Versailles' de Adrienne' in Gelişi

223 7 3
                                    

Angel, taht odasının kapısından içeri girdi. Tüm gözler ona çevrildi. Altından yapılmış elbisesiyle, taht koltuğunun önünde duran Alfred' e doğru yürüdü ve geldiğinde önünde diz çöktü. "Sen Angel Art, ben Versailles Kral' ı Alfred Colin ile evlenip, Versailles Topraklarının Kraliçesi olmayı kabul ediyor musun?" dedi Alfred. "Evet lordum, kabul ediyorum" dedi Angel. "Öyleyse bende seni Versailles Kraliçesi ilan ediyorum" dedi Alfred ve yastığın üstünden altığı Kraliçe Tacını Angel' ın kafasına taktı. Ardından ellerini tutup ayağa kaldırdı. Ve dudağından öptü. Herkesin yüzü gülmüştü, Manuel hariç. Alfred halkına döndü ve "Kraliçem çok yaşa!" diye bağırdı. Herkes "Kraliçem çok yaşa!" diye bağırmaya başladı. Tam o sırada camdan atla biri girdi. Şövalyeler hemen kılıçlarını çekti. Alfred eliyle "Durun" işareti yaptı. Herkes savaş kıyafeti giymiş, yüzünde kaskı olana baktı. "Hangi hakla düğünümü bu şekilde basarsın!" dedi Alfred. "Sana meydan okuyorum!" dedi ve kaskını çıkarttı. Herkes şok olmuştu. Çünkü Kral' a meydan okuyan bir kadındı ve sarı saçları, kahverengi gözleriyle oldukça güzeldi. Alfred şaşkın bir şekilde "Yarın öğle vakti meydana gel" dedi. Kadın kafasını sallayarak atına bindi. Giderken Brianna' ya baktı.

Akşam olmuştu. Düğün eğlencesi hala devam ediyordu. Alfred hariç herkes eğleniyordu. "Abicim, bugün senin en mutlu günün. Noldu?" dedi Brianna. "Şu kadını düşünüyorum. Bi kadın neden bana meydan okusun ki? Hemde tüm meydan okuyanları öldürdüğümü bile bile" dedi Alfred. "Tuzak olmasın sakın!" dedi Brianna telaşla. Alfred elini tuttu ve "Merak etme kardeşim tüm önlemler alınıcak" dedi. Brianna gülümsedi ve gitti. O sırada yanına Angel geldi ve "Senin en çok hangi huyunu seviyorum biliyo musun?" dedi. "Hangi?" dedi Alfred gülerek. "Diğer ülkeler gibi kardeşinle taht kavgası yapmıyosun. Üvey olmanıza rağmen onu koruyup seviyosun. Oda seni tabii" dedi Angel. "Annelerimiz ayrı olabilir ama babalarımız bir. Brianna annesine çekmediği için çok mutluyum. Kadın tam bir taht avcısıydı. Ama Brianna benim gibi babama çekmiş" dedi Alfred. İkiside Brianna' ya baktı. Brianna tatlı bir şekilde gülümseyip el salladı.

Sabah Alfred dövüş için hazırlanıyordu. Yanına Angel geldi ve "Yardım edeyim" dedi. "Kraliçe kıyafetlerinin içinde muhteşem görünüyorsun" dedi Alfred ve Angel' ı öptü. "Beni boşver şimdi. O kadını napıcaksın onu düşün" dedi Angel. "Bende bilmiyorum ki. Ama tek bildiğimi bi kadın öldüremem" dedi Alfred ve gitti. O sırada Brianna geldi. "Hoşgeldin tatlım" dedi Angel. "Abim yok mu?" dedi Brianna. "Şimdi çıktı" dedi Angel. "Sende endişeleniyo musun?" dedi Brianna. "Evet ya. Kim bu kadın? Niye meydan okudu?" dedi Angel. "Bilmiyorum ama çok korkuyorum" dedi Brianna. "Dur ben bi konuşucam" dedi Angel ve gitti.

Meydan çok kalabalıktı. Herkes dövüşü izlemeye gelmişti. Brianna Prenses koltuğuna oturdu. Etrafa bakınırken Manuel' le göz göze geldi. Hemen kafasını çevirdi. Manuel' i başından beri seviyordu. Manuel' de bunu biliyordu. Manuel, Versailles Topraklarının en ünlü şövalyelerindedi. Çok kibirli ve kendini beğenmişti. Hayatında sadece Angel olmuştu. Ama Angel, Alfred' e aşık olunca ayrılmışlardı. Brianna Manuel' e bir daha baktı. Yine göz göze gelince ayağa kalktı ve Angel' ın yanına gitti. Angel, meydan okuyan kadının çadırına girdi. Kadın, savaş kıyafetlerini giymiş, kılıcıyla hazırlık yapıyordu. Omuzlarına kadar uzanan sarı saçları vardı, gözleri kahverengi ve kısıktı, cildi pürüssüz ve beyazdı. Angel kadını incelerken, kadın baktığını fark etti ve birden Angel' a baktı. Angel birden ürktü. "Leydim" dedi kadın eğilerek. "Angel" dedi Angel elini uzatarak. Kadında elini uzattı ve "Çok mütevazisiniz leydim" dedi gülümseyerek. "İsminizi öğrenebilir miyim?" dedi Angel. "Adrienne, leydim" dedi kadın. "Güzelmiş. Peki anlamı ne?" dedi Angel. "Karanlık" dedi kadın. "Değişikmiş" dedi Angel. Kadın gülümsedi. "Adrienne, sana bişey sormak istiyorum" dedi Angel. "Tabii leydim" dedi Adrienne. "Neden Alfred' e meydan okudun? Şuana kadar kimse onu yenemedi" dedi Angel. "Biliyorum leydim. O gelmiş geçmiş en büyük Versailles Kral' ı" dedi Adrienne. "Öyleyse neden meydan okudun ki?" dedi Angel. O sırada Brianna geldi. "Ah! Versailles' in en merhametli Prenses' i" diyerek eğildi Adrienne. "Meraba" dedi Brianna gülümseyerek. "Sizinle tanışmak benim için şereftir" dedi Adrienne. Brianna tekrar gülümsedi. O sırada çan çaldı. "İzin verirseniz dövüş başlıyo leydilerim" dedi Adreinne. "Tabii" dedi Angel. Adrienne gitti. "Çok değişik bi kadın" dedi Angel. "İsmi neymiş?" dedi Brianna. "Adrienne. Anlamı karanlıkmış" dedi Angel. "Ama tatlı bi kadına benziyo" dedi Brianna. "Gerçekten öyle. Ama umarım gerçekte de öyledir" dedi Angel ve çadırdan çıktı.

Herkes yerini almıştı. Angel Kraliçe koltuğuna, Brianna Prenses koltuğuna oturdu. Brianna' nın gözü Manuel' e kaydı. "Onu hala seviyorsun" dedi Angel. "Hayır!" dedi Brianna. "Neden gidip konuşmuyosun?" dedi Angel. "Gerek yok" dedi Brianna. "Sen çok tatlı, iyi ve merhametli bi kızsın. Prenses olduğun için değil, bunun için seni seviyolar. Manuel' de sevicektir" dedi Angel. "Manuel senin eski sevgilin" dedi Brianna gülerek. "Evet ama biz arkadaşız artık. Ben Alfred' i seviyorum. Oda benden vazgeçti" dedi Angel. O sırada çanın tekrar çalmasıyla herkes meydana baktı. Alfred ve Adrienne kılıçlarıyla savaşmaya başladı. "Vay! Bir kadına göre gayet başarılısın" dedi Alfred. Adrienne harika kılıç kullanıyordu. "Teşekkürler lordum" dedi Adrienne. "Benimle neden dövüşüyorsun?" dedi Alfred. "Sizin için çok mu önemli lordum?" dedi Adrienne. "Sadece merak" dedi Alfred. "Fazla merak iyi değildir lordum" dedi Adrienne ve kılıcıyla Alfred' in kılıcını itti. "Vay! Güzel hamle" dedi Alfred ve tekrar savşamaya başladılar. Angel, Brianna' nın elini tuttu ve "Muhteşem kılıç kullanıyo" dedi. "Umarım abime bişey yapamaz" dedi Brianna telaşla. O sırada Alfred Adrienne' ni elinden yaraladı. Adrienne' nin elinden kılıç düşünce Adrienne' de düştü. Alfred kılıcı boğazına dayadı. Herkes rahat bir nefes aldı. "Canını bağışlıcam" dedi Alfred. "Biliyorum Alfred Colin. Sen gelmiş geçmiş en büyük Kralsın" dedi Adrienne. "Nerden biliyosun?" dedi Alfred. Adrienne kılıcı iterek ayağa kalkıp eğildi ve "Sizinle dövüşmek harikaydı lordum" dedi ve birden anlamsız kelimeler söylemeye başladı. Rüzgar çıktı ve Adrienne' nin etrafında hortum oluşturdu. Rüzgar ve hortum gidince Adrienne ortadan kayboldu. Alfred "Hemen peşine düşün!" diye emir verdi şövalyelere. Şövalyeler koşturmaya başladı. Angel ve Brianna şaşkınlık içindeydi. Çünkü tüm büyücüler toplanıp yakılmışlardı ve büyü yapan tek bir kişi bile kalmadığına eminlerdi. Alfred, Angel ve Brianna' nın yanına geldi. "Bu nasıl olur abi?" dedi Brianna. "Bilmiyorum bilmiyorum!" dedi Alfred. "Sakin ol hayatım" dedi Angel. "Olamam! Topraklarımda büyü yapan bir hain var! Bu demek oluyor ki büyüyle olan savaş bitmemiş daha yeni başlıyo!" dedi Alfred ve kılıcını atıp gitti.

VersaillesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin