gxg// 1

13K 541 132
                                    

"O güzel kıçını yataktan kaldırmaya ne dersin? Hadi ama! Bugün doğum günün Sky!"

Başımı gömdüğüm yastıktan kaldırıp Calum'a baktım. Beni sinirli gösteren o bakışımla.

"O bakış bana sökmez güzelim. Hemen kalkıyorsun, giyiniyorsun ve gidiyoruz. Doğum günün için ne kadar para harcadım, biliyor musun?"

Uzandığım yerden doğrulup bağdaş kurdum ve tam Calum'un karşısına oturdum. Tanrım benden ne istiyor ki? Sevgilimden yeni ayrıldım ve onlar gülüp oynamamı istiyorlar. Ahh tabi, birde doğum günü saçmalığı...

"Para senin için sorun olmamalı. Koca 'Hood Holding'inin sahibinin oğlusun sonuçta." dediğim şeylerin saçmalığı kafama dank edince kendime geldim. "Beni ne biçim konuşturuyorsun öyle!? Ben mi dedim benim için doğum günü partisi hazırla!. Yapmasaydın...herneyse. GELMİYORUM." ellerini yukarı kaldırarak yataktan kalktı. Pür dikkat onu izlemeye başladım. Ağzından dökülen kelimelerle giyinmeye başlamıştım bile.

"O çok beğendiğin elbiseyi, giyinmek istemiyorsun sanırım?"

***

Bir insanın doğum günü bu kadar mı sıkıcı olur? Herkes kendi halinde dolanıyordu. Hadi ama! Doğum günü kızı benim.

"Doğum günün kutlu olsun Skylar. " Ashton yanıma gelince ister istemez gerildim. Evet, evet Ashton benim eski sevgilim.

"Teşekkürler." Dedim zoraki gülümseyerek.

"Bak Skylar-" yine aynı tantanaya başlayacağını bildiğim için sözünü kestim.

"Ashton biz...bittik, tamam mı? Lütfen beni artık rahatsız etme. Sen kendi doğrunu bulmuşsun. Bana engel olma, yalvarıyorum." Ashton asılan suratını öne eğdi ve derince ofladı. Yüzünü bana çevirince gözlerinin parladığını gördüm. Bir şey söylemek istiyordu ama söyleyemiyordu. Bunu anlıyordum. Bu yüzden uzatmadı ve yanımdan ayrıldı.

Onun gidişini izlerken oturduğum bar sandalyesi dönmeye başladı. Beni döndürenin Calum olduğunu gördüğümde rahatladım.

"Güzelim saat 1'i geçiyor. Sanırım parti sona erdi. Gitmeliyiz." Başımla onu onayladım ve ayağı kalktım. Çıkışa doğru yürürken duraksadım ve Calum'a döndüm.

"Dur! Hediyelerim!!" Calum gülmeye başlayınca ona eşlik ettim. Ve beni kolumdan tutup sürüklemeye başladı.

"Onlar arabada. Yani limuzin mi demeliyim?"

"Sersem!."diyerek kafasına vurdum. Bardan çıktığımız gibi Calum'un arabasına yöneldik. Ön koltuğa oturdum ve kemerimi bağladım.

"Nereye gidiyoruz? "dedim heyecanla.

"Sen eve, ben Michael'ın yanına."hayal kırıklığı tüm yüzümü kaplarken, Calum'u üzgünce süzmeye başladım.

"Bende seninle gelmek istiyorum. Lütfen."

"Olmaz güzelim. Oralar sana göre yerler değil. " kaşlarımı çattım ve hafif sesimi yükselttim.
"Nasıl yerlermiş oralar?"

"Tatlım, gaybar'a gidiyorum. Sen heterosun ve öyle yerler sana tuhaf ve iğrenç gelir." İyice sinirlenmeye başlamıştım. Tamam lezbiyen yada herhangi bir LGBT üyesi değildim ama sonsuz saygım ve sevgim vardı. Öyle olmasa Calum'la arkadaş olmazdım. Sonuçta o bir gaydi.

"İğrenseydim, seninle takılmazdım. O yüzden geliyorum. Çünkü ben insanları ne olduklarıyla yargılayan bir kaltak değilim. Anladın mı?" Calum'un yüzüne bir gülümseme yayıldı ve arabayı çalıştırdı.

"İşte benim kızım." diyerek sürmeye başladı.

Colors ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin