Yolculuk

42 4 4
                                    

Evet yine yapacak bir şeyim yok.Yolculuk haricinde. Birde düşüncelerim..

Annem babamla konuşmuş ve ben yolculuk yapıyorum. Yolculuk yapmaya bayılırım.Ama yolculuğun sık sık yapılmasının çok da taraftarı değilimdir.

Telefonumun çalmasıyla ekrana bakıyorum. Arayan Burcu ablam.

"Efendim abla"

"Neredesin İpek? Yolculuk nasıl geçiyor ? İyisin değil mi? "

"İyiyim abla sakin ol."

"Tamam ben sakinim zaten . sadece özledim seni.

" Bende seni çok özledim"

"Neyse seni fazla meşgul etmiyeyim sen dinlen tamam mı? Üzerinde muhakkak ceket görücem haberin olsun."

"Tamam abla senin için kabanımı bile getirirdim ama yaz mevsiminde ve hava 42° olduğu için cesaret edemedim yani "

"Ablayla dalga geçilmez İpek. Ben senin iyiliğini düşünüyorum.Hasta olmanı istemiyorum. Hem sen benim emanetimsin."

"Biliyorum iyiliğimi düşünüyorsun ama biraz abartmayalım"

"Tamam neyse indiğinde haber ver "

"Tamam abla"

"Öptüm seni Meleğimm"

Evet ablam biraz telaşlı olabiliyor. Konu bensem gözü hiç bir şeyi görmez. Seviyorum onun bu hallerini. Korumacı tavırlarını...
Burcu ablam lafını hiç esirgemez. İnsanlara hak ettiği değeri verir..


Birde ailenin ilk kızı olan Berra ablam var. Berra ablam sakin bir yapıya sahip. İnsanları kırmamak için elinden geleni yapar.
Onun bu hallerini seviyorum. Ama kafasına çok taktığında ise bazen kızabiliyorum. Dayanamıyorum kendisini yıpratmasına. Burcu ablam kadar çok yakın olmasak da onun da benim için değeri bambaşka...


Evet sonunda Denizliye geldim. Burayı çok seviyorum. İnsanların o sıcacık tavırlarına bayılıyorum. Çok samimiler misafire de çok değer veriyorlar...


"İpek. Burdayım "

"Zahmet etmeseydin abla ben gelirdim."

" Olsun yinede geleyim dedim."

"Tamam senin için rahat etsin yeter ki "


Sonunda eve gelmiştik. Gerçekten yorulmuşum. Ve ablamı çok özlemişim. 2 hafta boyunca bu evde çok iyi bir şekilde düşünüp bazı şeyleri unutmaya ihtiyacım vardı.

Yorgunluktan uyuyup kalmışım. Bugün kafamdaki düşünceleri dağıtmak için ablam bana Denizliyi gezdirecekti. Tabi ki ona aklımda ne olduğunu söyleyemezdim. Kimse bu konuyu öğrenmemeli. Hoşlandığım kişi o kadar imkânsız ki. Ve benim hayata bakış açımda "imkansız" diye bir şey yoktur ama tam olarak imkansızı yaşıyordum. Bu durum beni çok üzüyordu. Düşüncelerime ara verip kahvaltı hazırlamak için yatağımı da düzeltip ayağa kalktım.

"Mükemmel olmuş eline sağlık Meleğim"

Ablam genel olarak bu kelimeyi seçerdi " Meleğim". Bu kelimeyi seçmesindeki sebebi ise insanlara anlayışla yaklaşıp iyilikler yapıyor olmam.

"Afiyet olsun. Eee bugün nereyi gezdireceksin bakalım."

" Aslında sen bu sıcakta gezmeyi sevmezsin ama ayarlarız bir şeyler."

"Yani evet genelde çok gezmeyi sevmiyorum ama bugünlerde buna ihtiyacım var sanırım "

" Hmm bugün konuşuruz o zaman şu aklındaki düşünceleri merak ettim doğrusu "

" Bir gelişme veya bir değişiklik yok aslında "

Yalan söylemeye ne ara bu kadar alıştım? Çok büyük bir değişiklik vardı aslında. Onu görmek gibi. Onu her an hatırladığımda kalbimin kontrolsüz hızlanması gibi.Ne zaman bu kadar çok sevdim ben seni. Hayır hayır ben onu sevmiyorum ki saçmalık bu. Aman ben unuturum ben herşeyi unuturum onu mu unutamıycam ?

Aslında her şeyi unutabilirdim. Bana yapılan bütün iyilikleri veya bütün kötülükleri ama bir tek seni unutamadım. Bunu çok geç anlamıştım...

" Nasıldı bugün gezdiğimize değdi mi ? "

"Evet kesinlikle ama çok yoruldum uyumak istiyorum iyi geceler canım ablam."

"İpek kaçabileceğini aklından bile geçirme sakın. Düşüncelerini öğrenmek istiyorum"

" Niye kaçayım ki ? 2 hafta buradayım zaten "

"Neyse sana da iyi geceler "

Ablam kesinlikle iç sesimi duyuyor bundan eminim. Acaba yüz ifadem mi çok çabuk değişiyor. Neyse bunları düşünemeyecek kadar çok yorgunum.


Bugün o rüyamı hatırlamak istemiyorum. Rüyalarıma hep bir anlam yüklemişimdir her zaman. Bugün ki rüya neydi öyle sanki gerçek gibi. Asıl önemli soru ben ne zaman bu kadar umutsuz oldum...Kesin o izlediğim diziler beni bu hale getirdi eminim yoksa ben bu kadar zihnimi meşgul edebilecek kişileri çoktan unuturdum . Ben niye seni unutamadım o zaman? Bu kadar erişilmez olduğun için mi ? Resmen kendi kendimi yedim bitirdim bu düşüncelerle...
Telefonunun zil sesiyle düşüncelerimden kurtulup mecburen telefonu açmak zorunda kalıyorum.

"İpek Buluşmak istiyorum seninle "

" Buluşamayız "

"Lütfen sadece 1 kere bana şans ver "

"Buluşamayız çünkü ben İstanbul da değilim."

"Nasıl yani ? Neredesin o zaman."

" Bu seni ilgilendirmiyor ki Hakan niye kendini zorluyorsun ?"

"Beni ilgilendiriyor İpek . Unuttun mu biz sevgiliydik? "

"Seninde söylediğin gibi sevgiliydik"

" Beni terk eden sensin. Benim sevdiğimi bile görmüyorsun ben ne yapayım yani?"

"Sen sadece kendi zevkini seviyorsun"

"Ne alaka ben seni sevmesem bu kadar rahatsız eder miydin?"

"Gerçekten beni seviyor musun ?"

" Tabiki de"

"Tamam eğer beni gerçekten seviyorsan benden uzak dur "

"Şaka mı yapıyorsun ? Bunu asla yapamam."

"Bana asla ulaşamıycaksın zaten "

"Tamam senin istediğin olsun ama şunu söyleyeyim ki sende aşk acısı çekersin inşallah"

Telefonu yüzüne kapatıp numarasını engelledim. Sinir bozucu sanki çok seviyormuş gibi bir de aşk acısı çek diyor. Ben sadece evleneceğim kişiye aşık olmak isteriyorum. Sanki ...off nefret ediyorum gerçekten Hakan dan . Hakan ben hariç daha kaç kızı idare etmiş birisi. Eminim ki beni sevdiğinden filan değil bu rahatsız etmeleri...

                       ~~~~~~~

2 hafta nasıl akıp gitti hiç bilmiyorum. Ama gerçekten mükemmel bir zaman geçirdim.
Sonunda eve gelmiştim. Ve aklıma takılan bir şeyi araştıracaktım.
"Selim"






Okuyan herkese şimdiden çok teşekkür ederim. Yorumlarınızı kesinlikle bekliyorum her türlü eliştiriye açığım herkese tekrardan çok teşekkür ederim....

En Büyük UmutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin