11.Bölüm:Kaçırılma

41 5 2
                                    

Medyadaki selin kaşarı arkadaşlar geçen bölümdede söyledigim gibi iki kişiyi seçecektim ve yarışmayı tuğçe eliçora kazandı yorumların ve önerilerin için sana çok teşekkür ederim istediğin bir kişi olursa ki kız veya erkek fark etmez lütfen bildir gelecek bölümden itibaren hikayemde güzel bir yerin olacak :)

***Ece***

Yanımda kimin oturduğuna batım bu bu o yanıma ege oturmuştu ben ona mal gibi bakarken konuşmaya başladı -beni gördüğüne sevinmedinmi güzelim dedi piç piç -ya senden nefret ediyorum anlasana iğrenç bi insansın siktir git artık hayatımdan dedim dişlerimi sıkarak -a aaaa sana hiç yakıştıramadım güzelim (bu arada geçen bülüm medyada olan arkadaş eceyi ıslatandı)dedi hayır bi insan bu kadarmı orospu****** olabilir ya -bak seninki nasıl bi yüzsüzlük bilmiyorum ama uğraşma artık benimle dedim ve hocayı hiç dinlemeden bağırarak dışarı çıktım arkamdan geldiģini gördüğümde adımlarımı hızlandırarak koşmaya başladım -ece bekle ecee istesende istemesende benimsin deyerek saçmalayarak arkamdan bana yetişmeye çalışıyodu ki başarılıydı da zaten en sonunda yine bana yetişmişti ve kolumu tuttu -bak ece sen benimsin ben seninim anladınmı bu kadar basit bak o gece çok sarfoştum ve ben sana zaten bunu bin kez anlattım seni ne kadar sevdiğimi bilsen böyle yapmazdın ben şizofrenleşmeye başladım her yerde her kızda seni görüyorum kollarımı açtığımda hep seni hissediyorum anla acıyo lan buram acıyo dedi ve elimi alıp kalbinin üstüne koydu -bak seninki aşk deyil takıntı başka kızlara bakarsan kısa zamanda zaten beni unutursun hem kendine hem bana eziyet çektiriyosun korkuyorum artık senden anla korkuyorum ve bunun geri dönüşüde yok dedim ve ne kadar güçlü olmaya çalışıyosamsada gözümden bi damla aktı zaten titriyodum onun gözündende bi damla aktı ilk kez onu ağlarken görüyodum bi an gerçekten beni seviyomu diye düşündüm -GİDİYORUZ YETER!! dedi ve beni kolumdan çekip sürüklemeye başladı -bırak gerizekalı benim derdim bana yeter bıraksana diye bildiğiniz böğürürken beni arabanın içine fırlattı kapıyı kilitledi kendi gelince girip yine kapıyı kilitledi -nereye gidiyoruz dedim korkak ve titrek bi sesle aslında bu fırtına önceki sessizliğimdi cevap vermedi bende zaten alışkın olduğumdan sesimi çıkarmadım büyük ihtimal güzel manzaralı bi yere gidip beni sevdiğini falan söyleyecekti mal gibi.Bi iki saat gecmişti artık hafif bi korku başlamıştı doğrusu -nereye gidiyoruz dedim sert yüz hatlarıyla ve soğuk bakışlarıyla bana baktı bu bakışlar beni korkutmaya başlamıştı -sana bi soru sordum dedidim sesimi duygusuz çıkarmaya çalışarak -yaklaştık şimdi sadece sus dedi sakin ve bi okadar ürküdücü bi sesle göz kapaklarım beni zorlamaya başlamıştı ve sonunda yenilerek uyukuya daldım.....Gözlerimi açmaya çalışıyorum ama gözümün önündeki ağır ışık buna izin vermiyodu biri gelip ışığı kısmıştı bi erkek süiletiydi ama kim olduğunu tam çıkartamamıştım yaklaşınca bu kişinin ege olduğunu anladım -hayatım uyandınmı gerçi uyurken ayrı bi güzel oluyosunya o ayrı neyse eee rahatmısın dedi o an nerde olduğuma bakmak gelmişti şükür! Ben bi yatakta boylu boyunca uzanıyodum ama kollarım ve bacaklarım bağlıydı-ege delirdinmi sen açsana kollarımı bacaklarımı beyin fakiri diye bağırdım az bi kestirme sonucunda kendimi dinç hissediyodum ve bu benim için bi artıydı -ben görmeyeli senin dilin uzamış hanım efendi hiç yakıştıramadım doğrusu dedi köpek ve bana yaklaşmaya başladı o yaklaştıkça ben kendimi sürünerek geriye itiyodum ve arkamda ki soğuk luğu hissedince yatağın başına geldiğimi anladım yüzüme doğru eyildi -bak sana bunu bin kez anlattım sende beni kağala almadın sen ve ben biriz sen bensiz bensensiz olamam olamıycazda seni küçük bi sacmalık yüzünden kaybetmiş olabilirim ama sen beni ve bizi kabüllenene kadar üzgünümki burdan gitmiycez ha burası neresi diye sorarsan ki benim meleğim biraz meraklıdır biliyorum burası ormanın içi ha sana tam atres veremem ama burda kimsenin olmadığına ve ne kadar bağırırsana yalnızca kendine ve güzel ses tellerine yazık olacagını bil aşkımm dedi o anki iğrenme duygusuyla kendime engel olamadım ve yüzüne tüpürdüm -iğrenc ve piskopatsın beni burda öldürsende sen ve ben olmıycak özellikle biz hiç olmayacak anladınmı dedim tiksinircesine yüzüm yana savrulurken yanağımdaki ağrıyı anlatamazdım ama burda kaldığım süre zarfında ki bu uzun bi süre olmayacak ona asla ne yalvaracak nede önünde ağlayacaktım karşısındakinin boynu bükülecek bi kız olmadığını ona gösterecektim kafamı yavaşça kaldırdım ve az bisüre içinde geri göndermeyi başardığım göz yaşlarımın etkisiyle bu ğulanan gözlerimle ona baktım dişlerimin arasından yanlızca bir mırıltı gibi çıkan -piç kelimesi dökúlmüştü gözleri bana pişmanlıkla bakan adam bi anda nefrete dönüsen göz rengiyle ayağa kalkmıştı -kafamı çok zorlama güzelim unutmaki dağ başında tek başımızayız ve burda sana kimse yardımı olamaz -senden nefret ediyorum diye bağırdım ne kadar ağlamak istemesemde gözlerime yaşlar birikmişti bile odadan çıkar çıkmaz kapıyı kilitlemişti benim hemen bi plan kurup burdan kurtulmam lazımdı bi anda aklıma süper bi fikir geldi ben buna çok hastaymışın gibi yaparsam ilaç almaya göndere bilirim o gidincede kaçmanın bi yolunu bulurdum odada küçük bi pencere vardı ama önünde demir korkuluklar vardı oraya doğru yürümeye başladım demirler çürüktü ve biraz uğraşırsamki bu en az bi günümü alırdı belki demirleri sökebilirdim buna hemen başlamam gerekiyodu etrafıma bakındığımda kesici bi alet yoktu dolabın içinde demir askılıklar ve benim bedenime tam uygun kıyafetler vardı içimden umarım bunlar benim için deyildir diye düşündüm demir askılıklardan bi tanesini alarak yamulttum ki bu zor olmuştu gidip demir korkulukların paslanmış demir leriyle uğraşmaya başladım merdiven ve ayk sesleri gelmeye başlayınca hemen pencereyi kapatıp askılığı sakladım tam askılığı saklayıp ayağa kalktığımda oda içeri girmişti ben ona olabildiğince sert bakışlar atarken onun yüzünde eskiden aşık olduğum ve şuan tiksinerek baktığım bi gülüş vardı -canın sıkılmıştır hem acıkmışsındırda sen şimdi gel bakalım dedi ve önceden açtığı bileklerimden tutarak aşşağı indirdi aslında şuan bu şekilde olmasaydık çok beyene bileceğim romantik bi yer olabilirdi beni mutfağa doğru çekiştirmeye başlamıştı içeri girdiğimizde romantik ve çok hoş bi masayla karşılaşmıştım normalde hayvan gibi saldırdığım ve bayılarak yediğim bi çok yemek masada bulunuyodu -gel hayatım dedi ve elini bileğimden elime geçirdi nazik bi şekilde beni oturtup kendi yerine geçti bense sadece hareketlerini izliyodum aklımdaysa eski güzel günlerimiz oluşmaya başlamıştı ben bunları düşünürken o bana şarabımıdökmüş yemekleri servis ediyodu kendimi bi an eskisi gibi olabilirmiyiz diye düşünmekten alamamıştım -yemekleri beyenmediysen sana başka seyler hazırlaya bilirim dedi o an yemeklere dönerek gerekmediģini ve masa için teşekkür ettiğimi küçük bi sesle ve dille söylemiştim ve yemege başlamıştım tam istediğim gibi ağzıma yapışan derecede cıvık bi sarma dolması aynı şekilde sebzeli pilav ve pek çoğu tabağımdaydı yavaşça ve çok istekli deyilmişim gibi yüzüm asık bi şekilde yemeğe koyuldum acaba afetsemmi diye küçük bi soru aklıma gelir gelmez tekme tokat o fikri aklımdan atmıştım bi yemek ve iki güzel gareketiyle ne o geceyi ne bu yaptıklarını nede o tokadı unutturamazdı bu okadar kolay deyildi ayrıca bi insanın güveni sarsılırsa bidaha düzelmez diye düşünüyodum.....

Eveeet bölüm sonu tuğçenin yorumu üzerine zaten aklımda olan bi takım şeyler biraz daha yerleşerek bu bölümü yazmaya başladım nasıl oldu bilmiyorum fakat umarım beyenirsiniz.Vote veren eller dert görmezken yorum yapanların dilekleri yerine gelir inşallahhh iyi hafta sonlarıı:)

HayalimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin