1.BÖLÜM

44 3 0
                                    

Küçük yaşımda pek önemsenmemiş, aniden yükselen yüksek ateşim, göğüs ağrılarım, öksürüklerim. Her gün bunlar içinde yaşadım ancak ailemin 'geçer' deyip savurması 18 yaşımda Alveoler proteinozis tesişi konulmuştu. Dünyada yalnız 5 kişide görülmüş bu hastalık bende de görülmüştü. Henüz bir tedavisi bulunamamıştı ancak arandığını bir çok profosyonel doktorlar söylüyordu.

Ben Seray Cevher 19 yaşımdayım ancak 18 yaşımda bu hastalığa yakalanmış, okul hayatına devam edemeyen hayatında bir çok zorlukla yaşayan bir kız çocuğu.
Hastaneye uğramalarım artmıştı simdi ise hastalığımın ne derecede zararlı olduğunu bekliyorum, annem, babam, kardeşim hepsi benim yüzümden yorgun ve bitkin düşmüşlerdi. Ailem yanımdaydı mutluyum ama kendim için çok mutlu sayılmam.

Kapının yavaşça açılmasıyla doktor elinde kâğıtlarla bana yaklaşıyordu, annem ve kardeşim bi umut bekler gibi doktorun gözlerine bakıyolardı bu beni birazdaha mutlu etmişti.

Doktorum "sonuçlar açıklandı" demesiyle bütün düşüncelerim yok oldu.
Annem doktor bi cevap beklercesine bakınca doktor hafif tebessüm ederek
" henüz bir tedavisi bulunamadı ama bu hastalık ölüme yol açan türden o yüzden hastanede kalacaksın ne kadar olduğu belli olmaz 1 sene 1 ay sonuç alana kadar burdasın evden kıyafet getirin ancak ailen senle kalamaz hafta sonları 1 saat görüşebilir telefonla konuşabilirsiniz şimdilik bu kadar" demesiyle annem ağlamaya başlamıştı gözümden bir yaş elime akıncı ağladığımı fark ettim.
Kardeşim anneme sarılmış sakinlestirmeye çalışıyordu. Gözlerim hafif hafif karararmayla başım dönüyor du birden yere yığılmam sonucu annemin çığlıkları son duyduğum şeydi.

Uyandığıda geceydi yanımdaki komidinden saate baktığımda 1'e geliyordu. Saatin yanindakı not gözüme çarptı, kagıtta ' Seray güzel kizım biz eve geçtik doktor fazla durmayın dediği için geldik yarin gene gelicez seni çok seviyoruz.
-Annen'
Kağıdı cekmeceye koyup ayağa kalkıp direk lavaboya girdim sanırım bayadır tuvaletimi yapmıyodum. Lavobada işimi halledip çıktım. Hastane 7 katlı bir özel hastaneydi ben en üst yani 7. Katta kalıyorum. Odanın kapısının yanında olan ışığı açan düğmeye bastım.
Odanın hoş bir görüntüsü vardı, gözlerim büyük odada gezerken koltuğun yanındaki valiz gözüme çarptı. Hemen koltuğun yanına gidip büyük valizi aldım.
Annem bırakmış gibiydi, yatağım cam kenarında olduğu için gardırop yandaki duvardaydı. Valizimi alıp gardıroba içine koydum yerleştirme işini yarına bırakıp yatağıma geçip kendimi uykuya teslim ettim.

Sabah kalktığımda koluma bağlı olan serum ve 1 adet gülen yüzle bakan kardeş bulmayı beklemiyodum. Derin uyandığımı fark edince hemen yanımda biiti. "Ablaların en süperi nasılsın iyimisin, iyi hissediyomusun, doktor çağır--"

 "Ablaların en süperi nasılsın iyimisin, iyi hissediyomusun, doktor çağır--"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-DERİN

Ne çok konustu be hemen ağzını elimle kapatıp, " Derin, az nefes al canım az nefes iyiyim ben doktora gerek yok" dediğim şeyle homurdansada gene kıkırdamaya başladı. Annem ve Doktor içeri girerken annemin yüzü üzgün gozüküyodu, bana bakınca zorda olsa gülebilmişti. " Seray kızım iyimisin bitanem " annemin sorduğu soruyla kafamı olumlu ablamda sallayıp, " biraz karnim aç sanki " deyip gülmeye başladım. Gülmemi kesen doktorun sesi" Seraycım bir kac test yapıp öyle yersin yemegini vede 1-2 ay burda kalcaksın eger gene bi sonuç olmassa yurt dışında unlü doktorların gözetiminde olmaksızın oraya gitmek zorundasın, geçmiş olsun" deyip odadan çıktı.

Akşama doğru bütün tahlillerim bitmişti, sonuçları 1 - 2 saate bitermiş. Annem iş yerine gitmişti, kardeşim Derin beni yalnız bırakmayıp benle kalmıştı. Babam ben hastalığıma yakalanmadan önce vurulmuştu, nedenini bilmiyorum ama merak ediyorum niye vurulduğunu büyük babam ve annem biliyoru her 'neden vuruldu diye sorduğumda kestirip atıyolardı. Bende üstelemeyip kesiyodum ama o nedeni bir gün öğrenicem.

Derin'in esprilerinden baygınlık geçircek durumdaydım, Allah'ım ne günahım vardı benim böyle mal kardeş veriyosun. Derin'e dönüp " senin esprilerinede sana başlıycam bi sus kardeşlerin en malı hem git doktora hemşireye tahliller açıklandımı diye sorsana sen" dediğim gibi homurdanaral kapıdan çıktı. Turuncumsu saçlarım yağlanmış vıcık vıcık bi şekil almışlardı hemen saçlarımı malca bi topuz yapıp yanımdaki gardroptan kıyafet çıkardım. Tam girecekken kapı açıldı doktor ve gene bir adet mal kardeş içeri girdi. " Seraycım otur şöyle konuşmamız lazım" doktora anlamsızca bakıp yatağıma oturdum. " tahlillerin açıklandı, fakat hastalığın gittikçe dozunu arttırıyor. Elimizden pek fazla bişey gelmediği için iki hafta sonra Amerika'ya gideceksin benim daha iyi uzman arkadaşlarım senin hastalığının tedavisini bulacaklar buna inanabilirsin" dediği şeyle affalladım hemen ayağa kalkıp lavobaya koştum. İçeri girip kapıyı kitleyip küvete soğuk suyu doldurdum.
Su yarısına ulaşınca üstğmdekileri bi çırpıda çıkarıp soğuk suya girdim.

Soğuktu fazla soğuk ama bedenim uyuşmuştu. Hastalığım bedenimi dahada uyuşturuyodu , tedavisi olmaması dahada uyuşturuyodu gözlerimden akan yaşlar şiddetlemişti hıçkırarak çığlık atarak ağlamaya başladım ne ara bu dutuma geldim farkında değildim.
Çığlıklarım dışarıya gidiyordu, bir süre sonra kapı yumruklanmaya başladı Derin' in 'ablaaa iyimisin aç kapıyı diye bağırışları' annem gelmişti sanırım oda bağırıyordu ' aç güzelim kapıyı' diye algılamıyodum donmak üzereydim çıkmak istiyordum sanki bişey beni geri çekiyordu. Kapının kırıldığını ve hemşire doktor , annem , kardeşim en son gördüğümdü.

-SERAYUyandığımda Derin karşımdaki koltukta uyuyakalmıştı gözlerim odada annemi aramıştı ama yoktu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-SERAY
Uyandığımda Derin karşımdaki koltukta uyuyakalmıştı gözlerim odada annemi aramıştı ama yoktu. Kolumdaki serum bitmişti ve aşırı derecede sysamıştım kolumdaki uyuşukluk yüzünden oynatamıyodum en iyisi Derin'i uyandırmaktı. " Derin, Derin , lan uyansana" hala uyanmamıştı en sonunda tiz bi çığlık atmıştım, mal korkudan yere düşmüştü ben kıkır kıkır gülerken kafama yastığı geçirmişti ' ahhh acıdı ama ' hemen mal kardeşime dönüp. " Derin serum bitti kolum uyuştu susadım şey etsene " deyince " hemşireyi çağır söksün kolun uyuştu vede sana su içireyim " kafını 'evet' anlamında sallayınca gene homurdanarak odadan çıktı.

HAYALET SEVGİLİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin