2 gün sonra...
"İpek.."
Ona seslenen yumuşacık bir sele uyandı İpek. Zeynep Hala saçlarını okşuyordu. İpek hemen doğrularak yatağın üzerine oturdu.
"Günaydın efendim.."
"Günaydın kızım. Hadi hazırlan da gel. Kahvaltıya başlayacağız."
İpek yataktan kalkarak "Peki efendim." Dedi.
Zeynep Hala odadan çıkarken o da banyosuna girdi. Elini yüzünü yıkadıktan sonra aynaya baktı. Yüzü daha de beyazlamış gözlerinin altı kıpkırmızı olmuştu. Kendini fazlasıyla bitkin hissediyordu, kısa bir duş almaya karar vererek üzerindekileri çıkardı. Sıcak suyun altına girdiğinde tüm vücuduna enfes bir ısı yayılmıştı. Kısa bir süre sonra duştan çıkarak havlusunu bedenine sardı. Saçlarını hafifçe kurulayıp kurutma makinesini almak için lavabonun çekmecesini açtı. Makineyi aldıktan sonra gözüne tıraş makinesi takılmıştı. Elinde olmadan gülümsedi.
--- Ölmeden 15 gün önce---
İpek örtüyü Miran'ın boynundan kucağına doğru sarmıştı. Miran'ın sakalları iyice uzadığı için doktor sağlığı için kesmelerini istemişti.
"Sen daha önce hiç bu makinelerden kullandın mı?" diye sordu Miran tereddütle.
Kendisi berbere gitmek istemişti ama İpek hem hijyenik olmadığından hem de berber çok uzakta olduğundan izin vermemiş, kendisinin keseceğini söylemişti.
İpek o hafif kahkahalarından attı "Çook."
Makineyi ayarlamakla meşguldü ama kocasının tereddüt ettiğini ve çekindiğini görüyordu.
"Ne zaman? Nerde? Kimin?"
İpek makineyi ayarlamıştı. Miran'ın kafasını hafifçe arkaya itti.
"Yetimhanedeyken. Yetimhanede. Kızların."
Ardından hafifçe boynuyla çenesinin birleştiği yerdeki sakalları almaya başladı.
"Kızların sakalları mı vardı?" diye sordu Miran, fazla hareket ettirmemek için ağzında gevelemişti kelimeleri.
İpek makineyi çekerek kahkaha attı.
"Hayır tabi ki. Kızlar arada bir bitlenirdi, saçlarını tıraş ederdik bizde."
Miran güldü "Yazık kızlara, erkek gibi mi dolaşıyorlardı."
İpek de gülmüştü "Kız gibi dolaşsalar ne olacak, o zaman da yapıştıracaklar malum etiketi."
Miran İpek'in gözlerine baktı "Sana yapıştırdılar mı 'malum etiketi.'?"
İpek gözlerini kaçırarak tıraş makinesini tekrar çalıştırdı. Çenesinin altı bittikten sonra Miran'ın kafasını düzeltti. Miran kafası düzeldiğinde İpek'e baktı, gözleri yaşlanmıştı. İpek'in elini tutarak makineyi kapattı.
"Hey?"
İpek gözlerini kaçırdı.
"Seni kıracak bir şey söylediysem özür dilerim."
İpek "Hayır... Elbette beni kıracak bir şey söylemedin. Aklıma bir şey geldi yalnızca."
"Aklına gelen şeyi benimle paylaşmak ister misin?"
İpek kafasını Miran'a çevirdi, yüzüne bir tebessüm yayılmıştı.
"Sadece bir kez, 8. Sınıfın son günlerinde."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anka Takımı-2
قصص عامةHayatı düzensizlikten ibaretti. Birileri aynı satranç oynar gibi hayatına yeni kişiler sokup çıkartıyordu ve onun yapabileceği hiç bir şey yoktu. Önünde keskin bir viraj vardı şimdi de. Ya çarpıp yok olacaktı, ya dönüp yeni yollar bulacaktı.