Gerçekler Acıdır

2.9K 176 16
                                    


''Tamam anlat bakalım. Ne zırvalayacaksın?''dedim.

''Baban aslında ilk başta annemle evliydi. Benim doğumumdan sonra babamın Ilsan'a görevi çıktı. Bu süreçte annenle vakit geçirmiş.Daha sonra geri döneceği zamanda annenin hamile olduğunu ve bebeğin kendisinden olduğunu duymuş. Üstelik annen o sıralar kanser olduğu için sana kimsenin bakamayacağını düşünüp vicdan azabından annemden boşanıp senin annenle evlenmiş.Annem intikam almaya gelmişti ama annenin kanser olduğunu duyunca bir şey yapmamış. Ama bir gün babam test yaptırmış ve senin onun kızı olmadığını öğrenmiş. Çok sinirli olduğu için senden de annenden de nefret etmiş. O gün ben bunları duydum, ben de sizden nefret ettim. O gün sana öyle davranmamızın nedeni buydu. Ama babam sana bunu yaptığı için çok vicdan azabı çekti.Ölmeden önce yanına gelmek istemişti ama olmadı. Yıllarca sana söylediklerim için pişmanlık çektim. Ben sana aşıktım, hala da aşığım. Özür dilerim.'' dedi Tae.Ağlamaya başladı ve bana sarıldı. Hızla onu ittim.


''Bana çektirdiklerinden sonra bunları nasıl söyleyebilirsin? Ne, beni mi seviyorsun?Dalga geçmeyi bırak. İnsan sevdiğine bu kadar acı çektirir mi?Annen de baban da sen de umurumda değilsiniz. Lanet olsun, keşke sizi hiç tanımasaydım. Bu arada sen baban kadar bile değilsin. En azından o kendi çocuğunun sorumluluğunu alıyor. Sen bunu bile yapamıyorsun. Hala kendine erkek mi diyebiliyorsun da gelip beni sevdiğini söylüyorsun. Hangi yüzle karşıma çıkıyorsun. Bir daha seni görmek istemiyorum. Defol git hayatımdan.'' dedim ve Suratına kocaman bir tokat indirdim.

''Seni kendime mecbur edeceğim, merak etme Yu Jin. Defolmak mı? Sen kendi ayaklarınla bana geleceksin.'' dedi ve hızla kafeyi terk etti.


Ağlamaya başladım.Yapacak başka neyim vardı ki?Bana şaşkın şaşkın bakan kafedeki insanlara aldırmadan ağladım. Jung Kook ve So Eun sadece sıkıntıyla beni izliyorlardı.


Ben neden doğdum?Neden varım? Annem beni neden doğurdu?Neden böyle bir yalana karıştırdı beni? Şuan tek istediğim ölmekti.Ben bunları düşünüp ağlamaya devam ederken saatler geçmişti. Kafenin kapanma saati geldiği için eve gittik. So Eun'da kendi evine döndü.Eve gider gitmez odama girdim.

Yaşadığım acı tarif edilemedi.Tek isteğim hiç var olmamaktı. Tae hakkında bildiğim en önemli şey dediğini yapan bir kişi olmasıydı.Bu da demek oluyordu ki beni bir şekilde kendisine mecbur bırakacaktı. Daha bebek sorununu halledemeden şimdi de başımıza bu çıkmıştı.Tanrım, ne yaptım da beni böyle cezalandırıyorsun?

Birden odaya Jung Kook'un gelmesiyle düşüncelerim bölündü.

''Bu gece beraber, yani, şey, uyumak ister misin?'' diye sordu.

''Olur.'' diyebildim.Neden dedim ki ? OLMAZ. HAYIRRRRRRRR!

Birlikte odamıza gittik.Yatağa yattık. Fakat bir sorun vardı. Ben yine köşeye sinmiştim ama Jung Kook yayılmıştı. Neden böyle yaptığını anlayamamıştım. Bana anlamaz gözlerle baktı. Yanını pat patladı.

''Yu Jin~ah, seni yemeyeceğim korkmana gerek yok.''dedi ve beni çekip sarıldı.

Bir dakika!SARILDI MI?BANA MI? Yanaklarım yanmaya başlamıştı. Ama o fazlasıyla sakin duruyordu.

''Şimdi hiçbir şey düşünmeden uyu. Sorunlarımızı yarın düşünürüz.''dedi. Alnıma bir öpücük bıraktı.Daha da sıkı sarılıp gözlerini kapattı.

Sorun şu ki düşünmesem bile uyuyamam ki. Ayrıca o niye bu kadar rahat? Hem ben buna neden izin veriyorum?Hayır, her şeyi geçtim, neden kızarıyorum?

Düşünceler kafamı patlatacak gibiydi ve ben hala utancımdan kızarıyordum. Nefes alırken bile tedirgindim.Üstümde saçma bir çekingenlik vardı.Bir süre sonra gözlerim bu yorgunluğu kaldıramadığı için uyuyakaldım.

Uyandığımda çok mutluydum. Sıcak bir şey beni sarmıştı. Burnuma güzel bir parfüm kokusu geliyordu. Yastığımı ne zaman getirdiğimi hatırlamasam da ona sarılmak çok güzeldi.

İyi de annem yastığı saklamıştı. Bu parfüm de erkek parfümü gibi kokuyor. Olamaz değil mi? Ona sarılıyor olamam. Gözlerimi korkarak da olsa açtım ve beni seyreden bir çift göz buldum. Ne yani uyanıktı ama hala bana sarılıyor muydu?

''Günaydın jagiya!''deyip gülümsedi.

NEEEEEE?BANA JAGİYA MI DEDİ? BANA? YU JİN'E?

Neden böyle hissediyorum. Kalbim kontrolü kaybetmiş, deli gibi atıyordu. Aramızdaki mesafe aşırı azdı. Yaklaştı yaklaştı ve yaklaştı. Beni yeniden öpemezdi değil mi?Korkarak gözlerimi kapattı. Burnumun ucuna küçük bir öpücük bıraktı.

''Seni kızarırken görmek çok eğlenceli.'' dedi ve gitti.

Bana Ne Yaptın?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin