Sabah çalan zil sesi uyandırmışdı beni. Yine başlamışdı sabah erken kalkmalar. Şikayetçi değildim fakat dersler bu kadar erken başlamasaydı iyiydi.
Üzerimi giyip odadan çıkacaktım ki Esra karşıma çıktı.
"Dün akşam nerdeydin?"
Aniden sorunca bahanemi unutmuşdum. Son zamanlar fazla karışmıyor, etmiyor diyordum ama şimdi karşımdaki kızgın yüzü görünce yanıldığımı anladım.
"Seni dün bilerekden aramadım. Çünki senin aramanı bekledim. Hiç mi merak etmedin?"
Doğruyu söyleyip söylememe konusunda kararsızdım. Ama bunun daha fazla saklı kalmasını istemiyordum.
"Martinin doğum günü partisindeydim" diyerek hemen konuyu açdım.
Şaşırmış ve kızgın yüz ifadesiyle
"Ne ? Aklınımı kaçırdın sen? Neden?"
"Bak sana en baştan anlatayım. Gel otur yanıma"
"İnşallah geçerli bir sebebin vardır" deyip yanıma oturdu.
"Dün öğle vakti beni aradı ve aramızdaki saçma kavgayı bitirmek istediğini söyledi"
"Sende buna salak gibi inandınmı?"
"Tabiki hayır. Sadece bir şans vermek istedim"
"Ve doğum günü partisine gitdin ha?"
"Evet ama"
"Aması falan yok. Öyle bir insana nasıl güvene bilirsin? Bize tüm yaptıklarından sonra?"
"Güvenmiyorum. Asla da güvenmeyeceğim. Ben seni üzücek hiçbir şey yapmam. Bunu bilmiyor musun?"
"Biliyorum. Ama bir daha böyle yapma"
Gözlerinden yaş damladığında elimle gözlerini sildim.
"Biz çok mutlu olucağız" dedikden sonra bir-birimize sarıldık.Martin
"Dediklerimi anladın mı Jessica?"diye sordum.
"Anladım. Plan tıkır tıkır çalışıcak"
"Güzel. Bu iyiliğini unutmayacağım"
"Yani, iyi olur. Benim de bir zaman sana işim düşe bilir"
"Gitmem gerek işlerim var. Okulda görüşürüz"
"Sonra görüşürüz"Durukan
Kahvaltı içim masaya oturmuşdum. Çok bir şey yoktu ama sütün yine önümdeydi. Yardım etmek için mutfağa yöneldim. Yardımlık pek bir şey kalmamışdı ama kendi tostumu alarak tekrardan sandalyeme oturdum.
Sabah kahvaltımı etdikden sonra Esrayla evden çıktık. Yine ben taksi durdururken
"Sen taksiye verecek paraları nerden getiriyorsun? Gel otobüsle gidelim. Bursun verdiği parayla geçinmek çok zor"
"Doğru diyorsun. Biraz para kalmış. İdareli kullanmak gerek" diye cevapladım sorusunu. Bu şehirde sadece birkaç kez bindiğim otobüse
binmek için az uzaklıkta olan durağa kadar yürüdük. Otobüs geldiğinde ona binmek istedim ama bir sorun vardı. Yolcu kartım yoktu. Neyseki Esra arkadan kartı ekrana yakınlaşdırdı ve içeri gire bildim. Bu şehirde yolcular otobüse binmek için yolcu kartı denilen kart kullanırlardı.Universiteye ulaştığımızda karşımıza Martin çıktı.
"Naber yeni dost" diyerek karşımda berildi. Esraya baktığımda yüzünü çevirmiş, karşıya bakıyordu.
"İyidir. Gitmem gerek" diyerek Esranın elinden tuttum ve yanından ayrıldık.
"Bak arkandan nasıl da bakıyor"
"Tamam ya uzatmaya gerek yok" dediğimde giriş kapısından içeri girdik.
Ayrı katlara çıkacağımızdan asansörlerin orda ayrıldık. Onun 2 benim 3 dersim vardı. Bu gün benim için ders açısından zor geçecekdi. İlk ders elektrikle ilgili bir şeydi. Bu derse hiç giremediğimden ne olduğu konuda hiçbir bilgim yokdu. Amerikadaki ders sistemiyle ülkemdeki ders sistemi arasındaki bariz farklılıklar kendini zaman geçtikce daha da farkına vardırtıyordu. 2- ci dersim kablo üretimi diye bir dersdi. Bu derse de hiç girememişdim ve bu yüzden en ufak bilgim de yoktu. Son dersim ise ekonomiydi. Yine hiçbir bilgim olmayan bir ders olmasına karşın bu aralar fazladan ihtiyacım oluyordu.
Telefonumdan dersin geçireleceği odanın numarasına baktığımda 409 yazıldığını gördüm. Dersimin bu katda olduğunu biliyordum fakat oda numarasını bilmiyordum. Şimdi 9-cu odaya gitmem gerekecekti. Ama dersin adını hala bilmiyordum. Odanın kapısından içeri girdiğimde üzerimde bir tek not defteriyle kalem vardı.
Zilin çalmasıyla ders başlamışdı. Orta sırada oturmuş hocanın yerine geçmesine bekliyorduk. Uzun , beyaz saçlı yaşlı bir adamdı. Hemen derse başlaması teorik açıdan iyi olsa da benim için hızlı bir başlangıçtı. Bu arada dersin adını öğrenmişdim. Elektrik tesisatının ulusal standartlara uyumu diye bir dersti. Benim okuduğum bölüm ise Elektrik mühendisliyiydi. Bir sosyologla Elektrik mühendisi nasıl olucaktı bilmiyordum. Yaşayıp görecektik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONUN İÇİN (PSIKOPAT #1)
Teen FictionBirini göremeden güne başlayamazsınız ya, işte benimkisi de öyleydi. Onunla tanışdığımdan sonra onsuz bir günüm geçmez oldu. Bir günse her şey avuclarımdan kaydı gitdi.İşte o an... Her şey yeniden başladı. Sonsuz bir aşk Sonsuz bir intikam Sonsuz...