Selam umarım seversiniz.
Medyadakiler sırasıyla: Esila-Karen-Roza-Asel
Keyifli okumalar" Hadi ama Roza!" diye iç geçirdi Esila.
" Hayır" dedi Roza yine ve yine. Kumandayı aldı ve bir bilgi yarışmasını izlemeye koyuldu.
" Roza tatlım,bebeğim,cânım." dedi Esila ve Roza'in yanına oturdu.
" Hadi aşkım. Ne olursun balım" dedi Roza'ya bir yavru kedi gibi sokularak. Tanrı aşkına bu kız hiç rahat vermeyecekmiydi cidden.
" Şansını zorluyorsun Es." dedi Asel mutfaktan elinde havuçla dönerken.
Meriç'in sigarası.
Ege'nin kürdanı.
Asel'in Havucu.
Asel havuç çiğnemeyi çok severdi. Hatta sinirlenince ve ruhsal anlamda çökük olduğu zaman havuç kemirirdi.
Esila düşündü bu kızı nasıl yenebilirdi? Çok geçmeden kafasındaki o ampul yandı ve yine açtı çenesini.
" Eğer beni o yarışa götürmezssen bir fok'la uyuduğunu herkeze söylerim." dedi Esila sert ve keskin gözlerle biricik arkadaşın bakarken.Roza şok olmuş bir şekilde Esila'ya baktı.
Asel ikli arasındaki muhabbeti elindeki havuçla pür dikkat izliyordu.
" Sakın" dedi Roza. " Aklından bile geçirme" ayağa fırlamıştı ve koltuğun diyer tarafındaki Esila'ya hiçte hoş olmayan bakışlar gönderdi.
" Roza" dedi Esila ve ona öpücük attı.
" Yaparım bilirsin"
Roza gözlerini kıstı.
" Yapar" dedi Asel arkadan ve havuçtan bir ısırık alıp kızıl saçlarını arkaya savurdu.
" O zaman bende senin..." dedi ve durdu Roza. Esila'yı tehtit edebileceği hiç bir şey yoktu.
" Esila gebertirim seni" dedi ve yastığı ona attı. Esila cool bir tavırla yastığı tuttu ve Asel'e fırlattı. Yastık Asel'in geri çekilmesiyle duvara çarptı ve yere düştü.
" Tamam" dedi Roza ve koltuğa oturdu. Esila ellerini birbirine vurarak zıpladı.
" Ah bebeğim, böyle söz dinle işte ben hazırlanıyorum sonra gideriz" dedi ve odasına gitmeden önce Asel'e öpücük attı. Asel sadece göz devirdi ve Roza'nın yanına oturdu.
" Bu kız akıllandığı zaman bende extream'ı bırakacağım" dedi Asel ve Roza'nın ona bakıp sırıtmasını umursamadan ayağ kalktı ve koltuğun üzerinden atlayıp odasına doğru ilerledi.
Roza onun arkasından bakakaldı ve bu evdeki tek akıllı'nın o olduğuna bir kez daha kanaat getirip odasına girdi. Bir pantolon çıkardı ve kareli pijamasını çıkarıp üştüne geçirdi bir siyah kazak ve deri ceket tamamdı. Ne, onun liseli ergenler gibi aynada bir saat kendini süsleyeceğini mi zannettiniz? Hadi ama o Roza'ydı saçını bile haftada bir tarardı. Mini etek giyip kırmızı ruj sürmesi olağan dışı bile olamazdı. Bide üstüne " Koca istiyom al beni yakışıklı." yazsaydı bari. Bu düşünceye güldü ve Esila'yı beklemek için salona geçti. Bir spor kanalında karar kıldı.
" Ben kaçtım" dedi Asel ve Roza'nın bir şey demesini beklemeden çıktı. Roza'da nereye diye sormadı zaten.
" Esila amına koduğumun puşt sülüğu hadi" diye bağırdı. Esila onu umursamadan kol saatinide koluna taktı ve aynada son görüntüsüne baktı. Siyah şortunun üstüne siyah bir büstiyer ve deri bir ceket. Kalın topuklu bot ve bordo ruj. Bolca bileklik ve siyah hafif bir göz makyajı. Tamamdı gayet güzeldi... Esila düşüncesine göz devirdi. O güzel değil ondan öte seksiydi. Aynadakı görüntüsüne göz kırptı ve odadan çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKA TUTSAK
Romanceİleri sar. Biraz daha. Tamam tam burada dur. Hayat hiçbir anında tam anlamıyla mükenmel değil değilmi? Hatta daha çok siyah. Onlarınkide öyle. Kırık yaralarını sarabilecek bir şeye muhtaçsın. Birine! Onlarda öyle. Onlar birbirlerinin her şey...