İnsanlara Kişiliğinle Etki Etmenin Yolları

Bölüm 1: Aldırma

Merhaba okuyucularım. Doğruyu söylemek gerekirse yarım saat size nasıl hitap edeceğimi düşündüm ve hiç bir şey bulamadım. Sonuçta bu sizinle ilk buluşmam. En iyisi buna sizler karar verin. Yorumlara aklınıza gelen her şeyi yazabilirsiniz. Hepsine cevap vereceğime emin olun.

Öncelikle şunu belirtmek istiyorum ki bu kitabı kişiliğinizi değiştirmeniz için değil aksine insanlara karşı kendi özgün kişiliğinizi sunabilmeniz ve hayatın klişelerinden sıyrılabilmeniz için yazıyorum.

Bu kitaba başlamadan önce çok düşündüm. Ben uzun zamandır kendini beğenmişin teki olan insanları gözlemliyorum. Özellikle bazı şımarık erkek çocukları sırf eğlence olsun diye kız arkadaşlara yok efendim sen çok çirkinsin, neymiş biraz bakım yapman gerekiyor diyip duruyorlar ve daha neler neler...

Benzer bir olay benim başıma da geldi hatta.

Beden dersinde tek başıma boş boş dolaşıyor ken arkadaşımın biri yanıma geldi. Sohbet etmeye başladık. Sonra durduk yere bana "Sen kız mısın erkek misin? Anlayamadım da " dedi. İşte böyle bir zihniyete sahip ergenin teki.

O an her ne kadar kalbim kırılsada altta kalmamak için alaycı bir sesle "Ben eşcinselim tatlım ya ama kimseye söyleme olur mu?" dedim. Ve o susup kalırken yanından uzaklaştım.

Sonra düşündüm. Uzun süredir watpad kullanıyorum. Ve kızlara güzellik tavsiyeleri veren tüm o kitaplardan haberdarım. Kızların kendini güzelleştirme arzusunun altında hep bu tür olaylar yatıyor bunun farkındayım. Kimse kusursuz olmak zorunda değildir. Süslenmeye verdiğimiz zamanı bizi süslenmeye iten insanların ağzının payını vererek geçirmek belki de yararımıza olur.

İşte ben bu kitabı bu yüzden yazıyorum. Bu tür sorunlar yaşayan kişiler, tüm kardeşlerim, size destek olmak ve insanlara kendimizi olduğumuz gibi kabul ettirebileceğimizi öğretmek için buradayım. Ben bu kitapta bir aile olabilmeyi umuyorum.

Öyleyse konumuza dönelim. İzin vermeyin arkadaş! Hiçbir erkeğin size çirkin demesine izin vermeyin. Biz kadınlar ergenlik döneminden itibaren ağda acısı çekiyoruz. Saçımıza, kaşımıza, tırnağımıza, cildimize ayrı bakım yapıyoruz. Makyajsız dışarı çıkamıyoruz. Cildiyecilerle, diyetisyenlerle kanka oluyoruz. Daha onlar mı bizi beğenmiyor?

Pardon da bizim bunca zahmetimize karşılık onlar ne yapıyor? Hemen söyleyeyim. SAÇLARINA JÖLE SÜRÜYORLAR! Aman Allahım ne büyük beceri.
Hayır onlarında en azından spor salonuna gidip kas yapmaları lazım. Bir deri bir kemik ya da et yığını halinde karşına çıkıp seni eleştirenleri aldırma. Onların bizi değil bizim onları beğenmememiz lazım. Yüzüne tükür geç hiç umursama.

Hem zaten senin onları takmıyor olman onlar için en acımasız ceza bunu unutma. Her halükarda bir gün mutlaka seni tüm benliğinle sevecek biri çıkacak karşına. O zamana kadar hayatının güzelim dönemlerini kendini seni hakketmeyen aptallara beğendirmeye çalışarak harap etme. Şunun farkına var. Senden sadece bir tane var. Buda seni özel yapan en büyük şey.

Senin hayatının baş kahramanı sensin. Diğerleri sadece figüran. Seni küçük gören o zavallılar hayatında onlara birer rol verdiğin için dua etsinler sana. Hem bazen seni özel yapan durum, seni özel yapan hiçbir şeyinin olmamasıdır.

Uzun lafın kısası seninle başrolü paylaşacak beyaz atlı prens gelene dek hiç kimseyi takma. İnan bana üzülmeye değmez. Kötü söz sahibinindir.

Evet arkadaşlar umarım yazdığım bu kısa bölüm sizin moralinizi yükseltmeyi başarmıştır. Bu henüz başlangıç. Daha konuşulacak çok şey var. Siz beni, ben sizi tanıyacağım. Sonraki bölümler daha uzun sürecek. Lütfen yapın Yazdığım her bir cümleyi "Acaba ne yorum yapacaklar?" diyerek geçirdim. Sonraki bölümlerde görüşmek üzere canlarım.