Emma'nın beni öpmesi bana hala bir hayal gibi geliyordu. Bir yandan çok mutluydum, bir yanda da yaşadıklarımı düşününce bu mutluluğumun fazla sürmeyeceğini biliyordum. Emma'yı eve bıraktıktan sonra eve geçtim. Anneme selam verip hemen odama çıktım. Akşam yemeğine kadar odamdan çıkmamaya özen gösterdim. Zaten akşam yemeğinde iblis olan babamla aynı masada oturmak çok garipti o yüzden evin içinde de karşılaşmamaya özen gösteriyordum. Yemeğe indiğimde gözleri sürekli üzerimdeydi, bunu hissedebiliyordum.
"Nasılsın evlat?"
İçimden sana ne diyesim geldi ama ben istifimi bozmadan "İyiyim." Diye cevap verdim.
"Arkadaşların nasıl?"
"Gayet iyiler. İlgin ve alakan için teşekkür ederim."
"Onları pek gözüm tutmadı."
"Bence sen biraz takıldığın çevreye dikkat et." Dememle, babam ayaklanmaya yeltenirken annemin "Yemekte yapmayın bari." Demesi bir oldu.
Annemin lafıyla babam geri oturdu. Bana öldürecek gibi bakıyordu. Yemeğin geri kalanında sessiz ve hızlıca yemeğimi bitirip tabağımı bulaşık makinesine yerleştirip tekrar odama çıktım. Şu an için tehlikede olmadığımı düşünüyordum ama bu tehlikenin boyutunu aza indirmiyordu.
Ertesi gün ilk işim Dan'i aramak oldu. John hakkında konuştuk ve onu dinlediği için ona kırılmıştım. Aramızda artık hiçbir şeyin gizli kalmaması beni rahatlatmıştı. Artık Dan ile aramıza üçüncü bir şahısın girmesi mümkün olmayacaktı. Telefonda ayrıca ona Emma ile olanları anlattım. Bir ara küçük dilini yuttuğunu sandım çünkü çok uzun süre sessiz kaldı ve bir kaç defa adını seslenmek zorunda kaldım.
"Dostum senin adına sevindim. Sonunda söyleyebildin diyemiyorum çünkü ilk adımı o atmış."
"Ne fark eder kimin ilk adım attığı?"
"Emma kesin onunla her konuştuğunda kekelemeye başlamandan ve kızarmandan anlıyordu ondan hoşlandığını."
"Bunu o da söyledi."
"Bak biliyordum işte."
Güldüm. "Bilmediğin bir şey var mı?"
"Düşüneyim...mmm... galiba yok." O da güldü.
"Kapatıyorum Dan, Emma ile Puzzlewood'a güçlerimi çalışmaya gideceğiz, sen de işin bitince bize katıl."
"Tamam, orada görüşürüz." deyip telefonu kapattı.
Telefonu kapatır kapatmaz telefonum çalmaya başladı, arayan John'du. O günden beri aramalarına cevap vermiyordum. Onun aramalarını açmadığım için başka numaralardan arıyordu ancak onlara da cevap vermiyordum. John'un diğerlerine arattığına emindim. Ona hala kızgındım ve düşünmeye ihtiyacım vardı.
Puzzlewood'a vardıktan bir kaç dakika sonra Emma da geldi. Arabasından iner inmez gelip bana sarıldı ve beni yanağımdan öptü.
"Nasılsın Alan. Evde durumlar nasıl?"
"Annemin evde oluşundan dolayı her zaman ki gibiydi ama hala tehlikedeyim."
"Bence evde kalmamalısın. Daniel'a gitsen."
"Dan'e sormadım ama bilemiyorum, sonra düşünürüm. Neyse boşver bunları hadi başlayalım. Bugün gücü iki elinde kullanmaya çalışacam."
Evet anlamında başını salladı ve bir kaç adım gerileyip yakındaki bir ağaca yaslandı. Gözlerimi kapattım. Gücü ilk sağ elimde kolayca topladım. Diğer elime odaklamaya çalıştım ancak olmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Element Varisleri (Tamamlandı)
FantezieNormal bir hayatım vardı ya da ben öyle zannediyordum... Hayatım birden istemediğim ve en ufak bir biçimde bile hayal edemeyeceğim şekilde değişti... Evet Yıldırımın Varisi bendim ve bu fazlasıyla stresli bir durumdu. Üstelik dört element daha var...