Bölüm 5

3.6K 265 19
                                    

Yaşadığım olaylardan ve gerçekleri öğrenmemden yana sadece üç gün geçmişti. Hala üzerimdeki sersemliği atamamıştım. Bir ara Dan ile sinemaya gittik, filmden bile pek bir şey anlamadım. Çünkü hiçbir şeye düzgünce odaklanamıyordum. Sürekli etrafa bakınıyordum, biri beni takip ediyor mu diye gözlüyorum. Dan ise sürekli neden etrafa endişeli bakışlar atıp durduğu mu soruyor ve ondan bir şeyler sakladığımdan şüpheleniyordu. Ben ise her seferinde geçiştiriyor, bir şey olmadığını, öylesine bakındığı mı söylüyordum ama evimde bile huzursuzdum. Bütün bunların yanı sıra babamla da konuşmuyordum, yüzüne bile bakmıyordum. Annem ise bir şey olmamış gibi davranmaya çalışıyordu ama onunda bu duruma üzüldüğü fazlasıyla belli oluyordu.

Artık doğru düzgün yemek bile yiyemiyordum. Bu hiç iyi bir şey değildi, hastalanıp yataklara düşmek istemiyorum ve kendimi toparlamam gerektiğini düşündüğümden tekrar spora başlamaya karar verdim. Belki o beni biraz kendime getirebilirdi.

Bugün notların açıklanacağı gün ve ben aşırı stresliyim. Babam birazdan yine tepeme çöreklenir. Stresten ne yapacağımı şaşırdım, evde mi otursam? Acaba Dan ile mi buluşmalıyım? Ben bile ne yapacağımı bilmiyorum.

Babam ve annemin odaya girmesiyle düşüncelerimden sıyrıldım.

"Bugün büyük gün evlat, sonuçlar açıklandı mı?"

"Bilmiyorum daha bakmadım."

"O zaman hala neyi bekliyorsun? Aç şu bilgisayarı da bakalım bu dönem neler yapmışsın." Babamın imalı laflarını fark etmemek elde değil. Bıkkınlıkla kalkıp bilgisayarı açtım ve not sistemine girdim. Babamın rahatsız edici elleri omuzlarımı sıkıyordu. Notlarım karşıma gelince hızlıca göz gezdirdim. Evettt! Bütün derslerden geçmiştim, rahatlayıp bir ohh çektim.

Babam kulağıma doğru eğilip "Aferin evlat, senden bunu bekliyordum." deyip, odadan çıktı. Ayağa kalkıp anneme sarıldım.

"Aferin oğlum senden şüphem yoktu." Gözleri doldu ve ağlamaya başladı. Olamaz. Ben duygusal bir adamım biri karşımda ağlarsa bende ağlamaya başlayabilirdim.

"Anne ağlama lütfen. Hem ne için ağlıyorsun ki?"

"Sen ve baban için ağlıyorum. Neden böyle oldunuz anlamadım. Sen küçükken baban sana çok bağlıydı. Şimdi ne oldu?

"Onu babama sormalısın anne, bunu yapan o! Bana sanki düşmanıymış gibi davranıyor, ceza verebilmek için bahane arıyor."

"Düzelecektir. Seni çok fazla önemsiyor. O yüzden iyi olmanı istiyor." Beni yanağımdan öpüp odamdan çıktı. Bu olaydan kurtulduğuma göre artık kendimi dışarı atabilirdim. Aşağı kata inip ayakkabılarımı giydim "Ben dışarı çıkıyorum, ben geç gelirim merak etmeyin." Deyip evden çıktım. Güneş batmak üzereydi, hızlı adımlarla bir yandan yürüyor bir yandan da arkamı kolluyordum. Artık yolda rahat yürüyemeyecek miydim, hep böyle stresli mi olacaktım? Bir anda yanımdan geçen taksiyi durdurdum ve bindim. Kafam o kadar gidikti ki tarif ettiğim yolun bile farkında değildim. Taksici geldik diyene kadar trans halinde yolcuğumu sürdürdüm. Taksiciye ücretini verirken bir yandan da nereye geldiğimi anlamaya çalışıyordum. Taksiden inip evle karşı karşıya gelince olduğum yerde çakılı kaldım. Kapının önüne tereddütle ilerledim, acaba ben buraya nasıl gelmiştim? Hiç farkında değildim. Acaba geri mi dönmeliydim? On saniyelik deli cesaretiyle "Çal gitsin." diyerek zile bastım ve bekledim. Kapıyı John açtı, beni gördüğüne şaşırmıştı.

"Merhaba John."

"Seni görmeyi beklemiyordum. Bir sorun yoktur umarım?"

"Hayır. Sadece sizi görmeye geldim diyelim." Bana kaşlarını kaldırarak baktı ve kapıyı iyice açıp beni içeri buyur etti.

Element Varisleri (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin