Tüm yol boyunca gözlerimi camdan ayırmadım ve gökyüzünden karların yağıp yere düşmesini seyrettim. Dustin onun evinin iki katı büyüklüğünde olan bir evin garajına arabayı parkederken ben heyecandan bacaklarımı sallıyordum.
“Kes şunu... İyi olacaksın. Ben de heyecanlıyım ama aslında ne olduğunu bilmeyecekler.” Derin bir nefes aldım ve haklı olmasını umarak başımı salladım. Kemerini çıkardı ve arabadan çıktı. Son bir kez derin bir nefes aldıktan sorna ben de onu takip ederek arabadan çıktım.
Kendimi Family Stone filminde gibi hissettim... Kız biri ile çıkıyor ve tatil için oğlanın evine gidiyorlar ve evdeki herkes ondan nefret ediyor.
İki gün önce Dustin ile seyretmiştik.
Bagajdan bavulumu aldım ama Dustin hızlı bir şekilde yanıma geldi ve elimden aldı. Onun yerine boynuma kamerasını bıraktı.
“Sen en hafif olan şeyi taşı, gerisini bana bırak.”
“Oh yani şimdi bana güçsüz mü demek istedin?” dedim kollarımı birleştirerek. Ciddi bir şekilde ona baktım ama bir anda korkması yaptığım şakayı zorlaştırıyordu.
“Hayır. Tabii ki hayır. Ama şimdi evin içine kendi bavulunu taşıyarak girersen annemler bana 'Sen ne halt ettiğini sanıyorsun, bir centilmen ol ve sevgilinin çantalarını taşı' bakışı atarlar.”
“Vay canına ne kadar uzun bir bakış ismi o öyle.” Kıkırdadım ve dediklerini onayladım. Haklıydı daha girer girmez işi berbat edemezdik.
“Sen sadece kamerayı düşürmemeye çalış.”
“Ya düşürürsem ne olur?” Yürümeyi bıraktı ve gülümseyerek bana döndü. Derin bir nefes aldı ve tekrar güldü.
“O zaman senin öldürmem gerekir.” Ben gülerken göz kırptı ve kapıyı açtı.
“MERHABA!” dedi elindeki bavulları yere bırakırken, ben de ceketimdeki karları temizledikten sonra saçımı düzelttim.
“Dustin!” Bir kadın bağırarak geldi ve ona sarıldı.
“Merhaba anne.” Kadın güldü ve Dustin'in yanaklarını avuçlarının içine aldı. “Çok yakışıklı olmuşsun şu kaslara ve saçlara bakın.”
Daha sonra bana döndü. “Ya da onu bırakın şu güzel kıza bakın.” Dustin'in eliyle alnına vurduğunu gördüm. Gergin bir şekilde gözlerini bizden kaçırmaya çalışırken ben tanışmak için elimi uzattım.
“Merhaba, ben Demi. Sanırım siz de Bayan Milligan yani Dustin'in annesi oluyorsunuz.” Elimi sıkarken bana sıcak kanlı bir şekilde gülümsedi.
Hoşuma gitmişti.
“Evet o ben oluyorum... Dustin onu her zaman utandırdığımı söyler, belki de haklı. Ama asıl sen ben onun küçüklüğünden bahsetmeye başlayınca yüzüne bak.”
Dustin çantaları yerden alırken onun bu haline güldüm. “Ben bunları yukarıya çıkarıyorum... Geri geldiğimde bu konu değişmiş olsa iyi olur.”
Annesine son bir kez baktıktan sonra beni onunla yalnız bıraktı. Şimdi çok daha gergindim. Neden beni de yanında götürmek için bir bahane bulmamıştı sanki?
Birlikte başka insanların da olduğu büyük bir odaya geçtik ve kalbim çıkacak gibi atıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sıcak Çikolata (Demi Lovato/Hayran Kurgu)
FanficSıcak çikolatayı kim sevmez ki? Özellikle de soğuk kış günlerinde... Ama bu sıradan içecek nasıl bir insanın hayatını değiştirebilecek kadar önemli hale gelebilir? Kendini sokaklarda bulan bir kızın hayatını yeniden ısıtan bir sıcak çikolatadan b...