Bölüm 26 - Final

3K 186 20
                                    

Babamı kurtarabildiğim için mutluydum, rahatlamıştım. Babam eskisi davranıyordu çünkü içindeki iblis gitmişti ancak birazda olsa etkilerini hissedecekti. Hançer babamı yaralamamıştı, bunun sebebi babamın bedeni iblis olmasına rağmen gerçek ruhunu kaybetmemesiydi. Eğer iblis bedeni tamamen ele geçirmiş olursa hançer kişiyi öldürüyormuş.

John, Ellie ve Claire onlara saldırmamın benim suçum olmadığını söylüyorlardı ancak ben kendimi affedemiyordum. Onlara zarar vermeye çalıştım, öyle davranmamın sebebi hançerin üzerimdeki etkisiydi. Bazen bu etkinin geri geldiğini hissediyor, hemen her şeye sinirlenip öfkeleniyordum. Bu etkinin kolay kolay geçmeyeceğini biliyordum. Belki de hançeri gerçekten ben kullanmamalıydım. Diğerlerine tekrardan saldırmaktan korkuyordum. John, ilk tanıştığımızda bana gücümün iyi ve kötü arasında yeri belli olmadığını söylemişti. O olaydan sonra ne demek istediğini anlamıştım. İçimdeki gücün iyi mi kötü mü olacağı bana kalmıştı. İyi tarafta kalması için elimden geleni yapacaktım.

Dracula, babama olanları öğrendikten sonra ortalıktan kaybolmuştu; kaçmış olmalıydı. Babam onun kötü bir planı olduğunu söyledi ve bu planı ona bile söylememişti. Tekrar karşımıza çıkacağından emindim. Dracula'nın içindeki iblisin hançerle yok olacağını düşünmüyordum, o babamdan çok önce iblis olmuştu. Dracula bizden hançeri almaya çalışacaktı ve benimle uğraşmaya devam edecekti.

John beni onlara çağırmıştı, gitmek istememiştim çünkü onlara bir daha saldırma olasılığım vardı ve bundan çok korkuyordum. Claire ile aramızda olanlar da basit bir şey değildi. Onu öpmüştüm ve bu ikimizde de bir şeylere sebep olmuştu. Chris'in söylediği gibi aramızda bir çekim vardı ancak biz buna engel oluyorduk, olmalıydık da.

John'un evine doğru çıkmış yürüyordum. Beni gelip alacaklarını söylediklerinde kabul etmeyip biraz tek başıma düşünmem gerektiğini söyledim. Dan ve Emma'ya olanları anlatmıştım ancak onları artık bu olaylardan uzak tutmak istediğimi söyledim. Bunu kabul etmeseler de onlara da zarar vermekten korkuyordum.

Ben düşüncelere dalmış yolda ilerlerken karşıdan beni izleyen kişiyi geçte olsa fark ettim. "Dracula!"

"Merhaba Alan."

"Senin burada ne işin var?"

Parmağıyla beni gösterip "Benim işim sensin Yıldırım." dedikten sonra konuşmaya devam etti. "Hançerle babanı kurtardığını biliyorum ve ayrıca içindeki kötülüğün ortaya çıktığını da biliyorum."

Bu söylediğine hemen karşı çıkarak "İçimde kötülük falan yok Dracula, ben her zaman iyilik için savaşacağım." dedim.

"Bunu göreceğiz Alan, hançer içindeki kötülüğü çıkararak beni bir dertten kurtarıp bana yardımcı olmuş oldu."

"Kendini kandırıyorsun!"

"Kendini kandıran sensin Alan! İçindeki kötülüğün, kara yıldırımın neler yaptığını gördün. Arkadaşlarına zarar verip vermeyeceğin konuşunda endişelerin hep olacak, bu duygu sana hep işkence edecek."

Söylediklerinde haklılık payı vardı ama ben ona daha fazla cevap vermeyecektim.

"Sessizliğimi seçiyorsun? Bu sessizliğin fazla sürmeyecek...ve benimki de sürmeyecek. Tekrar karşılaştığımızda her şey çok farklı olacak ve sende bana katılacaksın." Son kelimeleri bastırarak söyledi. "İstesen de istemesen de Alan West."

Beni sinirlendirmeye çalışıyordu ve başarıyordu da! Yıldırımı hazırlayıp gücü ona gönderdim, bulunduğu yerden aniden duman çıkmaya başladı ve bulunduğum yere kadar yayıldı. Ona vurup vurmadığımı anlayamıyordum, görüşüm kısıtlanmıştı.

"Tekrar görüşmek üzere Yıldırımın Varisi."

Sesinin geldiği yöne doğru adım atıp tekrar yıldırım gönderdim, dumanın azalmasıyla önümü tekrar görmeye başladım. Dracula ortadan kaybolmuştu! Demek saldırılarım boşa gitmişti.

Aklımı karıştırıp gitti ve bu daha da rahatsız olacağımı gösteriyordu. Önümüzdeki sefer ona karşı ben de hazırlıklı olacaktım, önümüzdeki sefer karşısına gerçekten güçlenmiş bir şekilde çıkacaktım.

Element Varisleri (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin