A warning

24 10 0
                                    

Bunu sizin için yapıyorum. Ve,galiba, Mike için de. Bu noktada onun için yapabileceğim fazla bir şey yok gerçi.

Sanırım ilk başta ön bilgi vermeliyim. Boston'da oldukça iyi bir üniversitede 2. sınıf öğrencisiyim--hayır, MIT ya da Harvard değil,ama yine de kabul edilebilmek için uğraştıran bir yer; en azından insanları ilgi çekici olabilirdi.

Oda arkadaşı için istekleri alan gizli algoritma her neyse, tercihlerimi aldı ve gelecekti oda arkadaşımın adını verdi: Mike, St. Louis'den başka bir onur çocuğu daha. Benim Miley Cyrus hayranlığıma rağmen,üniversitenin ilk yılı boyunca gayet iyi anlaştık. Bu yüzden ikinci yılı da oda arkadaşı olarak geçirmeye karar verdik.

Pekala, Mike her zaman fazlasıyla saplantılı biriydi. İlgi alanları arasında sıçrama eğilimi vardı; bir hafta bütün bir anime serisini bitirirdi, daha sonra Gizemli Bilim Tiyatrosu 3000'i izlerdi, ardından en güncel çizgi roman serilerine yönelirdi. Ve, tabi ki, her takıntılı insan gibi, beni en son takıntısından haberdar ederdi. Onunla şakalaşırdım; oda arkadaşları ne için vardır ki zaten?

Bu haftanın önceki günlerinde bana karışık korku hikayeleri anlatmaya başladı. Bilirsiniz, şu mesaj forumlarında bulunanlardan. Galiba ana kaynağı "Creepypasta" denen site (Bir makarnanın* neden korkutucu olacağını hiç çözemedim, ama her neyse) . Sağlık öğrencisinin kol yediğini duyardım, ya da birinin canlı canlı otopsiye alındığını, veya izlenince sizi delirten YouTube videolarını. Genelde her birine dolu dolu gülerdik.

Ancak saplantısının 3. gününde işler garipleşti.Ben yatağa gitmeden önce bir kaç hikaye daha anlattı, ama bir şeyler yanlıştı. Sesinin keskin bir tonu vardı. Saat ilerledikçe anlattıkları daha da anlamsızlaşmaya başladı. Gerçek şu ki, yatağa gitme saatini ertemeleye çalışıyorduk. Sonunda bir şey ifade etmek istercesine yatağa girdim ve konuşmayı bitirmek için diğer tarafa döndüm. Yapmamış olmayı dilerdim.

Kütük gibi uyudum, ve o gece diğerlerinden farklı değildi. Uyanma noktasına yaklaştığımı bile hatırlamıyorum. Normalde hiçbir rüyamı hatırlamam, ama o gece gördüğüm kabus günlerdir net bir şekilde kafamda. Rüyamda yüzümün önündeki ellerimi bile göremeyeceğim kadar yoğun bir sisin içindeydim. Nemli hava tüylerimi diken diken ediyordu. Uzaktan gelen boğuk çığlıkları duyabiliyordum. Herhangi bir sözcük yok gibiydi, sadece gırtlaktan gelen acı çığlıkları. Hemen (nasıl olduğunu sormayın) çığlıkların Mike'a ait olduğunu anladım. Ona koşmak için elimden geleni yaptım, ama ayaklarım siste kayıp durdu; zemini bulamıyordum, tabi eğer bir zemin varsa. Çığlıklar uzaklaştı ve daha belirsiz bir hale geldi, yine de çığlıkların Mike'a ait olduğunu hala anlayabiliyordum. En sonunda yok oldular ve uyandım.

Ve Mike'ın varlığını belirten her şey odadan silinip gitmişti.

Her şey. Leptopu, örtüleri, duvardaki orijinal "Zombiler Arasında Hayatta Kalma Rehberi" posteri,pencere kenarında birikmesine izin verdiği çöp yığını--- ne varsa hepsi. Kalın bir toz tabakası odanın ona ait olan tarafını kaplamıştı. Benim tarafımdaki hiçbir şeye dokunulmamıştı, ya da banyoda,mutfakta veya oturma odasında duran onun eşyalarına. Sadece yatak odasındakiler alınmıştı.

Buna inanamadım. Rüya olması için dua ettim. Derim kızarıncaya, tırnaklarım orayı kanatıncaya kadar dirseğimi çimdikledim. Uyanmadığımda kampüs güvenliğini aradım, vakit kaybetmeden Boston polis bölümünü çağırdılar. Odadan dışarı atılmıştım, böylece düzgün telli fırçalarıyla her şeyi inceleyebilirlerdi.

Sanırım şoka girmiştim. Tamamen hissizleşmiştim, sanki hiçbir şey umrumda değildi. Leptopumu ortak salonda bırakmıştım, o yüzden onu dikkatimi dağıtmak için kullandım-- ya da denedim. Leptopun kapağını açtığımda karşıma bir belge çıktı. Orda yazan şeyler bunlardı:

"Biliyorum bu aptalca. Sabah olunca buna ne kadar pişman olacağımı düşünmeden edemiyorum, ama bir nedenden dolayı gerçekten korkmuş hissediyorum ve bu birine nedenini söyleyebileceğim tek yol gibi. İşte böyle başlıyor: bir süre önce internette kısa korku hikayeleri, ayinler, korkunç yerlerin hikayeleri, ve bunun gibi şeyleri araştırıyordum. Daha sonra şu... uyarıyla karşılaştım. Ne olduğunu , ya da gidip bulursunuz diye korktuğumdan nerde olduğunu söylemeyeceğim. Bütün bedenimi ürperttiğini söylemek yeterli olacaktır. Benim alışkanlıklarımdan birine dönüştüğü için linke tıkladım ve tavşan deliğinin daha da derinlerine indim.

Uyarı, arka plana atmak için başka bir şeye odaklanıncaya kadar kafamın arka tarafında durdu. Bu çok mantıksızdı, biliyordum; zihnim benimle oyunlar oynuyordu. Atalardan kalma bir korkuydu, sadece asırlık bir kabustu--bir kabus, ne fazlası ne azı. Ama bu korkuyu uzaklaştırmadı. Daha sonra saate baktım ve kafama dank etti, bütün bir zamanı beni durdurmaya çalışan uyarıyı düşünerek geçirmiştim. (Belirsizlik endişelenmen gereken bir şey değil, yemin ediyorum)

Daha sonra asıl kaygı başladı. Avuçlarım terliyordu, ve göz kapaklarım 1 saniyeden fazla kapalı kalmayı reddediyordu. Bütün tüylerim diken diken olmuştu, kalp atışlarımın hızlandığını hissedebiliyordum. O anda, uyarının gerçek olduğu anladım. Ve ben dikkate almamıştım. Zamanım kısıtlıydı.

O anda sen televizyon istasyonundan döndün. Birini gördüğüm için çok mutluydum, kulağa nasıl geldiğini hayal bile edemiyorum. En sonunda, karanlıkla savaşabileceğim, korkutucu gelen geceye karşı durabileceğim biriyleydim. Ama açık bir şekilde ilgisizdin; esnemelerin net bir imaydı. Yatağa gittin, ve ben (uykuyu ertelemek için) sana bunu yazmaya karar verdim. Bana bir iyilik yap- eğer hatalıysam bunun olduğunu unut. Eğer haklıysam....onları uyar."

Şu an bunu yapıyorum. Sizi uyarıyorum. Sadece dikkatli olun. Creepypasta arşivine gittiğiniz zaman, favori sitenizin korku bölümünü kontrol ederken, hatta Google'da "Korkunç hikayeler" diye ararken okuduğunuz uyarı yüzünden ürperip titrerseniz dikkate almanızda yarar var. Eğer dikkat etmek istemiyorsanız-- kendi kafanıza göre davranıp tıklarsanız-- Mike'a sisin içinde ona ulaşamadığım için üzgün olduğumu söyleyin.

Sessiz KatillerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin