Ben ve Esra sahilin serin sularına aldırış etmeden yürüyorduk. Şehir bu zamanda sessiz ve serindi. Mayıs sonları olmasına rağmen havalar bir türlü ısınmıyor, bazen bu soğuka yağmur da eşlik ediyordu. Gençdik, üniversite öğrencileriydik. Bu şehirde doğmuş, burada okuyorduk ve bana kalırsa burada da yaşayacaktık.Gezerken, bir bankın karşısından geçtiğimizde Esra "Durukan gel biraz oturalım" dedi sakin ve üzüntülü ses tonuyla.
Sabah görüşdüğümüzden beri fazla sessizdi.
"Tamam" deyip elimi elinden ayırarak oturdum.
"Benim sınav sonuçlarım açıklandı" deyip aşağı eğik kafasını bana doğru çevirerek mavi gözleriyle benim gözlerime bakdı.
Sabahdan beri bu sormaya cesaret edememişdim. Çünki kazanmasından korkuyordum. Sessizliyinin bu yüzden olduğunu anlamışdım da zaten."Üzülme böylesi daha iyi olacak" biraz sevinçli ama bu sevincimi belli etmeden ona sordum.
"Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?"
"Tabi ki. Dünyanın sonu değil ya" böyle konuşarak teselli etmeye çalışırken
"Ben sabahdan beri bunu sana nasıl söyleyeceğimi düşünüyordum. Biliyormusun?"
"Kendini üzme gelicek yıl şansını yine denersin" diye söylediğimde şaşkın şaşkın bana bakmaya başladı ve sonunda sessizliyini bozarak konuşmaya başladı"Sen benim sınavımın nasıl sonuclandığını biliyormusun?"
"Yani kazanamadığını tahmin etmek zor değil"
"Durukan"
"Evet"
"Ben kazandım. Üzüntüm ayrılacağımız içindi"
"Neee" diyerekden ayağı fırladım ve "nasıl?" diye soruyu da arkasından ekledim.
"Bu benim en büyük hayalimdi biliyorsun . Nolur yapma böyle"
"Yani gideceksin"
"Böyle bi şans..." hemen lafını keserek tekrar sordum
"Yani gideceksin"
"Gideceğim"
"Biz seninle bunu daha önce konuşmamışmıydık. Ben senin oraya gitmeni istemiyorum. Hem şimdi okuduğumuz üniversitede çok iyi. Neden Amerika?"
" Orda yaşam kalitesi daha iyi?"
"Aklınımı kaçırdın sen. Ne yaşamı , ne kalitesi? Anlamıyormusun oraya gidince ilişkimiz mahv olucak"
"Hayır. Ne mahv olması . Hem tatillerde her zaman gelicem. Biz bunun da üstesinden gelicez"
"Gelemicez. En azından ben..."
Bunları söyleyip arkamı dönerek gitmeye başladım. Daha fazla konuştukca canım daha fazla yanıcakdı. Bunu biliyordum. Kendimi tanıyordum çünki. "Durukan . Durukan" diye gelen seslere aldırış etmeden ordan hızla ayrıldım.Akşam oluyor...
Sabahdan beri yüzlerce arama gelmişdi. Hepsi de Esradan. Kafamı dinlemek istiyordum. Bu yüzden de esen küleye rağmen üzerimdeki t-shirtle dışarı çıkarak yürümeye başladım. Sanırım biraz temiz hava iyi gelecekdi. Bir kaç adım atmışken Esra karşıma çıktı.
"Konuşmak istemiyorum . Git Esra git"
"Sen böyle yaparak hiç bi yere varamayız"
"Ne yapmalıyım. Ilişkimizin bitmesine göz mü yumayım?"
"Ne bitmesi yaaa. Hiç bir şeyin biteceği falan yok"
"Esra bi karar ver artık. Ikisi birlikte olmaz. Ya ben , ya o üniversite"
"Ama niye böyle yapıyosun?"
"Anlaşıldı" diyerek yine sabah ki gibi arkamı dönerek hızlı hızlı yürümeye başladım. Yine arkadan gelen o sesler ,yine aldırış etmeyen ben.
"Yakında gideceğim" diye bağırarak söylediği sanki tüm sokakta yankılanmıştı. Hızımı daha da artırarak koşmaya başladım.
Ilk kez böyle bi çıkmaza düşüyordum. Bende ders notu yüksek bi örenciydim. Kitap okumayı sevmesem bile. Benimkisi doğuştan bi yetenekdi. Okuduğumun her şeyi hemen anlar , çözerdim. Hafıza dersen kralı vardı ama Amerika falan sevgilimi bırakıp asla.3 gün geçiyor
Düşünmek için yeterince zamanım olmuşdu. Kararım değişmişti. Tamam mesafe olsa bile yürüte bilirdik. Nelerin üstesinden gelmişdik, bunun mu gelemicekdik. Son söylediklerim için pişmandın. Zaten o buluşmadan sonra eve de uğramamışdım. Bir arkadaşımda kalmışdım. Telefonu da kapatıp bi kenara atmışdım. Kararımın değişmesinde onun dedesinin de payı büyüktü. Asıl son akşamki konuşma beni bazı kararlarımdan döndermişdi. Çok bilge kişiydi.
Telefonlarıma cevap vermiyordu. Endişelenmişdim. Bu yüzden de evlerine gidiyordum. Ailesi bizi biliyordu. Ama sıcak baktıkları pek söylenemezdi. Özellikle annesi.5 dakika geçiyor
Zili çaldıkdan sonra kapı açıldı. Kapıyı açan kız kardeşiydi. Beni görer görmez " Sen nasıl bi insansın? Ablam Amerikaya gitti onu uğurlamaya bile gelmedin"
"Ne Amerikaya gitti" şaşkın yüz ifadesiyle söylerken " ne zaman?" diye de
sordum.
"Bu sabah" dedi alaycı ses tonuyla. 10 yaşında olduğundan fazla bi şeyde soramıyordum. Ama yaşına rağmen çok şey biliyordu. Zamane kızıydı işte.
Bunları söyledikden sonra kapıyı yüzüme kapattı.
Afallamıştım. Böyle olucağını bırak tahmin etmesi düşünmemişdim bile. Demek yakında gidicem dediğinde kasteddiği buydu.Akşam oluyor
Şimdiye kadar düşünüyordum. Onunla konuşmam gerekiyordu. Ama nasıl? Tek seçenek annesiydi. Zaten babası onunla birlikte gitmişti. Tüm bunların babasının başının altından çıktığını da biliyordum da neyse.
Evden çıkarak evlerine gittim.
Kapıyı çaldığımda bu sefer annesi açdı. Oda beni görür görmez " sen naptın ettin kızımı yine üzmeyi başardın"
Ben yine afallamıştım. Nolmuşdu böyle yaa. Canı o kadar mı yanmıştı. Sessizliyimi korurken tekrar söyledi "kızım giderken seni ne kadar bekledi haberin varmı senin?Git gözüm görmesin seni" deyip kapıyı yine yüzüme kapatti.
Ne yapacağımı şaşırmışdım. Bu onunla konuşa bilmem için son çaremdi. Ama buda olmamışdı.Ne yapacağımı gerçekten bilmiyordum. Ne yani böyle mi sonlanıcakdı "hayır" deyip deyip sağ gözümden akan damlayı sildim. Onunla konuşmalıydım. Ve nasıl olursa olsun konuşup kendimi affetdiricektim.
2 ay geçiyor
Bir birimizi, yani en azından ben onu (Esrayı) çok seviyordum. 2 yıllık ilişkimiz vardı. Üniversitenin ilk başlarında tanışmışdık. Aynı üniversite olsada ayrı bölümlerdeydik. Ilk ben açılmışdım hatta. Arkadaşlığımız ilişkiye çevrilmişdi zamanla.
Her şey güzel gidiyordu ta ki o Amerikaya gidene kadar. Yetenekliydi. Zaten kabul sınavında da en yüksek puanı toplamışdı. Ben de kötü sayılmazdım ama onun kadar da değildim. Yani Amerika falan bana göre değildi. O kafasına koyduğu her şeyi yapıyordu. Karakteri zordu. Benim gibi . Tam tencere kapak hesabı işte. Neyse sen kafana takma. Zamanla her şey düzelicek"
Tam bunları Prekse(köpeyime) söylerken taksici üniversitenin yurdunun karşısına geçerek durdu."thank you" deyip parayı uzattım ve preksle birlikte arabadan inerek bavulumu aldım.
Evet tam düşündüğünüz şey. Peşinden Amerikaya kadar gelmişdim. Başka bi başvuru proqramıyla , gece gündüz çalışarak buraya gelmeyi başarmışdım. Miamiye "Miami üniversitesine" kabul olmayı başarmışdım. Onun kabul olduğu üniversiteye , aynı yurda. Burda kız erkek aynı binada kala biliyordu.
Bazı kayıtları yaptırdıkdan sonra odama gitmek için asansöre kalkdım. Çok heyecanlıydım. Onunla hemen konuşmak istiyordum. Son tartışmamışda büyük kavga yaşamış ve o günden sonra bi daha hiçbirimiz konuşmaya cesaret edememişdik.
Odama yerleştikden sonra yemek saatinin geldiğini anladım ve üzerime değiştirip aşağıya indim. Karşısına çıkmak için zamana ihtiyacım vardı ama muhtamalen orda karşılaşıcaktık. Bu yüzden biraz süslenmişdim. Onu hala seviyordum . Zaten bu yüzden buralara kadar gelmişdim. Aşkımdan vazgeçmeyip mücadelemi sonuna kadar sürdürecektim.
Aşağı katdakı yemekhaneye indim. Boş bi masaya geçip sağa sola bakmaya başladım. Galiba o yoktu. Çünki onu göremiyordum.
5 dakika sonra...
Yemeye başlarken gözüm kapıya kaydı .
Ve o geliyordu. Masadan hemen kalkarak onun yanına gitmeye başladım. Bu zaman arkadan hızla bi erkek gelerek "geldim. Gel şuraya oturalım" dedi ve o masaya oturdular. Henüz beni fark etmemişdiler.
Esranın onunla ne işi oıa bilirdiki? Galiba arkadaşıydı.
Diye kendi kendime sorular sorarken bi şey konuşup kıkır kıkır güldüklerini gördüm. Sinirim tavan yapmıştı. Esranın beni böyle çabuk unutmuş olması sinirimi alt üst etmişdi. Artık dayanamayıp yanlarına gitmeye başlamışken bir kız elinde kahve dolu fincanıyla bana çarptı ve tüm kahve üzerime döküldü.
Çıkardığım sesden sonra her kes gibi Esra da bana baktı. Artık beni görmüşdü. Şaşkın yüz ifadesiyle "Durukan" diyerek yanıma doğru gelmeye başladı. Diğeri de arkasından "sevgilim bekle" diye sesleyişi artık yanık acısının yerini kalp acısına çevirmişdi.
Demek bu yüzden Amerika. Şimdi her şey aydınlanmışdı. Her şey onun içinmiş. Aldatılmak benim için ilk değildi ama bu başkaydı. Hançer saplamaktı evet hançer hemde tam sırtımdan. Buna bu kadar dayanamazdım , dayanmayacakdımda...2.Bölüm en kısa zamanda gelecek.Yorum ve oylarınız için teşekkürler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONUN İÇİN (PSIKOPAT #1)
Teen FictionBirini göremeden güne başlayamazsınız ya, işte benimkisi de öyleydi. Onunla tanışdığımdan sonra onsuz bir günüm geçmez oldu. Bir günse her şey avuclarımdan kaydı gitdi.İşte o an... Her şey yeniden başladı. Sonsuz bir aşk Sonsuz bir intikam Sonsuz...