-Bu hikaye bölümü baya geç attım biliyorum. Ama safkan lanetine öncelik vermem gerekmişti. Gerçi onu bile çok sık yayınlayamadım^^ Bu hikayeme de şans verirseniz sevinirim iyi okumalar :))
Medya_Alex&Serenity
Can sıkıcı ritüel yeniden başladığında, Lea hissettiği sıkıntıyla yanaklarını şişirdi. Bu işten sahiden de bıkmıştı. Bir kadının, bir erkeğin önünde böylesine alçalmasına kesinlikle tahammül edemiyordu. Üstelik tüm bu alçalmanın tek sebebi, işini elinden almak için yapılan çeşitli oyunlardan ibaretti. Acaba gerçeği dile getirse ne olurdu? Eğer doğruları izin verse bunu çoktan yapardı. Ama elbette bir karar vermişti ve bunu yapmayacaktı.
Şimdi ise sadece olanlara seyirci kalıyordu. Lauren yavaş ve seksi olduğunu düşündüğü hareketleriyle beyaz ekranın önüne geçtiğinde, uzun süre üzerinde çalıştığını söylediğini sunumunu yapmaya başladı. Lea'nın ise bu harekete verdiği tepki gözlerini devirmek ve önündeki boş beyaz kağıda bir şeyler karalamak oldu. Şu an ekranda beliren modeller kafasında hiç bir şey yokken bile çizebileceği şeylerdi. Kıyafetlerin basit olduğunu düşünen bir tek kendisi miydi? Üstelik onun saatlerini çizim yerine, müdür beyin bacak arasında geçirdiğini de çok iyi biliyordu.
Müdür Lanter... Aslında o kadar da kötü bir adam sayılmazdı. Tek sorunu konu esmerler olduğunda kendini tutamıyor olmasıydı. Hatta insana siyah saçlarını sarıya boyatma isteğini bile uyandıracak derecede takıntılıydı.
Sunumun bittiğini belli eden ışıklar yandığında, Lea, Lauren'ı görmek istemediği için elindeki kağıda odaklandı. Gördüğü şey ise donmasına sebep olmuştu. Bu resmi kendisi mi çizmişti? Kafasının içinde tek yaptığı yeni bir kıyafet canlandırmaktı. Çizdiği resim ise kesinlikle bir kıyafet değildi. Daha önce böyle bir şey çizdiğini bile sanmıyordu. Çizgilerle beyaz kağıda resmedilen şey, garip bir yaratıktı. Ama detayları öylesine fazlaydı ki... Sanki bu yaratık daha önce karşısına çıkmış ve onu yönlendirmişti. Özellikle de gözlerinde uğraşıldığı belli olan detaylar vardı. Bu haliyle sanki birazdan gözlerini kırpacak ve sonraki hamlesinde ise boğazına yapışacaktı.
Odayı dolduran alkış sesi, Lea'nın dalgınlık ve korkudan neredeyse çığlık atmasını sağlayacakken, çığlığını zoraki bir şekilde bastırıp etrafına baktı. Kalbi delicesine çarpıyordu. Bakışları yeniden resme odaklandığında kimsenin görmesini istemediği kağıdı eline alıp buruşturup cebine koydu. Korkudan ister istemez titrerken hızlı bir şekilde çıkışa yöneldi. Kapıdan çıkmadan ise duyduğu cümle hala sıradan normal dünyada olduğunu ona gösteriyordu.
"Zaten hiç şansım yoktu."
Lauren'ın kendine güvenerek söylediği cümle tam olarak buydu.
Derin bir nefesle odasına ilerlerken bir an için çiziminin gerçek bir yaratık olmasını diledi. O yaratık Lauren'ı afiyetle yer dünyada gereksiz bir sürtükten kurtulmuş olurdu. Yine de bunu düşünse bile resme yeniden bakma cesaretini gösteremedi. Bir çizimden böylesine etkilenmek saçma gelse de korktuğu konusunda yalan söyleyemezdi. O da her korkan insanın yapacağını yaparak yok saymaya koyuldu. Cebindeki kağıdı çıkarıp ufak parçalara ayırdıktan sonra masanın yanında bulunan çöp kovasına attı. İşte korku artık yoktu, en azından resim yok olmuştu. Bir kaç günde de bu saçma resmi unutacak ve hayatına devam edecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Renklerin İçinde (TAMAMLANDI)
FantasíaFantastik içinde #7 (19.12.2017) Bir gezegen hayal edin. Renklerin hüküm sürdüğü, liderlerinin beyaz olduğu ve neredeyse her şeyin mükemmel olduğu. Ve bir gün Tüm bu mükemmelliğin yok olduğunu... Peki sebep neydi? ...