Kaç dakika geçmişti bilmiyorum fakat lavaboda dağılmış halimi düzene sokmuş Bay Tomlinson'un mesajıyla Red Hawk toplantısı için masamdan çantamı alıp hızla asansöre binmiştim. Mesajında benimle park yerinde buluşacağı yazıyordu.
Limuzin hemen dışarıda bekliyordu arabaya doğru ilerlediğimde şoför kocaman gülümseyerek kapıyı açtı. "Merhaba Harry, işler nasıl gidiyor?""Yoğun, durmak bilmiyor. Senin?" diyerek gülümsedim. George benim en sevdiğim şofördü.
"Eğer siz ikinizin konuşması bittiyse gitmemiz gereken önemli bir yer var." Görünen o ki Bay Tomlinson beni çoktandır içeride bekliyordu ve ikimize ters ters baktıktan sonra yeniden arabadaki yerine çekildi. George gülümsedim ve gözlerimi devirdim.
Gittiğimiz yere vardığımızda kendimi kötü hissetmemi söylememe gerek yoktu.
Sonraki üç saat kaplumbağa hızıyla geçmişti. Diğer yöneticiler gelmiş sunumlarını yapmıştı sonra adın Lilly olan son derece göz alıcı bir kadın bir anda patronumla ilgilenmeye başlamıştı. Yerimde huzursuzca kıpırdandım. Değişik hissediyordum. Kadın otuzlu yaşlarının başında, kalın kızıl saçları koyu ışıltılı gözlere sahipti. Ve tabii ki Bay Tomlinson'un yüzündeki baştan çıkarıcı gülümseme, kadını bütün öğleden sonra büyüleyip kendinden geçirmişti.
Ve bugünün sonunda nihayet ofise döndüğümüzde Bay Tomlinson'un bana söyleyeceği bir şey varmış gibi gözüküyordu. Bu durumdan nefret ediyordum, ondan sessiz olmasını isterken çenesini kapalı tutamıyordu. Şimdi konuşmasını isterken de bir anda dilsiz oluvermişti.
Yarı ıssız binaya ilerlerken içini devaju kapladı. Altın kapılar kapandı ve 18'ci düğmeye bastı. İçerideki oksijen birden bire azalmış mıydı? Parlak kapıdaki yansımasına bakarken onun nasıl hissettiğini anlamak güçtü. Kravatını çözmüş, düğmelerinin iki tanesini açmış ve takım elbisesinin ceketini omzuna almıştı. Toplantı sırasında gömleğinin kollarındaki düğmelerini açmış ve yukarı sıyırmıştı ve bende dövmelerle kaplı tenini bakmamaya çalışıyordum.
Bu asansör ne kadarda yavaştı böyle!
Sonunda on sekizinci kata ulaştığımızda rahat bir nefes verdim. Hayatımın en uzun kırk beşinci saniyesini yaşamış olmalıydım. Louis'in kapıdan içeriye girmesini izledim, gözlerimi ondan ayıramıyordum. Hızlıca ofisine girdi ardından kapıyı kapatmamasına şaşırmıştım. Her zaman kapısını kapatırdı.
Eşyalarımı hızlıca topladığım sırada ofisinden çıktı ve masamın üzerine beyaz bir zarf bırakıp duraksamadan kapıya yöneldi. Hemen zarfı açtım, bir kaç parça kağıdın üzerinde La Perla'nın Bay Tomlinson üzerine özel bir hesap evrakıydı.
Benim için özel hesap mı açtırmıştı?
"Bu da ne böyle?" dedim köpürerek. Gözlerimden ateş fışkırdığına emindim "Bana hesap mı açtın?"
Yavaşça durup yüzünü bana döndü "Bugünkü küçük şovundan sonra sana benden bir süpriz yapmak istedim, Hesabın bir limiti yok, istediğin kadar harcama yapabilirsin" dedi düz bir ses ile yüzünde hiç bir ifade yada rahatsızlık yoktu. Elimdeki zarfı sıktım. Her şeyi kontrol altına almakta yetenekliydi, fakat beni kontrol altına alabileceğini mi sanıyordu? Eğer Öyleyse, yanılıyorsunuz Bay Tomlinson.
"Şunu bir açıklığa kavuşturalım," dedim, hem titreyerek hem de sakin görünmeye çalışarak "İç çamaşırı alayım diye mi yaptın?"
"Aslında yalnızca telefi etmek için, şu benim...." durdu, ve yüzümdeki tepkimi ölçmeye başladı "Hasar verdiklerim. Eğer istemezsen kullanmazsın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beautiful Bitch || Larry Stylinson.
FanficNefreti ve cinsel çekimi aynı anda hisseden iki çift. Duydukları açlık bir ihtiyaca dönüştüğünde, İki bilinmeyen denklem olan X ve Y'i bulma vaktidir... (BoyxBoy) \/\/\/\/\/\/\/\/\/\/\/\/\/\/\/\/\/\//\/\/\/\/\/ Hikaye smut! Ve arsız diyologlar içer...