Dustin gülümseyerek yanına gelmemi bekliyordu. Bir an ona doğru koşmayı düşündüm ama bunun aptalca olacağı ortadaydı. Sonuçta öylesine hazırlanan bir oyundu ve biz normalde.. her neyse.
Topuklularım ile dikkatli bir şekilde ona doğru yürüdüm ve tam önünde durdum. "Bu oyunu yapma amacın.." dedim son kelimeleri yavaşça söyleyerek.
"Eğlenceli olabileceğini düşünmüştüm. Ve bir de bu geceki müze açılışına benimle gelmene ihtiyacım vardı..." Bir an duraksadıktan sonra devam etti. "Ayrıca söylemeden geçemeyeceğim... Elbise çok yakışmış."
"Şey sen de fena gözükmüyorsun. Takım elbise yakışmış." dedim bu iltifatına karşılık. Omuz silkti anlaşılan benimle aynı fikirde değildi. "Yapma bunu... Her zaman sana edilen iltifatları al, özellikle bu bir arkadaşından geliyorsa."
"Tamam öyle olsun."
Birlikte limuzine bindik. Yol boyunca çıt çıkmamıştı, arada sadece ikimizden biri gergin bir şekilde boğazını temizliyordu ve onun dışında da camdan dışarı bakıyorduk.
"Yani tüm bu, saç, elbise, spa, kartlar, kolye vs. sırf bir açılışa gideceğimiz için miydi?" diye sordum merakla sessizliği bozmak adına. Çünkü açıkcası biraz saçma bulmuştum.
"Evet..." Gözlerini kaçırdığını farketmiştim. "Mesela spa rahatlaman ve gece derin düşüncelere dalıp beni korkutmaman içindi." Buna karşılık güldüğümde aramızdaki gerginlik hafiflemiş gibiydi.
"Umarım oyun hoşuna gitmiştir." Başımı salladım ve gülümsedim. "O zaman favori kısmın hangisiydi?"
Sanki düşünüyormuş gibi parmağımı kaldırdım ama kısa süre sonra kıkırdayarak ona doğru döndüm. "Daha sonra söylerim."
Dustin güldükten sonra bana bir şey söylemek için ağzını açtığında limuzin durdu ve kapılarımız açıldı. Önce dışarı çıkan o oldu. Ceketinin düğmelerini düzelttikten sonra sağ elini bana doğru uzattı. Gülümseyerek tuttum ve peşinden çıktım.
Bir film prömiyeri gibiydi etraf. Fotoğraf çekenler, röportaj verenler... Kırmızı halıdan hızla ilerleyip içeri girerken Dustin elimi bir saniye olsun bırakmadı. Ta ki bir garson yanımıza gelip şampanya ikram edene kadar.
"Tamam, şimdi kafam karıştı... Burası daha çok özel bir parti gibi." diye kulağına fısıldadığımda güldü ve içkisinden bir yudum aldı.
"Öyle bir şey işte... Bazı sanatçılar çalışmalarını gösterebilmek için böyle bir yer düzenlemişler. Kısacası ünlülerin ve diğer sanatçıların eserleri incelemek için geldiği büyük bir sergi." Başımı salladım.
Etrafa göz gezdirirken bir anda beni çekerek kol kola gelmemizi sağladı. Sanırım burada kaybolmamam için falan.. başka neden olacak? Baya büyük bir yer sonuçta.
İçeceklerimizden küçük yudumlar alıp etrafta kol kola gezerken duvarlardaki resimleri inceliyordum. Birileri gerçekten plastik şişeleri birbirine yapıştırarak bunu ortaya koymaya sanat mı diyordu?
"Hoş değil mi?" diye sorduğunda kaşlarımı kaldırarak Dustin'e baktım.
"Ciddi misin? Bu sadece yapıştırılmış birkaç şişe.. bunu ben bile yapabilirim."
"Şaka yapıyordum. Zaten bu anaokuluna giden çocukların yaptığı çalışmalardan biri." dedi gülerek bir süre sonra durumu anlayınca ben de ona katıldım.
"Ah." dedim birazcık utançla. Daha sonra da böyle bir şaka yaptığı için koluna yumruk attım ama o hala gülmeye devam ediyordu. "Hiç komik değil."
Kendini gülmemek için zorlarken şampanyasından bir yudum aldı ve tekrar yürümeye başladık. "Ee senin burada bir çalışman var mı?"
Gülümsedi ve omuz silkti. "Bir iki tane... Onlar serginin farklı bölümlerinde duruyor."
"Tamam o zaman o tarafa doğru gidelim."
**
"Çok yorgunum ve.. 18 yıl kadar uzun bir uykuya ihtiyacım var." dedim ve gözlerimi kapatıp arka koltukta iyice yayıldım.
"Yoğun bir gün geçirdin normaldir... Sabahtan beri benim yüzümden içeride dışarıda her yerde yürüdün."
Kıkırdadım ve gözlerimi açıp Dustin'e doğru baktım. "Endişelenme... Oyunu sevdim. Eğlenceliydi. Ve sır.. harikaydı." Gülümsedi ve ne dediğimi anlamışcasına başını salladı.
Tam o sırada dualarım kabul oldu ve limuzin eve vardı. Dustin kapımı açıp çıkmama yardım ettikten sonra gülümseyerek eve girdim.
"Müze hakkında ne düşünüyorsun?"
"O da eğlenceliydi... Öyle olacağını sanmıyordum ama güzeldi."
"Evet normalde çok sıkıcı olur. Sanırım bu yıl daha iyi şeyler getirdiklerinden dolayı eğlenceli geçti."
Gözlerim odadaki saate kaymıştı. Tam 24:00'dı ve kendimi yatağıma bırakmak için sabırsızlanıyordum. Ama yine de sormadan edemedim.
"Peki fotoğraf işlerin falan nasıl? Geçen gün anlattığında üzgün görünüyordun.."
"Evet... Hala uğraşıyorum... Nedenini biliyorum ama %100 emin değilim." Başımı salladım ve merdivenlere yöneldim. Anlaşılan ne olduğunu söylemek istemiyordu. Zaten çok da yorgundum.
"Nedenini söylemek istiyor musun yoksa bütün gün burada bekleyecek miyim?"
"Dikkat dağınıklığı, sanırım... Aklımda bir sürü şey var." Birlikte yatak odamın kapısına kadar gelmiştik. "Sordun cevapladım işte."
"Sanırım çok uykum var o yüzden bir an olaydan koptum." Dustin anlayışla başını salladı ama ikimizde yerimizden kıpırdamıyorduk. Gözlerinin içine baktığımda yavaşça bana doğru eğildi. Dudaklarını hissettiğimde gözlerimi kapattım ve kollarımı boynuna doladım. Zaten açık olan kapıyı iterek içeri girerken birbirimizden hala ayrılmamıştık. Bunun nereye gideceği belliydi ve onun da emin olmasını istiyordum.
"Bu her şeyi değiştirecek." diye fısıldadığımda, öpücüklerinin arasında beni çok kısa bir şekilde cevapladı. "Biliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sıcak Çikolata (Demi Lovato/Hayran Kurgu)
FanfictionSıcak çikolatayı kim sevmez ki? Özellikle de soğuk kış günlerinde... Ama bu sıradan içecek nasıl bir insanın hayatını değiştirebilecek kadar önemli hale gelebilir? Kendini sokaklarda bulan bir kızın hayatını yeniden ısıtan bir sıcak çikolatadan b...