Kanepemde oturup TV izliyordum. Akşam olmuş, hava kararmışdı. Mutfakta olan Esra " yemek hazır. Haydi gel" dediğinde hemen ayağı kalkmış, yemeğe fırlamışdım. Bugün nedense çok çabuk acıkıyordum. Günün stres dolu olmasındandı sanırım. Ama güzel sonuçlanmış, buna değmişdi. Güzel haberi, yani okuka tekrar dönecrğimi hala paylaşmamışdım. Zaten Martinle yaşadığım olayları da anlatmamışdım. Çünki anlatamazdım. Buna sevineceğinden çok üzüleceğini biliyordum.
Masaya oturur oturmaz "yemekler harika görünüyo" demişdim ki demez olaydım.
" Ne makarnayı mı diyorsun? Başka yemek yapamıyorum diye yüzüme mi vuruyorsun? "
" Hayır hayır ne alakası var. Hem sen bilmiyormusun benim en sevdiğim yemek makarna. Hem başka yemeklerde yapa biliyorsun. Patates kızartması falan işte. Takma kafana"
"Durukan"
"Evet"
"Niye bu kadar uzun konuşdun?"
Kendime ele vermekte üstüme yoktu. Ama Allahdan işin içinden iyi sıyrıla biliyordum.
"Hakkaten yaaa. Yemeyi niye soyutuyorum ki?" Deyip yemeye başladım. Fakat Esranın bakışları hala üzerimdeydi.
Yemek bittiğinde bulaşıkları mutfağa götürmüşdük bile.
Bulaşıkları halletdikden sonra Esra " seninle konuşucaklarım var? " dedi. Konuşucak çok konumuz olduğundan neyi konuşmak isteyeceği benim için daha çok önem arz ediyordu.
"Konuşalım "dedim kanepeye oturarak.
"Aslında konuşacağım bir kaç konu var" dedi ve karşımdakı koltuğa oturdu.
"Tamam. Dinliyorum"
"Üniversiteye ne yapıcaksın?"
"Nasıl yani?"
"Yani artık napıcaksın . Okuyacakmısın? Çalışacakmısın? Ne düşünüyorsun?"
"Bilmiyorum. Hayat nereye götürürse oraya gidicem. Bak ben bunları konuşmak istemiyorum ama"
"Ama ben konuşmak istiyorum. Benimle neden kendin hakkında konuşmuyorsun?"
"Konuşmak istemiyorum dedim ama " biraz sert ses tonuyla
"Neden konuşmuyorsun? Tüm bunların benim yüzümden olduğunu biliyorum"
"Hayır . Senin suçun falan değil"
"Hayır benim suçum ve sen bana doğru dürüst acı çekmeme izin vermiyorsun"
"Kendini suçlamayı kes artık"
"Hiç buraya gelmemeliydim. Sen de peşimden gelmemeliydin" dediğinde gözünden yaşların damladığını göre biliyordum.
Yerimden kalktım ve yanına gittim. Yanına oturarak " merak etme her şey düzelicek"
Sağ elimin baş parmağıyla göz yaşlarını silerken " Üzülme. Her şey güzel olucak"
"Peki nasıl? "
"Allah yardımcı olucak. Merak etme. Gel dışarı çıkalım. Biraz hava alırsın" Cevap vermeyen Esra "ben biraz uyucam" dedi ve yanımdan kalkarak yatak odasına gitdi.Elimi kafama götürerek oyalanmaya başladım ve mutfağa gitdim. Kendime koyu kahve hazırladıkdan sonra kahve dolu fincanımı da alarak pencere kenarına gitdim ve dışarıyı seyrederek kahvemden yudumlayarak düşünmeye başladım.
"Bunları hemen hall etmeliyim"Sabah oldu. Odamda hala uyurken bir ses beni uyandırdı.
"Hadi kalk kalk kalk hadi"
"Noluyo yaa?" Gözlerimi açar-açmaz karşımda Esranın pis pis sırıtarak güldüğünü gördüm.
"Napıyorsun? " dediğimde arkasında gizlediyi su dolu kabı suyla birlikte üzerime fırlatdı.
"Aaaaa hiç değilse kabı atmazdın. Beni öldürmek mi istiyorsun?"
Karşımda biraz moralce düşmüş olan Esra üzüntüsünü belli ederek konuşmaya başladı.
"Kab elimden kaydı. Isteyerek olmadı özür dilerim"
"Neyse ki kab plastikdenmiş. Bu arada su çok soğuk"
"Tamam ya bir şaka yapalım dedik yine olmadı. Kahvaltı hazır gel hadi"
"Sen çık üzerimi değiştireyim , gelicem"
"Çabuk ol" diyerek kapıyı kapatarak çıktı.Kahvaltımı etdim ve Esrayı üniversiteye uğurladıkdan sonra boş boş oturmaya başladım. Beklediğim telefon hala gelmemişdi. Tedirgin olmadığım söylenemezdi ama bekliyordum işte. Ama daha beklemek istemiyordum.
Oturduğum yerden kalkarak üzerime hafif bir şeyler aldım ve dışarı çıkmak için kapıyı açar -açmaz telefon beni deli eden ziliyle çalmaya başladı. Telefonu yeni aldığım için hala değiştirmemişdim. Hemen bu işi halletmeliydim.
Telefonu elime aldığımda garip bir numarayla karşı-karşıya kaldım. Galiba beklediğim telefon buydu , o yüzden uzatmadan açdım.
"Durukan Hacıoğluyla mı görüşüyorum?"
"Evet"
"Bem Miami üniversitesi rektör yardımcısı Frank LaBeouf"
"Dinliyorum"
"Bugün öğle 12:00 da sizi odama bekliyorum"
"Ne için?" Ne için olduğunu biliyordum ama yine de sordum işte.
"Üniversiteden kovulmanız kurul tarafından tekrar değerlendirilicek" bu adamın görgüsüz olduğunu duymuşdum ama bu kadarını beklemiyordum.
"Tamam. Orda olucam" dedikden sonra telefonun kapandığını anladım ve bende kapatdım. Kapıyı açdığım gibi kapatarak kanepeye atladım ve mutlu haberi Esraya vermek için mesaj atdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONUN İÇİN (PSIKOPAT #1)
Teen FictionBirini göremeden güne başlayamazsınız ya, işte benimkisi de öyleydi. Onunla tanışdığımdan sonra onsuz bir günüm geçmez oldu. Bir günse her şey avuclarımdan kaydı gitdi.İşte o an... Her şey yeniden başladı. Sonsuz bir aşk Sonsuz bir intikam Sonsuz...