Kendime gelmeye başladığımda yoğun ışık gözlerimi kamaştırdı. Nerede olduğumu idrak edememiştim. Başım zonkluyordu, yerimden kalkmaya çalıştım ama başaramadım. O yüzden şöyle bir etrafa bakınıp nerede olduğumu anlamaya çalıştım. Acil servisteydim. Etrafta bir sürü hemşire ve doktor vardı.
"Demek uyandın, merak etme bir şeyin yok. Arkadaşının da durumu iyi, ona şu an pansuman yapılıyor. İyi kurtulmuşsunuz, geçmiş olsun. Ben yakınlarınıza haber vereyim." deyip hemşire odadan çıktı. Ardından odaya Claire geldi.
"İyi misin Alan?"
"Evet, sadece başım ağrıyor. Bana ne oldu?"
"Gücünü ilk defa kullandığın için vücudun zayıf düştü ve bayıldın. Dan'de iyi durumda, yarası derin değilmiş."
"Onu görmek istiyorum." Kalkmaya çalışırken başıma tekrardan ağrı saplandı.
Claire "Yavaş Ol!" deyip beni tek parmağıyla tekrar yerime itti. "Bedenin hala güçsüz durumda, kendini daha fazla zorlama. Hem doktorlarında onu bu haldeyken görmene izin vereceklerini sanmıyorum."
Gerçekten beni tek parmağıyla mı geriye itti, o kadar mı güçsüz durumdayım?
Sadece Claire'in duyabileceği bir ses tonuyla "Ona olanları açıklamalıyım zaten bunu saklamam bile bir hataydı."
Kendime kızıyordum, en iyi arkadaşıma başıma gelenleri anlatmalıydım. Belki haberi olsa bunlar başımıza gelmezdi ve bu kadar dikkatsiz olmazdık.
"Hayır, anlatamazdın çünkü bu onun başını daha da derde sokardın."
"En son kendinizi haklı çıkarmaya çalıştığınızda neredeyse Dan ölüyordu. Şu an içeri de kim bilir ne halde ve ben onu göremiyorum." diyerek gözlerimi devirdim. O sırada yanımıza John geldi, onun gelmesiyle Claire "Ben dışarı çıkıyorum, daha fazla kalabalık olmasın, hemşirelerden laf yemeğe niyetim yok." dedikten sonra yanımızdan uzaklaştı.
"Nasılsın Alan?"
"Gördüğün gibi."
"Daniel'ın yanından geldim. Ailesine bir olay uydurmak zorunda kaldım."
"Nasıl bir uydurma?"
"Yani biraz değiştirdim. Onlara sizi birkaç tinercinin sıkıştırdığını, paralarınızı istediğini ve siz de direnince üzerinize saldırıp Daniel'ı yaraladıklarını ve sonrada kaçtıklarını anlattım."
"Evet, gerçekten de iyi uydurmuşsun." Bunu imalı bir şekilde söylemiştim.
"Merak etme her şey düzelecek."
"Ben bundan pek emin değilim."
"Bana kızgın olduğunu biliyorum ve seni olabilecekler hakkında uyarmalıydım. Bazı şeyleri bilmezsen senin için iyi olacağını düşündüm."
"Pekte iyi olmadığı ortada." Derin bir nefes aldım ve sustum. Aramızda abuk bir sessizlik oldu. Bu sessizliği bozmak için aklıma gelen ilk soruyu sordum. "Dracula neden ona iblis dememe sinirlendi, onun diğerlerinden farkı ne?"
"Gücü diğerlerinden farklı çünkü o bir Abaddon Müriti."
"Abaddon ne?"
"İbranice de şeytan demek. Hepsi rütbe rütbe. Tek rütbesizler iblisler, onlarında nasıl ortaya çıktığını biliyorsun. Belli ki Dracula'nın amacı yükselip Baş Abaddon Müriti olmak. Yani şu an onun aranan en popülerler listesindesin ve bu demek oluyor ki daha beterleri de gelecek. Tam zamanında beni çağırdın yoksa her şey için geç olabilirdi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Element Varisleri (Tamamlandı)
FantasyNormal bir hayatım vardı ya da ben öyle zannediyordum... Hayatım birden istemediğim ve en ufak bir biçimde bile hayal edemeyeceğim şekilde değişti... Evet Yıldırımın Varisi bendim ve bu fazlasıyla stresli bir durumdu. Üstelik dört element daha var...