek başına ve..."
"Anne," diyerek karşılık verdim "kolejden beri burada yaşıyor. Yirmi iki yaşında. Bu şehir artık ona yabancı sayılmaz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beautiful Bitch || Larry Stylinson.
FanfictionNefreti ve cinsel çekimi aynı anda hisseden iki çift. Duydukları açlık bir ihtiyaca dönüştüğünde, İki bilinmeyen denklem olan X ve Y'i bulma vaktidir... (BoyxBoy) \/\/\/\/\/\/\/\/\/\/\/\/\/\/\/\/\/\//\/\/\/\/\/ Hikaye smut! Ve arsız diyologlar içer...