gxg// 8

6.8K 366 96
                                    

"Fırtına büyüyor. Gitmek zorunda mısınız?" Bahçemize bakan büyük camdan yağmuru izlerken, davet için hazırlanan annem ve babama sordum. Yağmur, bugünü esir almıştı adeta. Gitgide büyüyor, daha ürkünç bir hal alıyordu. Annem aynada gömleğini düzeltirken bana baktı.

"Aah, önemli olmasa inan ki hiç gidesim yok Sky. Ama biliyorsun, davet verenler bizim iş dostumuz ve aralarında bizi de görmek istemişler. Yani bi bakıma mecburuz."yanıma gelip yanağımı öperken konuştu. Babam merdivenlerden indiği gibi bana gülümsedi ve kapıya ilerledi. Babam 'hadi' diyerek bağırınca annem çantasını alıp kapıya koştu. Arkasından kıkırdadım. Kapının kapanma sesiyle birlikte, nefesimi dışarı verdim. Anlaşılan bu gece çok sıkılacaktım.

Televizyonu açarak karşısındaki koltuğa oturdum. Kanallarda gezerken, Teen Wolf'un çıktığını gördüm ve o kanalda durdum. Odanın içindeki tüm ışıklar beni rahatsız edince, ayağa kalkıp hepsini kapattım. 'İşte budur' dedim içimden geri koltuğa oturduğumda. Koltuğun üzerinde duran ayıcığımı kucağıma alarak televizyona kitlendim.

Evet, şimdi başlıyoruz.

Gözlerimi televizyona dikerken bir yandan da kucağımdaki ayıyı sıkıyordum. Teen Wolf izlerken çoğunlukla korkardım zaten.

Ya da Dylan Obrien'i gözlerimle yerdim.

Kendimi o kadar kaptırmışım ki, zilin sesini duyunca minik bi çığlık attım. Aceleyle kalkıp ışıkları açtım. Kapıya ulaşıp mercekten baktığımda, bunun Becky olduğunu görmüştüm. Nefesimi dışarı verip kapıyı açtım.

"Ahh, sen miydin?" bana anlamayarak bakıyordu.

"Birini mi bekliyordun?"

"Hayır, içeri gel lütfen." Dedim kapının önünden çekilirken. O içeri girince yağan yağmura bakıp bende eve girdim. Arkamı döndüğüm gibi Becky kollarını boynuma sarmıştı bile. Ne yapacağımı bilemedim ve beline sarıldım.

"Sen iyi misin?"

"Hayır, hayır korkuyorum." Dedi kısık sesle. Neden korktuğunu anlamamıştım. Ve inanın, sormaya da korkuyordum.

Ama yinede sordum.

"Neden? Bir sorun mu var?" dedim ve sözümü bitirdiğim gibi şimşek çaktı. Aynı zamanda ise Becky çığlık atmıştı. Sarılışını sıkılaştırırken onun şimşekten korktuğunu anlamıştım. Eh, o kadar da salak değilim.

"Tamam tatlım, korkma. Ben yanındayım. Lütfen korkma." saçını okşayarak sakinleşmesini sağlamaya çalıştım. Annem bana böyle yaptığında, hemen yelkenlerimi suya indiriyorum. Belki onda da işe yarardı.

Becky'den ayrıldım ve yukarı yönlendirdim. Uyursa unutur, rahatlayabilirdi. Zaten gece yarısını geçiyordu ve benimde uyumam gerekiyordu. Odama girdik.

"Bu saatte neden evde değildin ki?" dedim onu yatağın üzerine oturturken.

"Evdeydim ve korktum tek başıma. Yanına gelmek daha iyi olabilir diye düşündüm."

"Ailen?"

"Onlarla yaşamıyorum. Tekim."

"Pekala..." dudağımı ısırarak halıyı incelemeye başladım. Ona bakmaya çekiniyordum ve bu bana utanç veriyordu.

"Seninkiler nerede?"

"Davet vardı. İş arkadaşlarıyla. Oradalar."

"Pekala." ayakta ileri-geri sallanıyordum. Tanrım çok salağım. Hemen bu durumdan kurtulmam gerek! Aşağıdan ev telefonunun sesi geldiğinde bir hızla aşağı indim. Evet! İşte istediğim kurtuluş buydu.

"Alo?"

"Skylar?"

"Efendim anne?"

"Tatlım fırtına büyüdü ve biz yolda kaldık. Büyük bi ihtimal gelemeyeceğiz. Baban ileride bi otelin olduğunu söylüyor. Orada kalırız bu gece. Tüm camları, kapıları kontrol et ve uyu sende. Seni seviyorum, hoşça kal."

"Ann-" demeye kalmadan yüzüme kapanmıştı bile. Telefonu yerine bırakıp geri odama çıktım. Becky'nin yanına.

Odama girdiğimde onu iç çamaşırlarıyla görmeyi beklemiyordum! Hemde hiç!

"Be-becky?" dolabımın içinden bir pijama takımı alıp bana döndü.

Kısık sesle konuştum. "Bende burada kal diyecektim ama...ohh vaaov! Aklımı okumuş gibisin." kıkırdadı ve elindeki pijamalarımı üzerine geçirdi.

Keşke şort ve askılı olan bu pijamaları atsaydım. Çünkü, lanet olsun çok seksiydi!

"Bardaki gibi..." mırıldanmaya başladığını duyduğumda dikkatimi yüzüne verdim.

Aa-oo!

"Ne dedin duymadım?"

"Dedim ki..." yanıma yaklaştığında nefes almayı bırakmıştım bile. O konuşmaya devam ettiğinde, şimdi biraz anlamaya başlamıştım. "Bardaki gibi beni gözlerinle becerdin. Bu bana sorun olmaz. Ama senin için aynı şeyi söyleyemem." dediğinde elini tişörtümden içeri sokmuştu. Yanan vücudum soğuk eliyle titremişti. Tanrım, berbat haldeyim!

Bedenimi geri çekerken ne demem gerektiğini düşünüyordum. Boğazımı temizleyip konuşmaya çalıştım.

"Şe-şey yağmur...yağmur yağıyor ama şey...şimşek durdu. Uykun vardır bence. Uyu istersen ha?" ne dediğimi ben bile anlamazken onun anlamasını beklemezdim zaten. Ama o kıkırdayıp benden uzaklaştı. Gözlerimi açarak nefesimi dışarı verdim. Yatağıma ilerleyişini gördüm. Yatağıma girişini...

"Aslında yatağın büyük. Birlikte uyuyabiliriz ha, ne dersin?"

"Şey ta-tamam." Dedim ve yanına, yatağa girdim. Yatağın en uç kısmına doğru kaydım ve yastığa sarıldım. Kollarını belime dolayarak kendine çekmeseydi, belki iki dakika öncesini hatırlayabilirdim. Ama o çoktan başını boynuma gömmüştü. Uyumayı dileyerek gözlerimi sıkıca yumdum.

••°°••

Kulağıma dolan ağlama sesleriyle birlikte şimşek çakmıştı. Uykulu gözlerimle sola döndüm. Ahh Becky... Sanırım ciddi anlamda çok korkuyordu.

Yatakta ona doğru dönüp yüzüne baktım.

"Becky?" bana ses vermeyerek hıçkırmaya devam etti. Nefesimi dışarı sesli bir şekilde üfleyip geri yattım. Bu sefer onu göğsüme çektim. Saçlarını okşarken, kollarını karnım üzerinden bana sarmıştı. Çok huzurlu dedim içimden. Çok huzurlu ve bir o kadar da rahatsız edici.

Ve o gece boyunca hiç uyumadım. O, her şimşek çaktığında daha çok sarıyordu beni. Ben ise güzel sözler fısıldayıp iyi hissetmesini sağlamaya çalışıyordum.

İlk kez rahatsız ama huzurlu bir gece geçirdim.

Colors ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin