Sabah kapının sertçe çalınmasıyla uyandılar. İpek kalkıp kapıyı açmaya gidene kadar kapı pat diye açılmıştı. Kapının hızla açılmasıyla refleks olarak İpek şifonyerin üzerindeki vazoyu fırlattı. Odaya dalan kişiyi ve onun acı dolu çığlığını idrak eden Miran'la İpek şaşkınlıkla kalakaldı.
İpek "Ah, Narin çok özür dilerim."
Vazo Narin'in omzuna çarparak yere düşmüş, parçalanmıştı. Narin acıyla ağlıyordu.
İpek "Miran oda servisinden buz ister misin?"
Miran oda servisini arayarak buz istedi. İpek Narin'i vazo kırıklarına bastırmadan odadaki koltuğa oturttu.
"İpek bana giyecek bir şeyler verebilir misin?" dedi Miran.
Narin kolunu unutup güldü. İpek utançtan kıpkırmızı olmuştu. Valizden Miran'a gömlek ve pantolon aldı.
Narin "Ben özür dilerim, sana da kıyafet gerekeceğini hiç düşünmemiştim."
İpek'in rengi bir ton daha koyulaştı. Yatağın üstüne çıkarak Miran'ın yanına oturdu. Gömleği giydirdi, örtünün altından pantolonu bacaklarına geçirdi. Miran boynunu tuttu, İpek pantolonu geçirdi. O arabayı yaklaştırırken, kemerini taktı. O sırada oda servisi geldi.
Miran "İpek banyoya gir, ben bakarım."
İpek ilk önce ne için girmesi gerektiğini anlamadı, sonra Miran'ın, İpek'in üstünün müsait olmaması nedeniyle banyoya girmesini istediğini fark etti, banyoya girdi.
Banyodayken kırık cam parçalarının sesini, Miran'ın görevliyle konuşmasını ve kapının kapanma sesini duydu.
Narin buzu elinde tutuyordu. İpek valizden bir gömlek çıkardı, buza sardı. Narin'in gömleğinin üst düğmelerini açmak için uzandığında Narin geri çekildi, İpek şaşırmıştı.
"Narin buz?"
Miran Narin'i anlamış gibi "Ben gidip kahvaltıyı hazırlatayım." Diyerek odadan çıktı.
"O-o senin abin."
Narin birkaç saniyeliğine İpek'e baktı. O sırada İpek hafifçe morarmaya başlayan yere buzu koydu.
"Ben Halil'in yanında bile soyunmuyorum."
İpek koltuğa oturmuştu "Neden peki?"
"Bilmem. Biz 6 yaşımıza kadar Halil'le aynı odadan kaldık. Sonra odalarımızı ayırdılar. O günden beri Halil'in yanında atletle bile durmadım."
İpek beş dakika sonra buzu çekti.
Narin "Ne oldu?"
"Aralıksız uzun süre buz tutulmaz."
"Morardı mı?"
"Çok az."
Narin Abla kolunu giydi "Abimin yanına gidelim, bu kadar yeter."
İpek kalkarak üzerindeki tişörtünü çıkardı. Narin Abla'dan şaşkın bir ses çıktı.
"Bir sorun mu var abla?"
"İ-İpek belindekiler ne?"
İpek şaşırarak beline baktı, karnının biraz altında iki uzun çizgi şeklinde morluk vardı.
"Im, şey Miran yaptı galiba."
"İpek abim seni dövüyor mu?"
"Hayır. Sadece... Şey işte... Fazla sıkmış olabilir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anka Takımı-2
General FictionHayatı düzensizlikten ibaretti. Birileri aynı satranç oynar gibi hayatına yeni kişiler sokup çıkartıyordu ve onun yapabileceği hiç bir şey yoktu. Önünde keskin bir viraj vardı şimdi de. Ya çarpıp yok olacaktı, ya dönüp yeni yollar bulacaktı.