Bölüm-3

78 13 1
                                    

Bugün okul vardı. Yine lanet okula gidecektim. Yataktan kalktım. Banyoya girip rütin işlerimi halletim. Sonra okul formamı giydim. Okul formam siyah mini etek beyaz gömlek ve kravattan oluşuyordu. Saçımıda düzeltip aynanın karşısına geçtim.

Yine o yüz ifadesi bomboş büyük bir boşluk. Evet beni tanımlayan ifade sadece boşluk. Bazen sanki hayatımı dolduran birşeyi unutmuşumda böyle bomboş olmuş hayatım diye düşünüyorum ama öyle birşey yok neyi unutabilirim ki bu kadar derinden etkileyen beni? Korkuyorum bu boşluğun beni içine hapsetmesinden. Yalnızlığın bana hükmetmesinden. Bu hayata alışmaktan ölesiye korkuyorum. Kurtulacakmıyım bu hayattan? Yada bu hayat beni içine mi hapsedicek?

Aynadan ayrılıp çantamı aldım. Çantamın içine sadece bir defter, kalem ,kulaklık ve şarj aletim vardı. Kitap filan taşımıyorum sonuçta derslerle bir ilgim yok. Aşağıya indiğimde sesler duydum.

"Ondan bunu saklayamayız bilmeye Hakkı var."
"Hayır yok sakın bu konuyu açma Cansu onun birdaha acı çekmesini istemiyorum."
"Sence böyle mutlu mu anne hayat enerjisini çekmişsin gibi o onun yanındayken gerçekten gülerdi ama şimdi sadece yalan bir gülümseme var yüzünde o böyle eriyip bitiyor ona söylemeliyiz artık."
"Yeter birdaha bu konuyu açarsan seni bu evden kovarım Cansu bunda ciddiyim ona en azından bunu borçluyum."
"Sen borcunu böylemi ödüyorsun yetmedi mi 4 senedir ayrılar zaten yetmedi lanet olsun onu mahvediyorsun anla artık bunu."
"Defol Cansu git burdan bu konuyu açma yeter artık bende Mutlu değilim ama buna mecburum."
"Ne halin varsa gör tamam mı?"

Ablam kapıyı sertçe çarpıp evden çıktı noluyordu burda hiçbirşeyi anlayamıyordum. Annemin yanına gittim.

"N'oluyor anne ablam neden sinirli?"
"Birşey yok Ceylin sen kafanı takma."

Nolduğunu Cidden anlayamıyordum. Ailem benden birşeyler gizliyordu. Yada ben şizofrendim.

Evden çıktım bu düşüncelerle Cidden aklım çok karışık. Daha okula 2 saat vardı. Bende fırsat bilerek sahile doğru yürüdüm. Yürüdükçe koşma isteği yaratıyordu artık dayanamıycak gibiyim. Yağmur yağmaya başlayınca koşmaya başladım sanki herşeyi geride bırakıyordum. Koştum koştum nefesim kesilene kadar koştum yağmurun altında hem ağlıyor hem koşuyordum neyden kaçıyordum ben? Neden ağlıyorum? Artık sırılsıklam olmuştum. Ayağımın birbirine dolanmasıyla yere düştüm saçma ama canım yanmamıştı sadece haykırarak ağlıyordum yağmur yağdığı için boş olan sahilde.

Yüreğim sanki buz tutmuş gibiydi zangır zangır titriyordum ağlarken ne hissedeceğimi dahi bilmezken sadece hıçkırıklara boğuluyordum. O kadar bitmiştim ki ne yapacağımı dahi bilmiyorum. İçimdeki bu bilinmezlik beni bitiriyordu. İşte bitiyordum yavaş yavaş acı acı almışlardı ömrümü benden...

Ağlarken haykırdım.
"Evet baba ceylinin bitiyor lanet olsun ki bitirdiler onu sen Nasıl gittin Nasıl bıraktın hani kıyamıyordun hani saçını okşayarak uyuttuğun kızın perişan halde mutlumusun? Ordan bakıp gülüyormusun benim bu halime? Ama merak etme bitiricem bitti anlıyormusun bitti ben bittim kimse anlamasa da bittim lanet olsun çık gel artık yada benide yanına al yeter baba dayanıcak gücüm kalmadı benim bu hayata ne boktan bir hayattır ki bu nefes alırken bile boğuluyorsun Nasıl baş edilir öğretmeden tek bıraktın bu hayatta baba beni..."
"Ağlama Ceylin abla."
Kafamı kaldırdığımda küçük bir erkek ile karşılaştım masmavi gözleriyle bana bakıyordu. Elini uzatarak gözyaşlarımı sildi ve güldü. Elindeki zarfı uzatarak bana verdi.
"Bunu bana bir abi verdi sana vermemi söyleyerek ve ağlama artık Ceylin abla o abinin gözlerinden seni o halde görmekten çok üzüldüğü anlaşılıyordu o abi seni seviyor Ceylin abla yalnız değilsin korkma artık."
Dedi ve sarıldı ismini bilmediğim ama 10 yaşında olduğunu tahmin ettiğim çocuk sonra beni kaldırdı ve banka oturttu sonra yanağıma öpücük kondurdu
"Bunu o abi yapmamı söyledi o seni çok özlemiş."
Sonra ben olayın etkisinden bir şey diyemeden yanımdan ayrıldı. Elimdeki zarfa baktım ama açmaya çesaretim yoktu kimdi bu biri şaka falan mı yapıyor. Etrafa bakındım ama kimse yoktu. Elimdeki zarfı okuyacak gücümde yoktu o yüzden sadece denizi izledim ne birşey düşündüm nede birşey yaptım.

Saatimi baktığımda okulun çıkış saatini bile geçtiğini anladım kaç saattir burdaydım ben yavaşça ayağa kalktım zor yürüyordum. Elimdeki zarfı çantama attım ve kulaklığımı çıkardım.
(Gripin-sen gidiyorsun)  bu şarkı beni rahatlatıyordu şarkıya eşlik ediyordum boş sokakta yürürken
-Gidiyor ellerin gidiyor sesin gidiyor nefesim ama hepsinden önce sen gidiyorsun gidiyor yarınım yaşamım sebebim gidiyor ama hepsinden önce sen gidiyorsun kalıyor yastığıma sinmiş kokun gidiyor sevişmelerimizin son şahidi ama sen gidiyorsun gitmek tüm kalanları yanında götürmekmiş ben bilmem sen bilirsin ama sen gidiyorsun dur dur gitme bir bakış borcun var bana son gidişinden. vur kır parçala sen kazan bu aşkı ama bırak benim olsun harcanacak son kurşunlar.Sen yaz sen oyna kalan tüm perdeleri ama bırak benim olsun bize dair bütün alkışlar.

Şarkı bittiğinde eve varmıştım. Kapıyı çaldım. Açan ablamdı  benim bu halimi görünce şok oldu.

"Bu halin ne senin Ceylin ?"
"Yok birşeyim herzaman ki gibi süperim ne var ki halimde?"
Alaylı bir şekilde gülerek söylemiştim artık rol yapmaktan bile yorulmuştum.
"Annem evde mi Cansu?"
"Evet içerde"
Onu umursamadan annemin yanına gittim. Annem şok olmuş bir şekilde konuştu.
"Neoldu sana böyle?"
"Bune ya anneli kızlı beni merak etmeye mi başladınız hayret 8 senedir ilk defa merak ettiniz ölüyormuyum yoksa?"
"Ceylin ne saçmalıyorsun sen?"
"Aaa saçmalayan benim öyle mi vay be bir kere bile bana neyin var diye sormadın şimdi ben mi saçmalıyorum? Saçmalayan sizsiniz yeterin artık bıktım ben bitiyorum görmüyormusunuz. Ama saçmalayan benim bıktım sizin bu tavırlarınızdan sadece kavga edin ve benden birşeyler saklayın ne saklıyorsunuz anne sorsam bile söylemeyeceksin dimi şimdi birde gelmiş bana neoldu mu diyorsun sence ne olmuş olabilir ki bana herzaman ki gibi gülüyorum anne görmüyormusun sadece Canım ıslanmak istedi okadar başka ne olabilir ki hayatım o kadar muhteşem ki ben bile şaşırıyorum bu kadar muhteşem bir hayata Nasıl laik oldum ben he söylesenize."
Annemle ablam bana bakamıyorlardı sadece susuyorlardı. Ve beni daha çok sinirlendiyorlardı.
"Susmasanıza konuşun niye susuyonuz ya saklıycak birşeyiniz yoksa niye susuyonuz niye beni bu bilinmezlikle Başbaşa bırakıyorsunuz."
Çıldırmış gibiydim masanın üstündeki vazoyu elime aldım ve fırlattım elime geçen herşeyi fırlatıyordum sanki herşey normalmiş gibi yapmalarından sıkılmıştım bunlar ne yapmak istiyor böyle nefes alamıyorum görmüyorlarmı?

Annem beni tutmaya çalışırken konuştum
"Yeter ya yeter bırak beni bırakın susun artık bugün konuşmadınız ya bir daha konuşmayın tamam mı susun lanet olsun size."
Ellerinden kurtulup dışarı çıktım yorgunluktan ölüyordum ama
evdede durmak istemiyordum.

Nekadar koştum yada nerdeydim hiç bir fikrim yoktu sadece bitkindim.
Beynimde film gibi bir sahne geçti ellerimi başımı tuttuğum anda
Bir yere doğru koşuyordum sadece "bırak artık beni " diye bağırıyordum "hayır Ceylin kaçma benden."
"Görmüyormusun birbirimizi yok ediyoruz bırak." "Seni asla bırakmıycam"

Sanki beynimdeki film bittmişti bu neydi şimdi n'oluyor bana ve daha fazla dayanamayarak yere düştüm ve gözlerim kapanmadan son gördüğüm bana doğru gelen biri "nolur bırakma Ceylin beni." Ve herşey karanlık....

Senden vazgeçmem...#wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin