Versailles' de Rüya

138 5 4
                                    

Alfred etrafına baktı. Hem sağdan hem soldan düşmanlar geliyordu. Alfred ise ortada tek başınaydı. Gözlerini kapattı ve kılıcını kaldırıp, önce sağa doğru savurdu. Bütün düşmanlar birden yere düştü. Alfred şaşırdı ve hemen aynısını sola yaptı. Soldaki düşmanlarda yere düştü. Kılıcına baktı ve ne olduğunu anlamaya çalıştı. Arkasını döndüğünde Adrienne' i gördü. Adrienne siyah peleriniyle, atının üstünde, dağın tepesindeydi ve rüzgardan savrulan sarı saçlarıyla, kahverengi kısık gözleriyle gülümsüyordu. "Bunu neden yaptın? Beni öldürebilirlerdi ve bu senin işine gelirdi" dedi Alfred. "Seni öldürmek onların kaderleri değil çünkü" dedi Adrienne. "Kimin kaderi?" dedi Alfred. "Birazdan görüceksin Alfred Colin" dedi Adrienne ve yavaşça gitti. Alfred hala şaşkındı. Arkasını döndüğünde Brianna' yı gördü. "Brianna! İyi misin? Bi yerin falan yaralanmadı dimi?" dedi Alfred telaşla. Brianna, elindeki altın kaplamalı, kenarında "Brianna Colin" yazan kılıcı Alfred' e sapladı. Alfred şaşkınlıkla Brianna' ya baktı. "Üzgünüm abi. Tahta en güçlü olan kardeş çıkardı değil mi?" dedi Brianna ve sinsice gülerek kılıcı Alfred' in karnından çekti. Angel, kumral saçları yastığa savrulmuş bir şekilde uyuyordu. Birden gözlerini açtı. Yerinde doğruldu ve "Bu nasıl bi rüyaydı şimdi ya?" dedi. Etrafına baktı. Sabah olmuştu ve Alfred yanında yoktu. Hemen kalktı ve elini yüzünü yıkadı. Hala rüyanın etkisindeydi.

Angel bahçeye indi. Hava çok güzeldi. Derin bir nefes aldı ve ilerledi. Alfred' i görünce durdu. Haftada birkaç kere kılıçlarla dövüşerek şövalyeleri eğitirdi. Angel uzaktan Alfred' i izledi. Kılıcını harika kullanıyordu. Şövalyelere baktı ve hepsinin tam olduğunu gördü. "Alfred kiminle dövüşüyo o zaman?" diye düşündü ve yürümeye devam etti. Dövüş alanına geldiğinde Brianna' yı gördü. Hemen rüyası aklına geldi. Alfred ve Brianna dövüşüyorlardı. Brianna' da Alfred gibi harika kılıç kullanıyordu. Brianna birden Alfred' in elinden kılıcını düşürdü. Alfred yere düştü. Brianna kılıcı Alfred' in boğazına tuttu. Angel' ın kalp atışları hızlandı. Birden başının döndüğünü hissetti. Yanındaki masaya tutunurken, masanın üstündeki kutu düştü. Ses çıkınca herkes Angel' a baktı. Brianna gülümsedi ve Alfred' i yerden kaldırdı. "Vay! Aynı abisi!" dedi Alfred ve Brianna' yı kucağına alıp döndürdü. Herkes Brianna' yı alkışladı. Alfred Brianna' yı indirip Angel' ın yanına gitti. "Günaydın hayatım" dedi Alfred. "Günaydın canım" dedi Angel. "Nasıl kılıç kullanıyo ama?" dedi Alfred gururla. "Çok güzel" dedi Angel. "Sen iyi misin?" dedi Alfred. O sırada Brianna geldi. Kahverengi dar bir pantolon, kahverengi bir bot, beyaz bir tunik giyip, saçını aşağıdan topuz yapmıştı. Gerçekten çok güzeldi. "Günaydın" dedi Brianna. "Günaydın" dedi Angel. "Abi ben banyo yapıcam odama çıkıyorum" dedi Brianna. "Tamam canım" dedi Alfred. Brianna gitti. Angel, gidene kadar Brianna' dan gözünü ayırmadı.

Brianna odasına girdi ve hemen aynanın karşısına oturup saçlarını açtı. O sırada Alexandra geldi. "Alex, sıcak suyumu hazırlar mısın? Banyo yapıcam çok terledim" dedi Brianna. "Tamam leydim. Şey..Bu akşam için izin alabilir miyim?" dedi Alexandra. Brianna Alexandra' ya döndü ve "Tabiki ama sen hiç izin almazdın. Önemli bişey mi?" dedi Brianna. "Yani.." dedi Alexandra. "Hadi ama Alex benden mi saklıyosun?" dedi Brianna ve ayağa kalktı. "Evan' la buluşucaz" dedi Alexandra. Brianna kahkaha attı ve "Bu harika bi haber!" dedi. "Bu ikinci buluşmamız ve ben çok heyecanlıyım Brianna!" dedi Alexandra. "Sakin ol tatlım! Gel sana giyicek bişeyler ve takılar bakalım" dedi Brianna. "Olmaz leydim onlar size ait" dedi Alexandra. "Ya saçmalama! Sen ben mi var aramızda?" dedi Brianna ve dolaptan altın sarısı bir elbise çıkardı ve "Bu nasıl?" dedi. "Çok abartı sanki?" dedi Alexandra. "Aa! Bunu hiç giymedim bak" dedi Brianna ve dolabından toz pembe, şık bir elbise çıkardı. "Çok güzel!" dedi Alexandra. Brianna dolabı kapattı ve elbiseyi yatağın üstüne serdi. Hemen masasındaki takı kutusunu açtı ve Alexandra' nın saçının renginde, ince bir zincir çıkardı. "Bak bunu saçına takabilirsin" dedi Brianna. "Nasıl teşekkür etsem az Brianna çok sağol" dedi Alexandra ve Brianna' ya sarıldı.

Alfred, tek tek şövalyelerle dövüşüyordu. Angel ise sandalyede onları izliyordu. Sıra Manuel' deydi. Manuel, dövüşürken Alfred' e nefretle bakıyordu. Manuel' in Alfred' e her vurmasında, Angel yerinden zıplıyordu. Manuel peş peşe kılıcını, Alfred' in kılıcına vuruyordu. En sonunda Alfred, Manuel' in kılıcını itti ve Manuel' i yere düşürdü. Angel rahat bir nefes aldı. Manuel güldü. Alfred' de gülüp Manuel' i kaldırdı. Angel ayağa kalktı Alfred' in yanına gitti. "Bugünlük bu kadar yeter" dedi Alfred. "Emredersiniz lordum. Herkes üstünü değiştirip, dinlensin!" dedi Andy. Andy şövalyelerin başıydı. O sırada Brianna geldi. Üstünü değiştirmiş, mor kaftanını giymişti. "Bidahaki provada tekrar dövüşelim" dedi Alfred. "Benimle tekrar dövüşmek istediğine emin misin?" dedi Brianna gülerek. "Kesinlikle!" dedi Alfred gülerek. Angel' ın aklı hala rüyadaydı ve sürekli Brianna' ya bakıyordu. "He bu arada Evan gel!" dedi Alfred. Evan geldi ve "Buyrun lordum" dedi. "Bugünkü muhafızların başında sen ol. Beraber gezin Versailles' i" dedi Alfred. Brianna hemen "Olmaz" dedi. Herkes Brianna' ya baktı. "Neden?" dedi Alfred. "Evan' ın işi var abi. Özel" dedi Brianna. "Evan?" dedi Alfred. "Evet Alfred önemli" dedi Evan. Alfred' de şövalyeleriyle arkadaş gibiydi. Bu yüzden şövalyeler ismiyle seslenebiliyordu. "İyi tamam" dedi Alfred. Evan rahat bir nefes aldı ve Brianna' ya gülümsedi. Manuel, Brianna' nın ve Evan' ın arasında birşeyler olduğunu sandı.

Angel ve Alfred odasına gittiler. "Angel, sen iyi misin?" dedi Alfred. "Evet" dedi Angel gülümseyerek. Alfred' de gülümsedi ve üstünü çıkardı. Angel dayanamadı ve "Ben bi Brianna' nın odasına gidiyim" dedi. "Tamam canım" dedi Alfred.

Brianna, Alexandra' yı hazırlıyordu. Angel kapıyı tıklayıp içeri girdi. "Hoşgeldin" dedi Brianna. "Bu ne güzellik?" dedi Angel gülerek. "Bi işim varda" dedi Alexandra utanarak. "Angel' a söyleyebilirsin Alex" dedi Brianna. "Hey! Dedikodu mu var?" dedi Angel heyecanla. "Dedikodu?" dedi Brianna ve Alexandra aynı anda. "Bilmem. Öyle ağzımdan çıkıverdi. Alfred' in kanki demesi gibi" dedi Angel gülerek. Brianna ve Alexandar' da güldü ve "Evan" dedi. "Alex! Evan' la mı buluşucaksın?" dedi Angel heyecanla. "Evet!" dedi Alexandra ve utanarak elleriyle gözlerini kapattı. "İyi bakalım! Dur bende makyajını yapıyım" dedi Angel ve kızların yanına gitti. Rüyasını unutmuştu çoktan.

Alexandra artık hazırdı. Angel "Hadi bakalım git" dedi ve öpüp odadan çıktı. "Sizin gibi leydilerim olduğu için çok şanslıyım" dedi Alexandra ve Brianna' ya sarıldı. "Asıl biz senin gibi arkadaşımız olduğumuz için şanslıyız" dedi Brianna. Alexandra, pembe kaftanının içinde çok tatlı gözüküyordu. Altın sarısı saçları dalgalıydı ve alnına taç takmıştı. "Hadi" dedi Brianna ve odadan çıktılar. Evan arka bahçede bekliyordu. Alexandra yanına gitti. Evan, Alexandra' ya baktı ve ağzı açık kaldı. "Ha..Harikasın!" dedi Evan. "Teşekkür ederim" dedi Alexandra. Brianna gülümsedi ve saraya geri döndü. Koridorda Manuel' i gördü. Manuel yanına geldi ve "Hayırlı olsun leydim" dedi. "Anlamadım?" dedi Brianna. "Evan' la buluştunuz galiba" dedi Manuel. Brianna güldü ve "Hayır" dedi. "O zaman Evan' ın ne işi vardı?" dedi Manuel. "Evan, Alexandra' yla buluştu" dedi Brianna. "Yani seninle ilgisi yok?" dedi Manuel. "Olsa ne olucak ki?" dedi Brianna. Manuel, Brianna' yı dudağında öpüp gitti. Brianna' nın ise ağzı açık kalmıştı ve kalp atışları duyulabiliyordu.

VersaillesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin