Versailles' de Büyücünün Ruhu

70 5 3
                                    

Chris ve David Sarayda dolaşıyorlardı. "Abi bu nöbetten nefret ediyorum ya! Bari biri bize saldırsada dövüşsek kılıçla!" dedi David. "Oğlum psikopat mısın?" dedi Chris. "Canım sıkılıyo! Hem biz savaşçıyız oğlum" dedi David gülerek. "Tabi!" dedi Chris gülerek. O sırada Chris' in dikkatini bi oda çekti. "Burası ne?" dedi Chris. "Neresi?" dedi David. "Ya işte şu oda" dedi Chris. "Bilmem yeni görüyorum" dedi David. "Baksak mı?" dedi Chris. "Bakalım" dedi David. "Hemen bakalım de! İnsan yok bakmayalım ayıp olur, bilmediğimiz odalara girmeyelim falan der!" dedi Chris. "Banane merak ettim!" dedi David. "Çok ısrar ediyosun. Girelim" dedi Chris ve odanın kapısını açtı. İçeride hazine vardı. "Oha!" dedi David. Hemen içeri girip kapıyı kapattılar. "Bunlar ne?" dedi Chris. "Görmüyo musun? Bildiğin hazine!" dedi David. "Alfred bunlardan hiç bahsetmemişti" dedi Chris. "Demek ki Versailles Hazinesi değil" dedi David. "Bu heykel ne?" dedi Chris heykelin yanına giderek. Heykel erkekti ve yatıyordu. Bir mumyaya benziyordu. "Gözleri turuncu lan bu heykelin" dedi David heykeli inceleyerek. "Fark ettim" dedi Chris. "Neyse fazla oyalanmayalım çıkalım hadi" dedi David ve odadan çıktı. Chris, heykelin gözlerine dokununca, heykelin gözleri yanıp söndü. Chris' in gözleri birden turuncu olup, eski haline döndü. Birden başı döndü ve masaya tutundu. David geri gelerek "Hadisene!" dedi. Chris tüm gücünü topladı ve David' le birlikte odadan çıktı.

Alfred ve Şövalyeler çalışma odasındaydı. "Chris nerede?" dedi Alfred. "Biraz hasta Lordum. Sizden özür diledi" dedi Andy. "Önemli değil de neyi var?" dedi Alfred. "Bilmiyoruz. Ateşi falan yok ama başı dönüyomuş" dedi Andy. "Neyse ben uğrarım onun yanına. Hadi başlayalım toplantımıza" dedi Alfred ve toplantıya başladılar.

"Herhangi bişeyin yok" dedi Saray Hekimi. "Çok başım dönüyo ama" dedi Chris. "İstersen biraz uyku ilacı verebilirim" dedi Saray Hekimi. "Harika olur" dedi Chris. Yataktaydı ve yerinden kalkamıyordu. Saray Hekimi, uyku ilacını Chris' e verdi. "Yat bakalım. Bu seni uyutur" dedi Saray Hekimi. "Sağolasın" dedi Chris. Saray Hekimi "Geçmiş olsun" diyip gitti. Chris tam uykuya dalıcakken daha çok başı dönmeye başladı. Oda resmen tersine dönüyordu. Chris' in gözleri turuncu oldu ve başının dönmesi kesildi. "Chris...Chris...Chris..." diye kesik kesik sesler duydu. Hemen olduğu yerde doğrulup "Kim var orda?" dedi. Tekrar "Chirs...Chris...Chris..." diye sesler duyuldu. Bu sefer sesler çok yakından geliyordu. Chris yanı başındaki kılıcını aldı ve yavaşça ayağa kalktı. Şövalyelerin kılıçları uyurken bile yanı başında olurdu. Kapıya doğru yaklaştı. Daha sonra perdede bir kıpırtı olduğunu hissetti. Yavaşça perdeye doğru yaklaştı. Ama seslerin yatağın altından geldiğini duydu. Hemen yatağın altına eğildi. Ama sesler bu sefer aynadan geldi. Yavaşça ve korkarak aynanın önüne geldi. Artık sesler çok fazla yakındı. Birden aynadan ruh çıktı ve Chris' in içine girdi.

"Toplantı bitmiştir!" dedi Alfred. "Dağılabilirsiniz!" dedi Andy. Şövalyeler dağıldı. "Chris nasıl oldu acaba?" dedi Alfred. "Ona bişey olmaz" dedi Andy ve güldü. "Hiçbirinize bişey olmaz. Hepiniz kaslı ve yakışıklısınız" dedi Alfred gülerek. "Sende kaslısın ve sarışınsın" dedi Andy gülerek ve Alfred' in koluna vurdu. "Hadi bi bakalım Chris' e" dedi Alfred ve Chris' in yanına gittiler. Chris yatakta uzanıyordu. "Chris! Nasıl oldun?" dedi Alfred. "Sağolun Lordum çok iyiyim" dedi Chris. "Çok mu iyisin? Hasta değil miydin?" dedi Alfred. "Ta...Tabii hastayımda, Saray Hekimi sağolsun uyku ilacı verince kendime geldim" dedi Chris. "Güzel! Bi ihtiyacın olursa haber ver" dedi Alfred. "Emredersiniz Lordum" dedi Chris. "Andy, Chris sana emanet. Yakından ilgilen" dedi Alfred. "Tamamdır" dedi Andy. Alfred "Geçmiş olsun" diyip, Şövalye selamlaşmalarını yaparak gitti.

"Seni çok seviyorum" dedi Evan. "Bende seni" dedi Alexandra. "Bende seni ne?" dedi Evan gülerek. "Bende seni seviyorum işte!" dedi Alexandra gülerek. Evan, Alexandra' nın dudağına yapıştı. O sırada Chris geldi ve "Burası yiyişme yeri değil!" diyip gitti. "Ne dedi o?" dedi Evan. "Chris iyi mi?" dedi Alexandra. "Hastaydı ama bilmiyorum" dedi Evan. "Git bak bi. Belki morali bozuktur" dedi Alexandra. "Tamam. Seni çok çok çok çok seviyorum" dedi Evan ve koşarak gitti. "Bende seni çok seviyorum!" dedi Alexandra gülerek.

VersaillesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin