" Bunuda at ağzına bakayım" dedi çocuk elindeki pizza dilimini sevgilisinin ağzına zorla tıkarken.
" Ya Kuzey of" dedi kız zorla ağzına tıkanılan pizza yüzünden konuşamıyordu bile. Ağzının kenarı sosa bulanmıştı. Adam iki pizza götürdü hala oturuyor karışımda tüm karizmatiliğiyle bide bana bak ya maymun götüne döndüm yine, diye düşündü kız ama dışına bir şey söyleyemedi. Tam sevgilisi yeni bir dilimi ağzına tıkacakken desibelini yükseltip " hayır" dedi kız ve geri çekildi.
" Ya of Kuzey halima bak her tarafım sos oldu yemiyeceğim daha" dedi kız ve gözünün önüne gelen saçlarına üfledi.
" Cafede olmasak temizlemesini bilirdim ben o sosları ama malum" dedi Kuzey ve öpücük attı sevgilisine. Kız kalktı ve cafenin lavobosunda yüzünü güzelce temizledi ve makyajını tazeleyip sevgilisinin yanına döndü. O ise hesabı çoktan halletmişti ve kız yanına gelince
" hadi" dedi ve birlikte new york sokaklarında ilerlediler.
" Bir partiyi hak ettin sevgilim ama biliyorsun döneceğim" dedi kız sevgilisinin elini tutup eve doğru ilerlerken.
" Hele bi evlenelim bir daha ayırmayacağım yanımdan Karen'im seni." dedi ve sevgilisinin çiçek kokulu saçlaına öpücük kondururken Karen sadece kıkırdadı.
" Ege'ye haber verdin değilmi birinciliğini" dedi Karen saçlarını düzeltirken. Sevgilisiyle ne kadar gurur duysa azdı. Yüzme turnuvasında birinci olmuştu nede olsa.
" Verdimde malum önemli bir iş üstündeydi kızdı beyfendi bana" dedi Kuzey iç geçirerek sevgilisine, biricik Karen'ine bakıp.
" Ne olacak bunların hali be sevgilim" dedi Karen. Gerçekten üzeliyordu Ege ve Esila için. Onlar yanmasınlar diye ateşle barutu yan yana getirmezlerken, ateşle barut binlerce mil ötede kavuruyorlardı birbirlerindi.
" Ne halleri varsa görsünler ben bıktım bunlara laf anlatmaktan Karen. Biri değil ikiside aynı." dedi Çocuk kendinden iki yaş büyük kardeşi Ege'yi düşünerek.
" Bende Esila'ya dil döktüm ama biliyorsun bizim kızı bir an kezzap içirecek bana sandım Kuzey. Pamuk tıkarım senin ağzına münasip yerinden soluk alırsın dedi bana" o anı hatırladı ve Kuzey'e yaklaştı Karen.
" Seni öyle bir sikerimki gerdek gecende Karen'i ben sanıp odadan kaçarsın de bana Ege inanabiliyormusun" dedi Kuzey sevgilisine bir gülücük gönderip.
Kapıyı açtılar. Karen hemen koltuğun en genişine rahatca uzandı. Kuzey montunu çıkarmış ve dudağının sağ tarafı üste kıvrılmıştı.
" Yerime kurulmuşsun." dedi sert
çıkmasına özen gösterdiği sesiyle.
Karen'in tek kaşı havalanmıştı.
" Her zaman"
Kuzey yavaş adımlarla kıza ilerledi.
" Her zaman ha?" dedi ilerlerken. Kız kıkıdadı.
" Yerimi birine kaptıracak değilim." dedi
" Ama bu paylaşmayacağın manasına gelmez" diye cümlesini tamamladı kız sevgilisinin.
" Doğru" dedi Kuzey ve Karen'in yattığı koltuğa oda uzandı. Kolunu kızın başının altından getirdi ve kızı kendine yapıştırdı. Aşkla baktı kızın yüzüne.
" Çok şanslıyım ben" dedi Karen sevgilisinin bakışları altında erirken.
" Ultra yakışıklı, yüzme yarışması 1.'si ve çok aşık olduğum bir adamım var" dedi elleri ile çocuğun yanağını okşayıp. Kuzey kızın ellerini yanağından çekti ve dudaklarına götürdü.
" Senin adamın olmayı seviyorum" dedi çocuk. Bu kız onun başını döndürüyordu. Onun yanındayken yaşıyordu sanki.
" Evet Kuzey bunu bende seviyorum" dedi kız.
" Ama en çokta Yaman soy adının senin adında gördüğümde seveceğim senin adamın olmayı."
Kız çocukla dudaklarını birleştirmeden önce mırıldandı.
" Senin kadının olmayı seviyorum"
Onların aşkı çağın Leyla ve mecnun'u gibiydi. Romeo ve Juliet gibi... Eriyorlardı her birbirlerini görmelerinde,yakıyordu kalplerini bu karşı konulmaz aşk.
" Benim olmanı seviyorum Karen. Hep benim olacağını bildiğim için bu iyi." dedi adam ve kıza sarıldı. güvendesin dermiş gibi, seni seviyorum dermiş gibi, gidemezsin dermiş gibi ve en çokta senin olduğum kadar benimsin der gibi.
Karen'se sadece eridi ve yok oldu aşkında. Aşkı onu alıp götürüyordu başka bir ütopyaya. Ve kız kendi yarattığı ve kralının Kuzey olduğu ütopyasında kaldı. Hep orada kalsındı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKA TUTSAK
Romanceİleri sar. Biraz daha. Tamam tam burada dur. Hayat hiçbir anında tam anlamıyla mükenmel değil değilmi? Hatta daha çok siyah. Onlarınkide öyle. Kırık yaralarını sarabilecek bir şeye muhtaçsın. Birine! Onlarda öyle. Onlar birbirlerinin her şey...